Dünya:
'ERDOĞAN, SURİYE'DE AKITILAN KANLARDAN BİZZAT SORUMLUDUR'
'ERDOĞAN, SURİYE'DE AKITILAN KANLARDAN BİZZAT SORUMLUDUR'

Cumhurbaşkanı Beşşar Esad Amerikan Foreign Affairs Dergisiyle yaptığı röportajında; Suriye ordusunun her zaman girmek istediği her bölgeye kesinlikle girmeyi başardığını ancak, Suriye ordusunun her zaman ve her yerde bulunmasının mümkün olmadığına dikkat çekti.

Suriye’nin son iki yıl içinde olumlu yönde bir nevi ilerleme kaydettiğini ifade eden el Esad; fakat savaşın iyi yönde gidip gitmediği konusunda tüm savaşların yıkım ve kayıplara yol açtığına işaret etti.

Esad Suriye’ye yönelik savaşta elde edilen kazancın ise; Suriye halkının teröristleri reddetmesiyle birlikte hükümeti ve ordusuna desteğini pekiştirmesi olduğunu ifade etti.

İsrail’in mevcut süreç içinde Suriye’deki gerçek ajandasına ilişkin soruya cevabında ise el Esad; İsrail’in Suriye’deki silahlı cemaatlere destek sunduğuna dikkat çekti.

Esad, İsrail’in silahlı cemaatlere açık ve net bir şekilde destek sunduğunu belirtti. Suriye’nin her hangi bir bölgede ilerleme kaydetmesinin her defasında İsrail’in Suriye ordusunun etki ve faaliyetini zayıflatmaya çalıştığına dikkat çeken Esad; bunun da gayet açık ve net olduğunu söyledi.

Esad dolayısıyla Suriyelilerin ‘Kaide terör örgütünün hava gücüne sahip olmadığı’ söylemlerine inanmadıklarını; çünkü Kaide Örgütünün İsrail hava kuvvetlerinde gücü olduğunu belirtti.

DÜNYADA HER SAVAŞIN SONUNDA SİYASİ ÇÖZÜMLER VARDIR
SURİYE'deki SAVAŞ DA SİYASİ YOLLARLA SON BULACAKTIR

Başlamasının üzerinden yaklaşık 4 yıl geçmesine rağmen Suriye’deki savaşın yönüne ilişkin bir soruya cevabında Esad; dünyada her savaşın sonunun siyasi yollarla çözüldüğünü dikkat çekti. Esad dolayısıyla Suriye’deki savaşın da siyasi yollarla son bulmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Suriye’nin mevcut durumda 3 bölüme parçalanmış olduğunu ve bunu yeniden birleştirmenin mümkün olup olmayacağı konusunda bir soruya cevabında Esad; Suriye’nin şu anda bölünmüş olduğunu öne sürmek için henüz tam olarak net bir portre bulunmadığına dikkat çekti. Esad, Suriye halkının halen Suriye’nin birliğinden yana olup hükümetini şimdiye kadar desteklemekte olduğunu belirtti.

IŞİD, Nusra Cephesi yada ‘ılımlı muhalifler’ olarak adlandırılan diğer grupların bazı bölgeleri ellerinde tuttuklarının doğru olduğunu söyleyen Esad; fakat bu silahlı grupların bir mekandan başka bir mekana intikal ettiklerini, bölgelerinde de istikrarın bulunmadığını belirtti. Muhtelif adlandırmalar altında bulunan bu silahlı grupların bölgelerini tam anlamıyla bir birinden ayıran açık sınırlar olmadığına işaret eden Esad bu grupların kimi zamanlarda ise birbirine girdiklerini belirtti.

Her şeye rağmen asıl meselenin sözü edilen grupların bulundukları bölgelerde hala devleti destekleyen ve bu gruplara karşı olan halkın bulunduğuna dikkat çeken Esad; Suriyelilerin büyük çoğunluğunun devletin vatanın egemenlik ve birliğini temsil ettiğine inandıklarının altını çizdi.

