Dünya:
'BATILILAR KUKLA BİR SURİYE İSTİYORLAR'
'BATILILAR KUKLA BİR SURİYE İSTİYORLAR'

Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, Rus TASS Haber Ajansı, Rossiya Segodnya Haber Ajansı, Sputnik Haber Ajansı, Zvezda Televizyonu, Rossiya 24 Televizyonu, RT Televizyonu, Sputnik Radyosu ve Rossiyskaya Gazetesine verdiği röportajda Suriye, bölge ve uluslararası gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

GÖRÜŞMELERİN BAŞARILI OLMASI İÇİN MANŞET ve İÇERİK UYUMLU OLMALIDIR

TASS Haber ajansının Nisan ayının başlarında Moskova’da Suriyeliler arasında istişare oturumlarına ilişkin görüşleri konusunda soruya cevabında Esad, görüşmeler ve Rusya’nın bu yöndeki girişimlerine bütünsel olarak olumlu baktığını söyledi. Esad bu çabaları önemli ve gerekli olarak nitelendirdi.

Esad Batılı kimi devletlerin bazen terörle mücadele bazen de sözde özgürlük için ayaklanan halklara destek yada Batılı medyadan gelen daha başka yalanlarla Suriye’de ve tüm bölgede askeri bir savaşa sürüklemeye çalıştığına dikkat çekti. Fakat Rusya’nın çabaları ve inisiyatiflerinin Batılı devletlerin savaş naralarının yolunu kestiğine işaret eden Esad; bu devletlerin Ukrayna ve daha sonra Rusya’da yönetimleri değiştirme amacıyla muhtelif tarafları silahlandırmaya çalıştıklarını söyledi. Dolayısıyla Suriyeliler arasında diyalogun önemli ve gerekli olduğuna vurgu yapan Esad; sonuç itibariyle tüm sorunların diyalog ve siyasi yollarla çözülmesinin Suriye’nin temel ilkelerinden biri olduğunu ifade etti.

İstişare görüşmelerinin başarısı konusunda ise Esad; bunun için manşet ve içeriğin birbiriyle uyumlu olması gerektiğini ifade etti. Esad başka bir deyişle istişarelerin adı konulduğu gibi Suriyeliler arasında olması ve herhangi bir dış müdahale yada dayatmanın olmaması, dış güçlerin görüşmelere katılan hiçbir tarafa baskıcı etkileri olmaması gerektiğinin altını çizdi.

Asıl meselenin görüşmelere katılan tarafların bir kısmının bilinen kimi bölgesel ve evrensel devletler tarafından desteklendiklerine dikkat çeken el Esad; bu tarafların doğal olarak da bu tarafların kararlarını etkilediklerini belirtti. Esad bunun açık ve net bir kanıtı olarak birkaç gün önce söz konusu taraflardan birinin istişare oturumlarına katılmayacağını ilan ettiğine işaret etti.

Sözlerine devam eden Esad görüşmelere katılacak tarafların Suriye halkının ideallerini ve iradelerini temsil etmeleri gerektiğine vurgu yaparken, başka tarafların yada özellikle Suriye’de baştan beri provokatör bir tutum sergileyen ve siyasi çözümü engelleyen devletlerin ajandalarına hizmet etmemeleri gerektiğini vurguladı.

TERÖR ÖRGÜTLERİ BİZZAT TÜRKİYE'deki REJİM TARAFINDAN DESTEKLENİYOR

RT Televizyonunun BM Suriye özel temsilcisi Stefan de Mistura’nın Halep’te çatışmaların dondurulması amaçlı inisiyatifi ve bu inisiyatife rağmen ‘yurtdışı muhalefetin’ Halep’te güvenli sivil bölgeleri ağır top ve füzelerle hedef almalarına ilişkin soruya cevabında Esad; Suriye’nin de Mistura ile ilk temaslarda onun çaba ve girişimlerine desteğini belirttiğine dikkat çekti.

Esad inisiyatifin temelleri üzerine anlaşılması ardından de Mistura tarafından ilan edildiğini ifade ederken, BM Suriye özel temsilcine bağlı ekibin inisiyatifi hayata geçirme çalışmalarına başladığını, Suriye’nin de bu çabaları her daim desteklediğini söyledi.

Sözlerine devam eden Esad; bu inisiyatifin başarılı olması için temel olarak devlete bağlı olsa da diğer taraftan da Halep’in muhtelif bölgelerinde mevcut teröristlere yada silahlılara da bağlı olduğuna dikkat çekti. Esad burada da sorunun tıpkı Suriyeliler arasındaki diyalogda olduğu gibi yine dış güçlere bağlı terör gruplarının bulunmasından ibaret olduğunu vurguladı.

Özellikle Halep’te mevcut tüm silahlı gruplar yada terör örgütlerin bizzat Türkiye’deki rejim tarafından direkt desteklendiklerine vurgu yapan Esad; bundan dolayı da söz konusu terör grupların baştan beri de Mistura’nın inisiyatifini reddettiğini ilan ettiğine dikkat çekti.

