ACELEN NE ARKADAŞ?

Bir gün önce, “Seçimleri,3 kasım 2019 tarihinde zamanında yapacağız” dedi.

Ertesi gün çıkıp, “Seçimlerin 24 Haziran 2018’de yapılmasını kararlaştırdık!” diyerek önceki konuşmasını yalanladı.

Hızına hayran kaldık.

15 yıl boyunca, ne zaman “erken seçim” denilse, bunu “millete ihanet!” diye kötüleyen AKP Lideri Erdoğan, bırakın erken seçimi, baskın seçim kararı aldı.

Bir yağma saldırısı sanki...

Rahmetli Demirel olsa şöyle derdi:

-Gapıp da gaçan mı?

Plan çok açık: Destek gücü Bahçeli sayesinde iktidarı kapıp kaçmak peşinde.

DÜŞECEĞİNİ GÖRDÜ

Halbuki millet bu AKP’ye 2019 yılı Kasım ayına kadar iktidarda kalma yetkisi vermişti. O süreyi kullanmak istemiyor Erdoğan. Hemen seçime gidip yeniden yetki istiyor. 5 yıllık.

İyi de sen, sana verilen bu yetkiyi daha bitirmedin ki... Milli iradeyi niye tam yerine getirmiyorsun?

Ama iyi biliyoruz ki Erdoğan’ın derdi milli irade değil. Baktı ki işler kötüye gidiyor; halk, altından o koltuğu çekip alacak; fazla yıpranmadan seçime gitme kararı aldı. Bunu da operasyonlarında kullandığı Devlet Bahçeli’yi konuşturarak yaptı.

Zaten, Erdoğan, kendisini tek adam yapacak 16 Nisan referandum sürecini de Devlet Bahçeli’yi kullanarak devreye sokmamış mıydı?

Devlet Bahçeli AKP’ye verdiği desteği açıklarken, “Türkiye, beka sorunu yaşayacak hale geldi!” demişti.

Kimse ona, “Türkiye’yi beka sorunu (var olma-yok olma) yaşayacak hale kim getirdi?” diye sormadı. Gerçekten de Türkiye tarihinde ilk kez AKP iktidarı döneminde var olma- yok olma sürecine sokuldu. Millet, bu AKP’ye şimdiye kadar hiçbir partiye vermediği kadar uzun bir iktidar verdi. Ama onlar, bu 16 seneyi çok kötü kullandılar.

MHP işte bu yıkım iktidarını destekleyerek Türkiye Cumhuriyeti ile savaşan kutupta yer aldı.

HİÇBİR GEREKÇE GÖSTEREMEDİLER

Devlet Bahçeli de Tayyip Erdoğan da bu baskın seçimi mazur gösterecek hiçbir gerekçe ortaya koyamadılar. Bahçeli, “Türkiye’nin 3 Kasım’a kadar dayanması kolay değildir!” diyerek erken seçim istedi de Türkiye’yi bu hale getirenin kim olduğunu söylemedi. Çünkü sorumlunun ortağı olduğunu iyi biliyordu.

AKP Lideri de erken seçim kararını açıklarken dış siyasi sorunlar dışında dişe dokunur bir şey söylemedi. Çünkü, Türkiye’yi erken seçim isteyecek hale sokan kendisi idi.

Hem Türkiye’yi yönetilemez hale getir hem de halktan yeniden iktidar iste... Vatandaş bu çelişkiyi görmeye başlayınca panikleyen Cumhurcular baskın seçime karar verdiler.

MUHALEFETİ AVLAMA BASKINI

Bu baskının ana hedefi, muhalefet partilerini kıstırmaktı. Onları hazırlıksız yakalamak için erken seçimi baskın seçime çevirdiler. Hedefte, özellikle de Saadet Partisi ile İyi Parti’nin kuracağı söylenen ittifakın olduğu anlaşılıyor. İyi Parti’yi YSK’yı da kullanarak seçime sokmamak projesi, ters tepebilir. Hele hele bizim milletimizin mağdurdan yana tavır takındığı düşünüldüğünde...

CHP; Atatürkçü, laik, çağdaş, solcu güçleri derleyip toparlamak için hızlı adımlar atabilir. Vatan Partisi ile seçim işbirliğini mutlaka düşünmelidirler. Çağdaş cumhuriyet rejiminin geleceğinin oylanacağı bu seçimlerde 1 oyun bile öneminin olduğunu; umarım bu mağrur CHP’liler idrak ederler.

Muhalefetin Erdoğan’ı bu seçimden zaferle çıkartacak tek hatası olacaksa o da CHP’nin HDP ile bir biçimde işbirliği yapması olacaktır. Halkın yüzde 90’ının karşı olduğu HDP ile CHP yakınlaşırsa Erdoğan-Bahçeli ikilisi bayram eder ve açık farkla da seçimi kazanırlar. Yoksa, Erdoğan ile Bahçeli el ele tutuşup siyasetin dışına zorunlu bir yolculuk yapacaklardır.

TEFECİ EMPERYALİST SERMAYE SEVİNDİ

AKP’nin, muhalefetin toparlanmasını önleyecek baskın seçim kararı alması en çok uluslararası tefeci sermaye sahiplerini sevindirdi. Yabancıların elindeki borsamız coştu, yüzde3’ten fazla yükseldi; dolar ve avro ise çakıldı.

24 Haziran’da Cumhurcular kazanırsa Türkiye 5 sene daha yabancılar tarafından bol bol sömürülecek demektir.

https://twitter.com/r_zelyut

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87