Esad bu halk var olduğu sürece herhangi bir hükümet veya yetkilinin Suriye’yi yeniden birleştirebileceğini belirtti.

SURİYE'deki OLAYLAR IRK ya da ETNİK TEMELLERE DAYANMIYOR

Suriye’de Sünnilerin ve Kürtlerin birlik içerisinde olan bir Suriye’ye halen inanıp inanmadıkları konusunda Esad; “Şu anda Şam’da yürürsen ırk, din veya taife olsun Suriye toplumunun bütün renklerini görebilirsin. Hepsi birlikte yaşıyorlar. Suriye’deki bölünmeler ırk veya etnik temellere dayanmıyor. Hatta Kürt bölgelerinde de söz ettiğin muhtelif renkler bulunmaktadır. Kürtlerden ziyade Arap bulunmaktadır.

Öyleyse durum ırk veya dinle bağlantılı değildir bilakis muayyen bölgelerde grupların askeri yönden hakimiyeti altına almasıyla ilgilidir.” Cevabını verdi.

KARAR VERECEK OLAN TEK TARAF SURİYE HALKIDIR

Görevinden çekilmesi yönündeki taleplerin gerilemesi ve siyasi çözüm yönünde ilerlemeye hazır olup olmadığına ilişkin bir soruya cevabında Esad; “Suriye, baştan beri Suriyeli herhangi bir tarafla her türlü diyaloga açıktık. Sadece siyasi partileri kastetmiyorum. Bilakis her hangi akım veya şahsiyet veyahut da diyelim ki siyasi varlığı kastediyorum. Anayasayı da değiştirdik.. bizler her şeye açığız lakin, bir şey yapmak istediğinde bu durum ne makam ne de hükümetle lakalı olmamalıdır. Durum Suriyelilerin kendileriyle bağlantılıdır. Ortada herhangi bir tarafa bağlı olmayan çoğunluk olabilir. Herhangi bir değişiklik yapmak veya siyasi çözüme varmak istiyorsan, vatani bir sorundan bahsettiğin için, her Suriyelinin bu yönde görüş belirtmesi gerekiyor..” cevabını verdi.

Sözlerine devam eden Esad; “dolayısıyla bir diyalog olacağı zaman sadece hükümet ve muhalefet arasında değil; bilakis Suriyeli bütün parti ve varlıklar arasında olması gerekmektedir. Bu bir, ikincisi ise, en nihayetinde varmak istediğin herhangi çözüm olursa olsun halk oylaması yoluyla halka dönmen gerekecek çünkü bununla anayasa ve siyasi sistemi değiştirmekle birlikte daha başka şeylere dönmen gerekecek dolayısıyla buna karar verecek olan tek taraf Suriye halkıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Esad; sözü edilen ‘geçiş sürecini’ destekleyecek seçim yapılmadığı ve Suriye halkının onayını almadığı takdirde herhangi bir siyasi geçiş sürecinin kabul edilemez olduğunu söyledi.

Bunun siyasi çözüm yönünde görüşmelerin yapılmaması anlamına gelip gelmediği konusunda ise Esad; “Kesinlikle hayır. Suriye hükümeti Rusya’ya gidecek ve görüşmelerde bulunacaktır” cevabını verdi.

YURTSEVER MUHALEFET ile KUKLALAR BİRBİRLERİNDEN AYIRT EDİLMELİDİR

Sözlerine devam eden el Esad; Suriye hükümetinin Moskova’da yapılacak görüşmelerde kiminle görüşeceği soruna dikkat çekti. Suriye hükümetinin etki ve güce sahip kurumları ve ordusunun bulunduğuna dikkat çeken el Esad; lakin Moskova’da görüşülecek şahısların kimleri temsil ettikleri sorusunu öne koydu.