Esad aynı terör grupların yaklaşık bir hafta önce de Mistura’nın çaba ve inisiyatiflerine karşı tutumunu yinelediklerine işaret ederek, bu tutumlarını da sivil bölgeleri bombalama ve çok sayıda kişinin şehit düşmesine yol açmakla kanıtladıklarını belirtti.

Her şeye rağmen Suriye’nin, de Mistura’nın inisiyatifini önemli ve başarısı mümkün olarak gördüğüne dikkat çeken Esad; fakat bunun için Türkiye ve teröristleri destekleyen daha başka devletlerin müdahalelerini durdurmaları gerektiğinin altını çizdi.

Sözlerine devam eden Esad; de Mistura’nın çabalarının başarılı olması için en önemli faktörlerden birinin Suriyelilerin teröristlerden kurtulma arzuları olduğuna işaret etti.

SİYASİ ÇÖZÜM, TERÖRLE MÜCADELE ve ULUSAL UZLAŞMA

RT televizyonunun Suriye’nin muhtelif bölgelerinde hükümetin ulusal uzlaşmaların başarılı olması için harcadığı takdire şayan çabaları ve bu amaçla yüzlerce tutukluyu serbest bırakması ardından ulusal uzlaşmaların başarı şansına ilişkin soruya cevabında Esad; Suriye’nin yaklaşık iki yıldan beri siyasi çözüm süreci kapsamında ulusal uzlaşmalara odaklandığını belirtti.

Esad siyasi çözümün her zaman uzun bir süre aldığı gibi bu süreci aksatan, geciktiren yada belli bir süreliğine olsa da engelleyen faktörlerin de olabileceğine işaret etti. Fakat Suriye’de her gün masum insanların öldürüldüğüne dikkat çeken Esad; dolayısıyla gecikmesi ya da aksatılması muhtemel olan siyasi çözüm sağlanıncaya dek vatandaşları korumayı ertelemenin mantıklı olmadığını ifade etti. Esad bunun ışığında başka süreçlerde ilerlemenin ve terörle mücadelenin kaçınılmaz olduğunun altını çizdi.

Siyasi çözüm ve terörle mücadeleye ilaveten üçüncü bir süreç olan ulusal uzlaşma süreci çabalarının sürdürüldüğüne dikkat çeken Esad; bu üçüncü süreçte tehcir edilen vatandaşların evlerine dönmelerini, silahlıların sivil yerleşim alanlarından çıkmaları ya da silahlarını bırakmalarını içerdiğini belirtti.

Sözlerine devam eden Esad devletin bu amaçla normal yaşamlarına dönmeleri için tutuluları serbest bıraktığını ve silahlarıyla teslim olanları serbest bıraktığını ifade ederken, bunun ulusal uzlaşma sürecindeki önemine ışık tuttu.

Bu çabalar ve icraatlar sonucunda birçok bölgede gayet güzel sonuçlar sağlandığına ve bu bölgelerde vatandaşların evlerine dönüp güvenliğinin sağlandığını belirten Esad; umulan siyasi çözümde ilerleme sağlanıncaya dek bu icraatların devam edeceğini söyledi.

BATILILAR HOŞLARINA GİTMEYEN BAŞKANLARI ŞEYTANLAŞTIRIYORLAR

Krizin başında ve şu anda Suriye’de çözümün Esad’sız yada Esad ile olması yönündeki söylemlere ilaveten tüm Suriyelilerin katılımıyla çözümün nasıl olacağı konusunda Rusya 24 Televizyonunun sorusuna cevabında Esad; bu söylemlerin Batılı mantığını yansıttığına dikkat çekti.

Sözlerine devam eden Esad; Batılı mantığın sömürü ve hegemonyaya dayalı olduğunu belirtti. Batılıların ortak kabul etmediğine işaret eden Esad; başka bir deyişle Batılılar herhangi bir devletten hoşlanmadıkları zaman devleti ya da en azından bu devletin başkanını değiştirmeye çalıştıklarına dikkat çekti.

Bu mantıkla konuşanların halkları ve bu halkların iradelerini görmezden geldiklerine vurgu yapan Esad; halkların iradelerini ve ideallerini görmezden gelme çağının tarihte kaldığını söyledi. Esad günümüz halklarının dışarıdan kendilerine dayatmaların yapılmasını reddettiklerini, kendi geleceklerini ve yönetimlerini kendileri seçme kararlılığında olduklarını ifade etti.

Batılıların aynı oyunu Ukrayna ve Rusya’da oynamaya çalıştıklarına dikkat çeken Esad; Batılıların hoşlarına gitmeyen başkanları şeytanlaştırmaya çalıştıklarına vurgu yaptı.

Fakat her şeye rağmen Suriye’de cumhurbaşkanını seçme hakkına sadece ve sadece Suriye halkının sahip olduğuna bir kez daha vurgu yapan Esad; dolayısıyla gerek Batılı devletler gerekse bölgedeki müttefik devletlerden bu konuda yapılan tüm açıklamaların Suriyelileri ilgilendirmediğinin altını çizdi.

