BİNDİRDİLER BİR ALAMETE...

Taa, Kore Savaşı’ndan beri düşürülen ilk Rus uçağı bu...

-Rusya çıldırdı; Putin, “sırtımızdan bıçaklandık, ciddi sonuçları olacak” dedikten sonra, Türkiye’yi IŞİD’le işbirliği içinde olmakla ve teröristlerin çıkardığı petrolü satın almakla suçladı... 

-Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, dün Türkiye’ye yapacağı resmi ziyareti iptal eti, yetinmedi vatandaşlarına, “ben gitmiyorum, siz de gitmeyin” dedi...

-Rusya Federasyon Konseyi Komite Başkanı, Konstantin Kosaçev tüm devletlerarası temaslara geçici olarak son verilmesi gerektiğini bildirdi.. Bu mesajın hemen ardından Rusya Genelkurmay Başkanlığı Türkiye ile askeri temasların askıya alındığını açıkladı...

-Rusya’da yatırım yapan, yaşamını sürdüren Türkler, kara kara düşünmeye başladı.. Keza Türkiye’de yaşayan Ruslar da endişe içinde ne yapacağını şaşırdı... Türkiye’nin Moskova Büyükelçiliği önünde toplanan Ruslar, “teröristlerin dostları da yok olacak” sloganları attı...

-Rusya’da 21 yıl gazetecilik yapan Cenk Başlamış, “Çehov, bir piyeste şayet duvarda bir tabanca asılıysa, oyunun içinde bir yerde mutlaka patlar” dedi!.. 

-Rusya’ya bağlı Çeçen Cumhuriyeti Devlet Başkanı Ramazan Kadirov, bir mesaj yayınlayarak, “güçlü ve eğitimli binlerce gönüllümüz var, harekete hazırız, emir bekliyoruz” diyerek, Türkiye’yi hainlikle suçladı, uzun süre pişmanlık duyacağını söyledi!..

Rus cephesinde son 24 saatin özeti bu. Doğal olarak akla gelen soru ise şu:

-Değdi mi bari?. Bu olay en çok kime yaradı, kim ellerini şööle sıkı sıkı ovuşturdu!..

Yandaş medya dörtnala savaşa!..

Gelelim bizim cenaha...

-Daha Rus uçağı vurulur vurulmaz, Türkiye NATO’ya başvurup, olağanüstü toplantı istedi...

-Yanıt ABD’den geldi; Obama yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin sınırlarını koruma hakkı vardır” dedikten sonra ekledi, “iletişimi kesmeyin!” Türkçeye çevirirsek şöyle oluyor: “başınızın çaresine bakın!..”

-Yandaş medyada bir sevinç, bir mutluluk sormayın gitsin!.. Sabah gazetesi, “Tam 10 kez uyardık günah bizden gitti” manşetini attı. Habertürk ise şahin bir edayla “sabrın sınırı” sürmanşetini layık gördü. Star gazetesi durur mu, “Rus çizgiyi aştı vurduk” dedi... Akşam ise o ünlü lafı manşetine taşıdı: “sabrımızı test ettiler!..” Yandaş medyanın sıkı sıkıya sarıldığı bir analiz de İngiliz Daily Telegraph Gazetesi’nde ki “tam gaz” veren yazıydı: “Türkler ders vermek için can atıyordu. Putin eğer ateşle oynarsa sonunda yanacak...” Ancak aynı muhteremler yine bir İngiliz gazetesi olan Financial Times gazetesinin yorumunu atladı: “Ruslar, Suriye Kürtlerine desteğini artırabilir!..”

-Haa, bu arada iyice sinen cemaat medyası “fırsat bu fırsattır” şiarından hareketle Saray’a koltuk çıktı!. FETÖ iddianamesinin 2 numarası Emre Uslu isimli muhterem, okyanus ötesinden salladığı Twitter’da, “Arkadaşlar Türkiye jöleli kafaların maceralarına bırakılamayacak kadar önemlidir. Bu yüzden Türkiye-Rusya konusunda AKP’nin yanında olun” dedi. Hızını alamadı, “Doğu Perinçek Rusya’nın yanındaysa ben Erdoğan’ın yanındayım, bu kadar basit” deyiverdi. Barış çubuğunun zarafetine bakınız!.. Zaman yazarı Mümtazer Türköne ise “İktidarın Rusya’ya tavrını bütünüyle destekliyorum” mesajını attı...

-En çarpıcı açıklamalardan biri de Eski Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner’den geldi: “Mavi Marmara Gemisi krizinde bizzat angajman kuralları istedim, ama bunların bizi savaşa götürebileceğini anlattım. Vermeye cesaret edememişlerdi. Bizi Ortadoğu batağına tam olarak sokmak isteyen Batı’nın sevinçten ellerini ovuşturduğunu görür gibiyim!..” Güner, angajman kuralları ile ilgili olarak da, “Biz Ege’de karasuyu ihlali yapan gemileri batırsaydık, elde gemi kalmazdı. Uçak sınırı ihlal etmiş de ne yapmış, bizim tarafa bomba mı atmış” dedi!..

Eveet, iki cenahın durumu şimdilik bu merkezde... Benim önerim ise gözlerimizi dört açıp, üçüncü tarafı dikkatle izlemek!.. Bir takım “kifayetsiz muhterisin” oyuncak gibi kullanılarak, koca ülkeyi bir “gayya kuyusuna” yuvarlamasına, bu topraklarda huzur içinde yaşamak isteyen milyonlarca insan izin veremez, vermemeli... İşte tam da bu nedenle “kıyameti yaşamamak” için Birgün gazetesinin dünkü manşetini hep hatırınızda tutun:

-Taşeron görevde!.. 

Trabzonspor’un dayanılmaz trajedisi!..

Şu Trabzonspor’un haline bakın lütfen...

Yıllardır, ateşten bir cendere içinde kavrulup duruyor!.. Siyasetin en düşük haliyle, silahlarla, küfürlerle savrulup durmaktan bitap düştü...

-Silahşorlar, fedailer, “karı gibi 100 yıl yaşamaktansa, erkek gibi bir yıl yaşamayı” matah zannedenler falan filan...

Son olarak da Hacıosmanoğlu nam patronun silahşorları, Fatih’in (pardon o filmdeki lakabıydı) Muharrem Usta’nın fedaisini korkutmak için yere iki kurşun sallamış, Allah’tan kimseye değmemiş, yerden sekip duvara saplanmış...

“Fatih’in Fedaisi Kara Murat” filminin başrol oyuncusu ve patronun yeğeni Fatih Usta ne yapmış dersiniz? Filmden aslanlar gibi bir fotoğraf yayınlayıp, şu müthiş repliği patlatmış:

-Sizin gibi kalleşlere benim yüreğimin kırıntısı yeter!..

Sonuçta “Kara Murat” tabii!.. Yalnız. Benim anlamadığım bir nokta var; İbrahim Hacıosmanoğlu’nun Saray’a olan aşkı kendi sözleriyle tescilli. Ama diğer aday Muharrem Usta’da Medical Park’ın sahibi ve Saray’a çok yakın olduğu biliniyor... Pekii, bu muhteremler neyi paylaşamıyor?. Ya da Tayyip Bey niçin araya girip, “sen çekil, sen ol” filan demiyor?.. Neyse, o kadarına aklımız ermez,  ben asıl soruya geleyim:

-Trabzon şu makus talihini kırıp, bu tiplerden ne zaman ve nasıl kurtulacak?!.
    
https://twitter.com/umit_zileli
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87