Esad; “kendileriyle görüşeceğimiz şahıslar kimi temsil ediyor. Soru budur. Muhalefetten bahsettiğin zaman bunun bir anlamı vardır. Doğal olarak muhalefetin bütün ülkelerde olduğu gibi parlamento ve müesseseler gibi yerel yönetimde temsilcileri vardır.. Kitlesel bir alt yapıya sahip bu muhalefetin yerine söz alacağı bir temeli olmalıdır. Hali hazırdaki krizdeki problemimiz bu tarafların somut olarak etkilerini sorgulamamızı gerektiriyor. Silahlı grupların defalarca ‘bu muhalefet bizleri temsil etmiyor bizler üzerinde de hiç bir etkisi yoktur’ dediklerinde amaç ve kasıtlarına dönmen gerekecek. Buna istinaden somut açıdan bakacak olursak, eğer verimli bir diyalog yapmak istiyorsan bu diyalogun hükümet ile bu silahlı gruplar arasında yapılması gerekiyor. Gerçek budur..” dedi.

Sözlerine devam eden Esad; “Muhalefetle tartışma konusunda başka bir etken daha bulunuyor. Aslında Suriye halkının çıkarına çalışan manasıyla ulusal bir muhalefetin bulunması gerekiyor. Ama sözü edilen muhalefet temsilcilerinin aralarında Amerika’nın da bulunduğu Türkiye, Katar veya Suudi Arabistan veyahut da herhangi bir Batılı ülkenin elinde kuklalar bulunmaktadır. Bu muhalefetin en başta Suriyeli olması gerekiyor..Şüphesiz ben bu sözlerimle tüm muhalefet temsilcilerini kastetmiyorum” şeklinde konuştu.

Esad; Suriye’de gerçekten halkın çıkarlarına çalışan ulusal bir muhalefetin bulunduğunu belirtti. Dolayısıyla söz konusu vatan olunca ulusal muhalefet ile sadece kukla olan şahsiyetlerin birbirinden ayıt edilmesi gerektiğini belirten Esad; her diyalogun verimli olacağı yönünde bir kaidenin de olmadığına işaret etti.

Bütün herkesle diyaloğa oturacağız, hiç bir şartımız yok

Suriye hükümetinin dış ülkelerin desteklediği muhalefet güçleriyle bir araya gelip gelmeyeceği sorusuna cevabında Esad; “Bütün herkesle diyaloga oturacağız hiç bir şartımız yok. Lakin bir sonuca varmak istiyorsan her birine kimi temsil ettiğini sorman gerekiyor. Bunu kastediyorum..” cevabını verdi.

De Mistura’nın Misyon ve Çabalarını Destekliyoruz

BM Suriye özel temsilcisi Staffan de Mistura’nın Halep’te ateşkesin sağlanması yönündeki çabalarını destekleyip desteklemediğine ilişkin soruya el Esad; “Evet. Çünkü bunu de Mistura’nın Suriye özel temsilcisi görevine getirilmeden önce de büyük bir il olan Homs’ta uygulamıştık. Aynı zamanda daha dar ölçekli kırsal bölgelerde de uyguladık. Başarılı da oldu” cevabını verdi.

Sözlerine devam eden Esad; de Mistura’nın hayata geçirmeye çalıştığı düşüncenin iyi olduğunu söyledi. Fakat asıl önemli olan bu düşüncenin hayata geçirilmesindeki ayrıntılar olduğuna dikkat çeken el Esad; “de Mistura Suriye’ye başlıklarla geldi. Bu başlıkların bazılarını onayladık şu anda da A’dan Z’ye ayrıntılı bir plan ve gündemle gelmesini bekliyoruz” dedi.

Her Bölgenin Kendine Has Durumu Vardır

Ateşkesin sağlanması için silahlı grupların silahlarını bırakmalarının hala temel koşul olup olmadığı konusunda Esad; Suriye’nin muhtelif bölgelerde uzlaşmalar için muhtelif senaryoları olduğuna dikkat çekti.