Sözlerine devam eden Esad; Suriye’de cumhurbaşkanını seçme yada ona meşruluk verme davalarının tamamen Suriyelilerin hakkı olduğunu ifade etti. Dolayısıyla Batılıların yada müttefiklerinin açıklamalarıyla zaman kaybetmenin anlamsız olduğunu ifade eden el Esad; onların her gün farklı bir açıklama yapma ihtimallerine işaret etti.

DIŞ MÜDAHALELER KESİLİRSE ÇÖZÜM DAHA KOLAY OLUR

Cumhurbaşkanı Esad; Suriye’nin de kendisine yürütülen çok yönlü evrensel savaşa karşı şu ana dek mücadele etmesinin en önemli sebeplerinden birinin Suriye halkının desteği ve mücadelesi olduğunun altını çizdi.

Suriye’de çözümün imkansız olmadığına dikkat çeken Esad; dış müdahalelerin kesilmesi ve Suriyelilerin kendi aralarında diyaloga oturmaları halinde bunun gayet mümkün olabileceğini belirtti. Esad buna en büyük kanıtın da birçok bölgede başarılı olan ulusal uzlaşmanın olduğuna vurgu yaptı.

Kanların akıtıldığı bölgelerde elinde silahıyla uzlaşma diyaloguna oturanla sonuca varmanın zorluğuna ışık tutan Esad; bir kez daha dış müdahalelerin kesilmesiyle çözümün gayet mümkün olacağına vurgu yaptı.

Sözlerine devam eden Esad; Türkiye, Katar, Suudi Arabistan, İngiltere, Fransa ve daha başka devletlerin aleni olarak teröristleri desteklediklerini açıkladıklarına dikkat çekti. Bu devletlerin de siyasi çözümü engellediklerine işaret eden Esad; söz konusu devletlerin teröristlere muhtelif tür destek ve finansı kesmeleri halinde Suriye’de tüm bu olanlara çözüm sağlamanın kolay ve sadece zaman meselesi olacağını belirtti.

YAŞANANLAR HALK SAVAŞI DEĞİLDİR

Esad; Suriye halkının iddia edildiği gibi dağılmadığını, her zamandan daha çok ulusal uzlaşmaya yatkın olup terör ve şiddete son verilmesini istediğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Esad Suriye’de yaşananların yine iddia edildiği yada yansıtılmaya çalışıldığı gibi etnik, dini yada halk savaşı olmadığının bir kez daha altını çizdi.

Bu durumda çatışan etnik yada mezhepsel toplumlar arasında sınırların olduğuna dikkat çeken Esad; oysa ki Suriye’de bunun mevcut olmadığını, muhtelif bölgelerde muhtelif kesimlerden ve bileşenlerden vatandaşların birlikte yaşadıklarını ve birbirlerine destek olduklarının altını çizdi.

Tehcir olanların büyük çoğunluğunun teröristlerin bulundukları bölgelerden ve terör eylemlerinden kaçtıklarına dikkat çeken el Esad; bunların genelinin devletin kontrolü altındaki güvenli bölgelere kaçtıklarına vurgu yaptı.

Dünyanın her ülkesinde mezhepsel yada etnik çatışmalar için bahane bulmanın mümkün olmasıyla birlikte bunun nasıl önüne geçilebileceğine ilişkin soruya cevabında Esad; temelde mezhepsel bir açık olması halinde bunun yabancı devletler tarafından fırsat kullanıldığına işaret etti.

TÜM DİNİ ve ETNİK AZINLIKLARA DEVLET ÇATISI ALTINDA ÖZGÜRLÜK TANINMALIDIR

Rusya’da da benzer bir oyunun oynandığına dikkat çeken Esad; asıl amacın masum insanları öldürmek değil de, toplum arasında bölücülük ve fitne yaymak, bununla da kaos ve şiddete yol açmak olduğunu söyledi. Esad böylece devletlerin zayıflatıldığına ışık tuttu.

Sözlerine devam eden Esad bunun önüne geçilmesi için tüm dini ve etnik azınlıklara devlet çatısı altında özgürlük tanınması gerektiğini söyledi. Radikalliğin önüne geçmek için de toplumun bilinçlendirilmesi önemine vurgu yapan el Esad; ulusal birlik beraberliğin korunması gereğine ışık tuttu.

Suriye halkının da bunun bilincinde olduğunu belirten Esad; Suriye’nin şu ana dek direnmesi ve halkın da ordu ile kenetleşmesinin buna en büyük kanıtı teşkil ettiğine dikkat çekti.

Esad Suriye’ye yönelik savaşın başlangıcında dış güçlerin bu eksenlere odaklandıklarını, Suriye’yi etnik ve dini yapıya göre bölmeye çalıştıklarını belirtti. Başlangıçta halkın bir kısmının bu oyuna geldiğine işaret eden Esad, fakat devletin halkı bilinçlendirme icraatlarıyla bu oyunun çökertildiğini söyledi.

