BİLİNCİ BİLMEM ama BİLİNÇALTI ‘HAYIR’ DİYOR!

Başlığı üstelersek ve sorularla genişletirsek ortaya çıkan tablo şu! Seçildiği andan itibaren başkanın yanılmaz, kandırılmaz, aldanmaz aldatılmaz ve hata yapmaz olduğunu peşinen kabul edeceğiz bir!

Neyi, neden ve ne zaman savunacağı belli olmayan yan aktörlerle idare etmeye çalışacağız iki!

Diplomasi; sanat, incelik ve empati yeteneği gerektiren bir disiplinken, bağırıp çağıranlar, parmak sallayıp had bildirenler yüzünden batıyla daha çok takışacağız üç!

Hal böyle iken; Ulusal, evrensel ve kültürel değerleri toptan inkâr ve reddedip Katar, Suudi Arabistan çöllerine kayan bir zihniyete EVET demeli miyiz dört!

Aklımıza alay eden basit kelime oyunlarına daha çok alışacağız beş! “Erdoğan için değil, her doğan için” gibi, “Kıskanma ne olur, biraz daha çalış senin de olur” gibi, “Biz 3. hava limanını yaptıktan sonra Almanlar çıldırdı, bu başarı onlar için dert oldu” gibi. 

Lütfen bizi yönetenler! Zekâya saygı, biraz olsun saygı lütfen…

Listeyi uzatırsam bu köşe dolar taşar sizin de sinirleriniz zıplar! Şimdi hem size hem kendime soruyorum: Olup biteni kanıksadık mı? Bize geçmişte dirençlerini, inatlarını, cesaretlerini bırakıp gidenleri unuttuk mu? Yapılanları sık sık hatırlamak ve okura ulaştırmak görev değil mi? Kritik günlerden geçerken bize laf düşmez mi?

Birileri, bizim, hepimizin geleceği için, hayatımızı, hayat kalitemizi etkileyecek kararlar alırken biz izlemekle mi yetineceğiz?

Dileğim; başbakanın gece gündüz görevini teslim etmek(!) için uğraş vermediği, cumhurbaşkanının gece gündüz zehir zemberek açıklamalar yapmadığı bir ülke özlemi. Arzum; tarihsel ve kültürel mirası yerle bir etmeyen, iştahını AVM ve çimentoya saklamayan, rantın dişlileri arasında ufalanmayan bir ülke özlemi…

İnsan insana kırılıyor da! İnsan vatanına, toprağına, ülkesine, memleketine kırılmıyor…

Bugün postu kurtarmak için susacak ve sineceksek hem bedel öder, hem de gözyaşlarımızı dindiremeyiz. Sonra ne mi olur? Şu olur; 28 gün çeken Şubat ayında 30 kadın cinayeti için söyleyecek sözümüz olmaz! Kaderin dehşetengiz cilvelerine sığınarak bizi uyutanlara, kimin neyin mağduru neyin mamulü olduğunu bilmediklerimize karşı çıkacak gücümüz olmaz. Okullarda kurslarda ardı arkası kesilmeyen çocuk istismarlarına söyleyecek sözümüz kalmaz! Ve İtalya’da çıkan Guardian Gazetesi’nin, ülkemizin nasıl dönüştüğünü göze sokmak ve akla kazımak için yazdığı; “Türkiye’ye seyahat etmek bugün karanlığa doğru yol almak gibi” sözüne kızma hakkımız olmaz!

Biz büyük bir devletiz. Niye İtalya’nın ağzına sakız olalım ki?
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87