Sözlerine devam eden Esad Suriye hükümeti ve ordusunun sivillerin saflarında kurbanların olmasını engelleme amacıyla birçok bölgede silahlı grupların silahlarıyla birlikte bu bölgelerden çıkmalarına izin verdiğini ve onlara çıkış yolu bıraktığını belirtti. Başka bölgelerde ise silahlı grupların silahlıların silahlarını teslim edip çıktıklarına dikkat çeken Esad; durumun bölgenin koşullarına göre değiştiğini belirtti.

Moskova Görüşmeleri Sadece Hazırlık Temaslarıdır

Moskova’da yapılacak temaslardan umutlu olup olmadığına ilişkin soruya cevabında Esad; bu görüşmelerin çözüm görüşmeleri değil de, diyalog konferansına hazırlık görüşmeleri olduğuna dikkat çekti.

Muhalefet temsilcileri ile hükümet heyeti arasında yapılacak temasların görüşmelere hazırlık niteliği taşıdığını belirten el Esad; diyalog konferansının temel noktaları ve ilkeleri üzerine istişare temasları olacağını söyledi.

Sözlerine devam eden Esad; Moskova’da temaslara katılacak muhalif şahsiyetlerin kimi devlet ve güçlerin bir kuklasından ibaret olduğuna dikkat çekti. Sözlerinde tüm muhalif şahsiyetleri kapsamadığının altını bir kez daha çizen Esad; bu kuklaları yöneten Fransa, Türkiye ve daha başka tarafların da Suriye’de çözüm istemediklerini herkesin bildiğini belirtti.

Temaslara katılacak muhalif şahsiyetlerin bir kısmının da sadece ve sadece kendilerini temsil ettiklerine dikkat çeken Esad; kimilerinin de Suriye’de yaşamadıklarını ve Suriye’deki durumları ne yakından ne de uzaktan tanımadıklarını belirtti. Esad dolayısıyla bu temaslar konusunda umut yada umutsuzluktan söz etmek için henüz erken olduğunu söyledi.

Amerikalıların Ne Dedikleri Değil, Ne Yaptıkları Önemlidir

Amerikalıların Moskova’da yapılacak temaslara ilişkin tutumlarında olumlu bir değişim olduğu ve bu temaslara ilişkin olumlu açıklamalar yaptıkları konusuna ilişkin soruya cevabında Esad; Amerikalıların ne konuştuklarının değil de, ne yaptıklarının önemli olduğuna vurgu yaptı. Esad Suriyeliler ile Amerikalılar arasında güvenin bulunmadığını dolayısıyla ne konuştuklarına değil de neler olacağına dikkat etmek gerektiğini ifade etti.

‘ILIMLI MUHALİFLER DEĞİL SİLAHLI GRUPLARDIR

Suriye’deki taraflar arasında uzlaşmanın sağlanması için en uygun yola ilişkin soruya cevabında Esad; şüphesiz direk olarak silahlılarla muhatap olmaktan ibaret olduğunu söyledi.

Sözlerine devam eden Esad; Suriye’de iki tür silahlı grubun bulunduğunu söyledi.

Esad, büyük çoğunluğunun IŞİD ve Nusra Cephesi gibi Kaide örgütüne tabi olduklarını belirtti.

Kaide Örgütüne benzer başka silahlı grupların bulunduğuna dikkat çeken Esad, fakat bunların daha küçük hacimlerde olduğunu söyledi.

Esad aynı zamanda Obama’nın ‘ılımlı muhalifler’ olarak nitelendirdiği hayali bir muhalefetin bulunduğunu ifade etti. Gerçekte bunun muhalefet değil de silahlı gruplar olduğunun altını çizen Esad; son olarak bunların büyük çoğunluğunun da Kaide Örgütüne tabi gruplara yada Suriye ordusuna katıldıklarını belirtti.

Esad son birkaç gün içinde çok sayıda silahlının ordu saflarına döndüğüne dikkat çekti.