Esad böylece halkın genelinin mevzunun sadece ve sadece terör olduğunu, hedefin Suriye’nin egemenlik ve bağımsızlığı olduğunu idrak ettiğini sözlerine ekledi.

BATILILAR, KENDİLERİNE TÂBİ OLAN KUKLA BİR SURİYE İSTİYORLAR

Bu yaşananların olmaması için Batılıların daha önce kendisine önerdiği tekliflerin ne olduğu ve günümüzde siyasi çözümün olması için bağımsız Suriye’den ne talep edildiği konusund Segodnya’nın bir sorusuna cevabında Esad; Batılıların sömürü ve hegemonya mantığıyla hareket ettiklerine bir kez daha vurgu yaptı.

Sözlerine devam eden Esad; Batılıların sadece ve sadece kendilerine tabi olan devletler istediklerini belirtti. ABD’nin hatta Avrupa’da ortak istemediğine işaret eden Esad; ABD’nin gerek Avrupa devletleri gerekse Rusya’yı bile ortak olarak görmediğine dikkat çekti. Bu devletleri ortak kabul etmeyen ve hegemonyası altına almaya çalışan ABD’nin Suriye gibi bir devletin bağımsız kalmasını hazmedemediğini ifade eden Esad; Suriye’nin de halkının çıkarlarıyla uyuşmayan bir şeye evet demesinin mümkün olmadığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Esad Batılıların kriz öncesinde Suriye’den bağımsızlık ve onurundan vazgeçmesini talep ettiklerini söyledi.

Suriye’den İsrail işgali altındaki topraklarından vazgeçmesini istediklerini ifade eden Esad; Filistin ve Lübnan’da Suriye’nin meşru hakları uğruna mücadele veren direnişe desteğini kesmesini talep ettiklerini açıkladı. Esad daha sonra da Suriye’nin İran’dan uzaklaşmasını ve de nükleer programından caymasına ikna etmesini talep ettiklerini belirtti.

Başka bir deyişle Suriye’den kendilerine tabi kukla bir devlet olmasını talep ettiklerini ifade eden Esad; Suriye’nin tüm bunları reddettiğini söyledi. Esad dolayısıyla bu devletlerin demokrasi, insan hakları yada daha başka asılsız yalanlar altında Suriye ve halkına yönelik her açıdan hırçın bir evrensel savaş başlattıklarını belirtti.

Batılıların demokrasi, insan hakları ve daha başka suçlamalar altında Suriye’ye karşı savaş yürüttükleri bir zamanda demokrasi ve insan haklarını hiçbir zaman ve hiçbir şekilde tanımayan Suudi Arabistan ve daha başka devletlerle stratejik ittifaklar kurup savaşlar yürüttüklerine işaret eden Esad; nifak ve çifte standartlı politikanın bizzat bu olduğunu vurguladı.

ÖZELLİKLE ABD, FRANSA ve İNGİLTERE'NİN SURİYE'de SİYASİ ÇÖZÜM İSTEDİĞİNE İNANMIYORUM

Siyasi çözümün Batılı devletler tarafından desteklenmesi için gerekenler konusunda ise Esad; özellikle ABD, Fransa ve İngiltere’nin Suriye’de siyasi çözümü desteklediklerine inanmadığını belirtti. El Esad bu devletler haricindeki diğer devletlerin ise ikincil devletler olduğunu söyledi.

Esad; ABD, Fransa ve İngiltere açısından siyasi çözümün, devletin değiştirilmesi, dağılması yada onların kuklası olması anlamına geldiğini söyledi.

“Onlara göre direktiflerini yerine getirmeyen ve onlara boyun eğmeyen her devlet, insan hakları ve demokrasiden yoksundur, onlar da bunu düzeltmekle yükümlüdür. Bu devletlerin başkanları da halk katili diktatörlerdir..” diyen Esad; ABD, Fransa ve İngiltere’nin hegemonya sağlama ve halkların zenginliklerini sömürme amacıyla dünyanın her yerinde savaş başlatmaya istekli olduklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Esad; ABD tarafından masa altından herhangi bir talebin olup olmadığına ilişkin soruya cevabında ise; böyle bir talebin olmadığını söyledi.

ABD ile ŞU ANA DEK DİREKT BİR İLETİŞİM BULUNMAMAKTADIR

ABD’nin Suriye hükümeti ile görüşme talepleri ve bunun için öne sürdüğü koşullar konusunda Rossiyskaya Gazetesinin sorusunu cevaplayan Esad; tüm dünyanın, ABD’li yetkililerin çelişkili ve değişken açıklamalarına alıştığını ifade etti. Esad ABD’lilerin günü birlik olarak birbirleriyle çelişen açıklamalarına dikkat çekti.

Fakat son olarak ABD’li yetkiler arasındaki çelişkili açıklamaların Washington idaresi içindeki anlaşmazlıkları yansıttığına dikkat çeken Esad; ABD’deki lobiler içinde muhtelif konularda farklı vizyonlara sahip olduklarını söyledi. Esad, ABD ve onun platformunda Suriye, Ukrayna ve Irak davalarında askeri çözüm ve savaştan yana olan tarafların bulunduğunu, bunun mukabilinde de Vietnam ve Irak savaşlarından ders alıp siyasi çözümden yana azınlık bir başka tarafın bulunduğunu söyledi.