Silahlı grupları bırakıp ordu saflarına dönenlerin daha önce ordudan bölünenler olup olmadığına ilişkin soruya cevabında Esad; ordu saflarına dönenlerin büyük çoğunluğunun daha önce orduda bulunduklarını söyledi.

IŞİD’in DESTEKLENMESİNİ YASAKLAYAN 2170 SAYILI KARAR HAYATA GEÇİRİLMELİDİR

Sözlerine devam eden Esad; Kaide ve benzeri silahlı örgütlerle diyalogun mümkün olmadığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Esad; birkaç ay önce Güvenlik Konseyinde alınan ve IŞİD’e askeri, lojistik yada mali desteği yasaklayan 2170 sayılı kararın tam olarak hayata geçirilmesinin önemini belirtti.

Esad öyle ki Türkiye hükümeti, Katar ve Suudi Arabistan’ın bu desteğini sürdürdüklerinin altını çizdi.

Bu kararı hayata geçirme ve IŞİD’e destek kesilmeden Suriye’de nihai bir çözümden söz etmenin zor olduğunu ifade eden Esad; çünkü söz konusu bu tarafların herhangi bir çözümün tekerine çomak soktuklarını söyledi.

Suriye’deki silahlı gruplara ‘ılımlı muhalifler’ şemsiyesi altında destek veren Batılı ve diğer devletlerin bu şemsiyeyi kaldırmaları gerektiğini belirten Esad; gerçekte bu şemsiyeyi kullananların da temelde destekledikleri bu grupların ılımlı muhalifler olmadıklarını, Suriye’de Kaide Örgütünün kolları olan Nusra Cephesi, IŞİD ve daha başka gruplar bulunduğunu gayet iyi bir şekilde bildiklerini belirtti.

Politikada Güven Değil, Mekanizma ve Sonuç Önemlidir

‘Karşı tarafın güvenini kazanmak için tutukluları bırakma yada ya da varillerle bombalamaya son verme’ gibi icraatlar almaya hazır olup olmadığına ilişkin soruya cevabında Esad; meselenin kişisel olmayıp mekanizmalarla ilgisi olduğunu, dolayısıyla da güvenden söz etmenin doğru olmadığını söyledi.
Sözlerine devam eden Esad, politikada bir şey yapmak için karşı tarafa güvenmenin gerekli olmadığını, asıl önemli olanın amaç ve mekanizma olduğunu belirtti.

Halkın asıl istediğinin de mekanizma ve sonuç olduğuna dikkat çeken Esad; “burada bir kez daha önemli bir noktaya dikkat çekmek gerekiyor. Karşı taraf kimdir, kimi temsil ediyor ve sahada ne kadar etkisi vardır. Başka bir değişle sahada etkisiz olmayan yada nüfuzu olmayanlarla güven kurmanın hiçbir anlamı yada faydası yoktur..” dedi.

Her şeye rağmen temel olarak Suriye hükümetinin herhangi bir görüşme yada diyalogda iyi niyet ve asıl hedefine ilişkin somut güven referansları bulunduğuna dikkat çeken Esad; birçok bölgede ulusal uzlaşmanın sağlandığını vurguladı. Bu bölgelerde devletin iyi niyet ve ciddiyetini kanıtladığının altını çizen el Esad, silahlıların silahlarını teslim etmeleriyle normal yaşamlarına döndüklerine vurgu yaptı.

Esad ikinci noktanın ise muhalefet ile tutuklular arasında herhangi bir ilişkinin bulunmadığının altını çizerken, bu tutukluların muhalefetle hiçbir ilişkileri yada bağlantıları olmadığını belirtti.