Her şeye rağmen şu ana dek ABD tarafında siyasi çözümden yana herhangi bir pratik adım görülmediğini belirten Esad; Suriye ile ABD arasında direkt hiçbir diyalogun olmadığını söyledi. Esad fakat üçüncü bir taraf aracılığı ile henüz ciddiyet kanmayan düşüncelerin mevcut olduğunu açıkladı.

KOALİSYON GÜÇLERİ IŞİD'e KARŞI SAVAŞTA CİDDİYETSİZLER

IŞİD’e karşı Uluslararası koalisyon güçlerinin hava bombardımanları ve hedefleri konusundaki görüşlerine ilişkin Rossiya Segodnya’nın sorusunu cevaplayan Esad; günümüzde 60 ülkeden oluşan bu koalisyonun Suriye ve Irak’ta IŞİD mevkilerine yönelik ortalama bombardımanlarının 10’u geçmediğine dikkat çekti.

Esad bunun mukabilinde bu devletlere nazaran küçük sayılan Suriye hava güçlerinin günlük ortalama olarak bu sayının iki ya da üç katı bombardımanlarda bulunduğuna vurgu yaptı.

Bunun söz konusu koalisyon ve içerdiği devletlerin IŞİD’e karşı savaşta ciddiyetsizliklerine net bir kanıt teşkil ettiğini belirten Esad; koalisyonda kimi devletlerin IŞİD’in Suriye ve Irak’ta daha fazla büyümesini istemediklerini, fakat aynı zamanda yok olmasından da yana olmadıklarına dikkat çekti. Esad bu devletlerin, IŞİD’in kalmasıyla birlikte muhtelif devletlere karşı edat olarak kullanmasından yana olduklarını ifade etti.

Bir diğer önemli noktanın ise koalisyonda mevcut kimi devletlerin bizzat kendilerinin IŞİD ve diğer terör örgütlere muhtelif tür destek sağladıklarına vurgu yapan Esad; terörü destekleyen devletlerin terörle mücadele ettiklerine inanmanın mümkün olmadığını ifade etti.

Yine Rossiya Segodnya’nın koalisyon uçaklarının Suriye’de ordu mevkilerini hedef alıp almadıklarının yanı sıra Suriye’de uluslar arası barış güçlerinin konuşlandırılmasına ilişkin sorusunu cevaplayan Esad; “koalisyon uçakları orduya tabi mevkileri bombalamadı. Fakat Suriye halkının mülkü olan altyapı ve ekonomik kurumlar bombalandı. Bu da devlet ve halk olarak Suriye’yi kötü etkiledi..” dedi.

IŞİD BİR DEVLET DEĞİL TERÖR ÖRGÜTÜDÜR

Uluslararası barış güçlerinin konuşlandırılması konusunda ise Esad; barış güçlerinin savaş halindeki devletler arasında konuşlandırıldığına dikkat çekti. Esad; dolayısıyla bu düşünceyi öne sürmeleriyle IŞİD’in radikal bir terör örgütü değil de bir devlet olduğunu itiraf ettiklerine vurgu yaptı. Oysa ki IŞİD’in devlet olmadığını, Kaide Örgütünün kolu olan Nusra Cephesi ile birlikte uluslar arası terör örgütleri listesinde yer aldıklarına dikkat çeken Esad; aynı zamanda söz konusu bu terör örgütlerin sivil halk içinde olduklarına işaret etti.

Sözlerine devam eden Esad; IŞİD, Nusra Cephesi ve daha başka radikal örgütlerin bulundukları bölgelerde mevcut sivil halkın radikal ideolojiye karşı olduklarına vurgu yaparken, teröristlerin bulundukları bölgelerde halka karşı bulundukları dayatmalar ve işledikleri insanlık dışı vahşetlere vurgu yaptı.

TERÖRÜN TEMEL ÇÖZÜMÜ İDEOLOJİK ÇÖZÜMDÜR

Gençlerin İslam dininin barış dini olduğu yönünde gençlerin bilinçlendirilmesine ilişkin faaliyetleri konusunda Sputnik Radyosunun sorusunu cevaplayan Esad; terörün temel çözümünün, ideolojik çözüm olduğuna vurgu yaptı.

Kimilerinin terörü belirli bir bölgede çeteden ibaret olarak gördüklerine ve bu çeteleri yok etmekle çözmeye çalıştıklarına dikkat çeken Esad; bunun çözümün tamamı değil de sadece bir parçası olduğunu söyledi. Esad asıl çözümün düşünsel ve ideolojik olduğunu, dolayısıyla da yetkilerin katılıp bilinçlendirme faaliyetlerinde bulunmalarının önemli olduğuna inandığını belirtti.

Suriye’nin krizin başından beri bu konuya verdiği büyük öneme ışık tutan Esad; din adamları, aydın ve sosyal şahsiyetler aracılığı ile bu amaçla yoğun çabaların harcandığını belirtti.

Sözlerine devam eden Esad; Suriye’nin bu konuda 1960’lı yılların başlarından beri bu yönde çaba harcadığına işaret etti. Suriye’nin İslam aleminde Kaide Örgütünün temelini oluşturan Müslüman Kardeşlere karşı bilinçlendirme hamlesi başlattığını söyleyen Esad; dinin barış, sevgi ve hoş görü dini olduğunu aydınlatan ve gerçek değerlerine ışık tutan faaliyetlerin yürütüldüğünü söyledi.

Esad o zamanlarda internet, sosyal paylaşım sayfaları ya da günümüzün modern koşullarının bulunmadığına dikkat çekerken, günümüzde radikal televizyon kanalları ve sosyal paylaşım sayfalarının yetişen nesillere olumsuz etkisine de vurgu yaptı.

Esad bu nesillerin beyinlerini yıkayıp karanlık düşüncelerle dolduran bu kanalların Suudi Arabistan tarafından finanse edilip vahhabi ideolojinin yayılmasına çalışıldığına dikkat çekti.

Bunun önüne geçmek için Suriye’de dini kurumların büyük bir rol oynadığını belirten Esad; dinin asıl hedefi, gerçek ilke ve değerlerine ışık tutan, insanları bu konuda bilinçlendiren geniş çaplı ve muhtelif tür faaliyetlerin yapıldığını belirtti.

RUSYA'nın BÖLGEDE VARLIĞI İSTİKRAR AÇISINDAN ÖNEMLİDİR

Tartus’taki Rus deniz filosunun daimi bir Rus üssüne dönüştürülmesi yada kriz süresince Suriye ile Rusya arasında yeni askeri sözleşmelerin imzalanıp imzalanmadığı konusunda Zvezda Televizyonunun sorusunu cevaplayan Esad; Tartus limanı dahil Rusya’nın Ortadoğu Bölgesinin muhtelif yerlerinde bulunmasının dünyanın kaybettiği güç dengesinin yeniden sağlanması açısından büyük önem taşıdığını belirtti.

Esad; Rusya’nın dünya istikrarının sağlanmasında büyük katkısı ve önemli rolü olduğunu belirtti. Dolayısıyla Tartus Limanında yada başka bir yerde daimi olarak bulunmasının bölge istikrarı açısından olumlu ve önemli olduğunu ifade etti.

Suriye ve Rusya arasındaki askeri işbirliği konusunda ise Esad; bunun 60 yıldan daha uzun bir zamana dayandığını söyledi.

Suriye’nin kriz öncesinde Rusya ile sözleşmeleri olup kriz esnasında hayata geçirildiğini ifade eden Esad; kriz süresi içinde de yeni sözleşmelerin imzalandığını ve bu süreç içinde hayata geçirilmekte olduğunu açıkladı.

İşbirliği niteliği ve sözleşme içeriğinin yeni koşullar ve çatışma durumlarına göre değiştiğini belirten Esad; cevheri olarak Suriye ve Rusya arasındaki güçlü işbirliğinin devam ettiğini söyledi.

SURİYE'de DEVLET TÜM VATANDAŞLARINA EŞİT GÖZLE BAKMAKTADIR

Terör örgütleri tarafından hedef alınan dini yada etnik azınlıkların korunmasına ilişkin hükümetin icraatları ve tehcir edilenlerin durumuna ilişkin soruya cevabında Esad; krizin başında terör çeteleri ve onları destekleyen dış güçlerin Suriye’yi bölmeyi amaçladıklarına dikkat çekti.

Esad dolayısıyla o süreç içinde tüm propaganda ve kışkırtmaların yanı sıra Suriye’ye ilişkin haber dilinde mezhepsel bölücü bir amacın görüldüğüne vurgu yaptı. Amacın Suriye toplumundaki dini ve etnik zenginliği yok etmek olduğunu belirten Esad; bu zenginliğin olmadığı bölgelerde de kapalılık ve radikalliğin doğal olarak yayılacağına dikkat çekti. Esad böylece Suriye’nin halkıyla birlikte yıkılıp parçalanması hedefinin daha kolay olacağına işaret etti.

Terör örgütlerin Suriye’de halkın tüm kesimlerini ve bileşenlerini istisnasız bir şekilde hedef aldıklarına dikkat çeken Esad; hükümetin o süreç içinde söz konusu azınlıkları korumaya çalışmasının, terör çeteleri ve destekçilerinin işine yaramış olacağına ışık tuttu.

Suriye’de devletin tüm vatandaşlarına ve halkının tüm bileşenlerine eşit bir gözle baktığını belirten Esad; bunun ışığında tümünü eşit bir şekilde korumaya çalıştığını, hiçbir kesimi yada bileşeni de diğerinden üstün tutmadığını ifade etti. Esad Suriye devletinin Suriye halkının tamamının devleti olduğunun altını çizdi.

Sözlerine devam eden Esad; Suriye ordusunun halkın tüm bileşenlerinden oluşmasıyla istisnasız tamamını bir bütün olarak korumaya çalıştığını, halk tarafından da destek almasının buna en büyük kanıt olduğunu söyledi.

KİMİ DEVLETLER TİMSAH GÖZYAŞI DÖKÜYOR

Evlerinden tehcir edilenler konusunda ise Esad; bu konuda kesin ve dakik bir rakam vermenin mümkün olmadığını belirtti.

Esad tehcir edilenlerin günden güne değişmesiyle birlikte bir kısmının bir bölgeden başka bir bölgeye taşınıp akrabalarının yanında ikamet ettiklerini, bunların da sayısını tahmin etmenin zor olduğunu söyledi.

Her şeye rağmen Suriye’nin içinde ve dışında tehcir edilenlerin sayısının birkaç milyon olduğunu ifade eden Esad; yine de kimi medya araçları tarafından bu rakamın ciddi derecede abartıldığına vurgu yaptı.

Esad kimi tarafların Suriyelilerin kanlarıyla olduğu gibi insani durumlarıyla da siyasi ticaret yaptıklarını, askeri müdahalede bulunma ya da Suriye hükümetine baskı uygulama vesilesi olarak kullandıklarına dikkat çekti. Suriye halkının yaşadıkları tüm bu acılara neden olan kimi devletlerin timsah gözyaşları döktüklerini ifade eden Esad; Suriye halkını katleden ve birbirine düşüren terörü destekleyenlerin insani durumları politikleştirdiklerini ifade etti.

Esad Suriye hükümetinin evlerinden tehcir edilen vatandaşlara geçici ikamet merkezleri temin edip, sağlık, gıda, eğitim ve gerekli her hizmeti temin etmeye çalıştıklarına dikkat çekti. Şüphesiz bu vatandaşların evlerinde oldukları gibi rahat olmadıklarını ifade eden Esad; fakat bu durumun evlerinin bulundukları bölgelerin ordu tarafından teröristlerden temizlenip güvenlikleri sağlanıncaya dek geçici olduğuna işaret etti.

SURİYE, ARAP ZİRVELERİNDEKİ TUTUMU NEDENİYLE HEDEF ALINDI

Cumhurbaşkanı Esad, Arap Birliği Zirvelerinin şu ana kadar Arap sahasına hiçbir faydasının dokunmadığını, bunun Arap-Arap ilişkileriyle bağlantılı olduğunu belirtti.

Arap ligine üye bir kısım ülkelerin batının siyasi ajandalarını uyguladığını ve Arap Birliğinin çalışmalarını engellediğini, bir kısmının hiç bir rol oynamayarak tarafsız bir tutum takındığını, bir kısım ülkenin ise rol oynamaya çalıştığını sözlerine ekledi.

Arap Birliğinde güvenlik konseyinin Libya’ya askeri müdahaleyi kolaylaştırma ya da Libya’ya askeri müdahalede bulunma talebi için yapılan oylamada Suriye’nin bu talebe karşı çıkan tek ülke olduğuna dikkat çeken Esad bunun batılı eksende yer alan Arap ülkelerini Suriye’ye karşı kışkırtmaya ve krizi tırmandırmaya iten nedenlerden biri olduğunu söyledi.

Esad; Arap-Arap ilişkilerinin bağımsız olmadığını ve batı isteklerine bağımlı olduğunu belirterek Arap–Arap ilişkileri yada Arap–Suriye ilişkileri düzeyinde gelişmediğine vurgu yaptı.

Suriye ve Mısır ilişkileri konusunda ise Esad, Mısır’ın farklı da olsa Suriye’nin tanık olduğu terör, bazı Arap ülkelerinin müdahalesi ve terör güçlerinin finanse edilmesi sıkıntısı yaşadığına ne işaret ederek Mısır ile Suriye arasında güvenlik birimleri düzeyinde sınırlı ilişkiler bulunduğunu, gerçek bir ilişkiden ancak iki ülkenin siyasi kurumları arasında dorudan bir görüşme olduğu zaman söz edilebileceğini ekledi.

Esad Irak’la Suriye arasındaki ilişkilerin iyi olduğunu ve iki ülkenin terör sahasının tek olması nedeniyle koordinasyon kurduğunu ifade etti.

BATILI YETKİLİLER KAMUOYUNU YALANLARIYLA ALDATTILAR, ŞU AN ÇIKIŞ YOLU ARIYORLAR

Suriye’yi son dönemde ziyaret eden yabancı siyasi ve parlamenter heyetler ve bunun ışığında Suriye’de siyasi ve askeri alandaki olası gelişmeler konusunda ise Esad şunları söyledi:

“Suriye’yi son dönemde gizli ya da aleni şekilde ziyaret eden bu heyetler iki şeyi ifade ediyor. Birincisi batı medyasının bölgedeki gelişmelere yönelik propagandasının güvenilir olmadığını gösteriyor. Dört yıl boyunca aynı yalanların tekrarlanması ikna edici değil. Değişen gerçekler var. Bununla birlikte Suriye krizinin başından itibaren söylediklerimiz batılı vatandaş açısından söylediklerimizin doruluğunu göstermektedir. Örneğin terörün yayılmasından söz ettiğimiz zaman terör yok dediler. Yabancı basın, sivil toplum örgütleri ve parlamenter heyetleri Suriye’ye olup bitenleri ve gerçekleri öğrenmek için geliyor. Bununla birlikte ülkeler düzeyinde gelişmeler cereyan etmekte.  Görüştüğümüz birden fazla batılı yetkili bize batılı yetkililerin ağaca çıktığını ve bir türlü inemediğini dolaysıyla bu tür görüşmelerle onlara yardımcı olmamamız gerektiğini söyledi. Onlar kamuoyunu yalanlarıyla aldattılar ve şu an söylemlerini değiştirmeye kalksalar kamuoyunun tepkisiyle karşılaşacaklar.  Bu nedenle bu siyasilerin doğruları söylemesi kolay değil çünkü bu siyasi hayatlarının sona ermesi anlamına gelir. Dolayısıyla Suriye’ye heyetler gönderiyorlar ve bu heyetler ülkelerine döndüğünde saldırıya uğruyor ve bağımsız olarak Suriye’ye gittikleri, iktidarla bir ilgilerinin olmadığı söyleniyor. Bu da batılı ülkelerin yalanlarını sürdürdüğünü fakat bir çıkış yolu aradığını, düştüğü durumdan nasıl kurtulacağını bilemediğini gösteriyor. “

Dört yıl süren Suriye krizi süresince dış ilişkiler konusunda edindiği deneyimler ve ülke yönetiminde esas aldığı noktalara ilişkin Esad, herhangi bir ülkenin temel rolünün halkın ve vatanın çıkarlarını gözetmek ve bu çıkarları gerçekleştirmek olduğuna söyleyerek Ukrayna’da yaşananlara dikkat çekti.

Suriye ve Ukrayna’nın Rusya açısından önemine değinen Esad, batılı ülkelerin temel hedefinin Rusya’yı zayıflatmak, işbirlikçi yada onlara bağımlı ülkeler yaratmak olduğunun altını çizdi.

SURİYE DEVLETİ HALKIN ÇIKARLARINI KORUDUĞU İÇİN AYAKTA KALDI

Cumhurbaşkanı Esad, kriz döneminde batılıların kampanyalarını ve demeçlerini önemsemediklerini, Suriye halkının tüm toplumsal kesimleriyle ne düşündüğüyle ilgilendiklerini belirterek krizin başında Suriye halkının devleti destekleyen, karşı çakan ve tarafsızlar olarak üçe ayrıldığını, fakat şu an birçok insanın gerçekleri öğrendikten ve bu devletin halkın çıkarları için çalıştığını anladıktan sonra devletin yanında durduğuna dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Esad, “bazıları insanlardan uzaklaşarak kendişahsi yolumuzda ilerleyeceğimize inandıkları için devletin yıkılacağı yada başkanın düşeceği söylemelerini gündeme getirdi. Fakat biz tam aksini yaptık“ dedi.

Esad, dış güçlerin bazı ülkelerin siyasi rejimlerini değiştirme ve yıkma çabalarını yaklaşık 50 yıldır dur durak bilmeden sürdürdüğüne işaret ederek “bu konuda başarısız oldukları zaman ülkeleri içten zayıflatma yoluna başvurdular. Örneğin şu an Rusya’ya yaptıkları gibi ambargo uygulama yoluna gittiler. Rusya’ya uygulanan ambargonun hedefi Rusya’yı içten zayıflatmaktır. Biz de yıllardır ambargoya maruz kalıyoruz ve bu giderek artıyor. Bununla birlikte yurt içinde bu vatana ait olmayan, akılları ve beklentileriyle batıya bağımlı olan şahıslar aracılığıyla batılı ajandaları ve planları uygulamaya çalıştılar.  Bunun yanı sıra Mısır’da İngilizlerin desteğiyle kurulan Müslüman Kardeşler örgütünü Mısır’da kargaşa yaratmak için kullandılar ve bu örgüt daha sonra Suriye dâhil bazı Arap ülkelerine yayıldı.” dedi.

Esad, batı ülkelerinin sömürgecilik anlayışı devam ettiği, ulusal mantıkla konuşan ve dış müdahaleyi reddeden Suriye, Rusya ve İran gibi ülkeler bulunduğu müddetçe bu çabalarına son vermeyeceğini ifade ederek bazı ülkelerin diğer ülkeler üzerinde farklı yöntemlerle hegemonya kurmaya çalıştığının altını çizdi.


SANA-Suriye Arap Haber Ajansı
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87

İSRAİL KARŞILIK VERME KARARI ALDI
İsrail televizyon kanalı, Savaş Kabinesi’nin, İran’ın hava saldırısına karşı “açık ve etkili”...

Haberi Oku