Suriye, Hiçbir Devletin Hegemonyası Altında Olmayı Kabul Etmez

Hizbullah, Kudüs Tugayları yada muhtelif Şii grupların Suriye’de İran’ın komutası altında silahlı gruplara karşı savaşmalarıyla İran’ın Suriye’deki nüfuzundan endişe duyup duymadığı konusunda Esad; İran’ın kriz öncesinde de tutum ve pel Esad 1olitikalarından kaynaklı Suriye’de önemli bir role sahip olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Esad; Suriye ve İran arasında sosyal, politik, ekonomik, etnik ve daha birçok ortak özelliğe dikkat çekerken, tüm bunların ister istemez belli koşullar dayatacağına işaret etti.

Her şeye rağmen Suriye’nin kim olursa olsun hiçbir devletin egemenlik ve bağımsızlığına hegemonya sağlamasına izin vermediğini ve vermeyeceğinin altını çizen Esad; fakat aynı zamanda her devletle ortak çıkarlar ve karşılıklı saygı çerçevesinde işbirliğine açık olduğunu vurguladı.

ABD ve Batılı devletlerin de temel sorunları bu olduğuna vurgu yapan el Esad; onların işbirliği yada karşılıklı saygı değil de hegemonya ve dayatmalarda bulunmak istediklerini belirtti.

SAVAŞ HALİ, KENDİNE HAS KOŞULLAR DAYATIR

Suriye’de mevcut Hizbullah grupları ve Iraklı milis grupların istendiği zaman hükümet tarafından kontrole alınıp alınamayacakları konusunda Esad; Suriye’nin istisnai bir durumla savaş konumunda olduğuna dikkat çekti. Esad bu istisnai durumların da doğal olarak olumlu ve olumsuz etkileri olduğunu, olumsuz etkilerin de kontrole alınması gerektiğini söyledi. Şüphesiz ki devlet kurumları ve ordusuyla bağlantılı olmanın halkı rahatlatacağına işaret eden Esad; savaş durumunun belirli koşulları dayattığına da bir kez daha dikkat çekti.

İsrail’in İddiaları Bahaneden Başka Bir Şey Değildir

İsrail’in bir süre önce Suriye’nin Kunaytra kırsalında bir araç konvoyunu hedef almasına ilişkin iddiaları konusunda Esad; 1974 yılında imzalanan ateşkes anlaşmasından şu ana dek hiçbir zaman Golan toprakları üzerinden İsrail’e karşı hiçbir eylemin yapılmadığını belirtti. Esad; dolayısıyla İsrail’in Kunaytra kırsalında bulunduğu saldırıyı ‘Golan toprakları üzerinden kendisine bir saldırı planı olduğu ve bu planı çökertme amacıyla yaptığına’ ilişkin iddialarını hiçbir doğuluk yada mantıklı yanı bulunmadığını söyledi.

Sözlerine devam Esad; İsrail’in Hizbullah’ta belirli şahsiyetlere suikast düzenleme amacıyla bu saldırıyı gerçekleştirdiğini belirtti.

İsrail’in Suriye’deki olaylara ‘kendi çıkarları tehlikeye girmeden’ herhangi bir müdahalede bulunmama özeninde olduğu iddiasına ilişkin soruya cevabında Esad; bunun kesinlikle doğru olmadığının altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Esad; İsrail’in iki yıldan beri herhangi bir geçerli neden olmaksızın Suriye’ye saldırdığını belirtti.

İsrail’in Suriye’deki saldırılarının Hizbullah’a yönelik olduğu iddiaları konusunda Esad; bunun da doğru olmadığını, öyle ki İsrail’in Suriye’de Suriye ordusuna tabi mevkileri hedef aldığının altını çizdi. Suriye ordusuna tabi mevkiler ile Hizbullah arasında bağlantı olmadığını ifade eden Esad; dolayısıyla İsrail’in bulunduğu tüm iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu söyledi.

Petrol Fiyatlarının Suriye’deki Savaşa Etkisi Yoktur

Dünya petrol fiyatlarının düşmesiyle Rusya ve İran ekonomilerinin etkilenmesiyle bunun Suriye’ye desteklerine yansımalarına ilişkin soruya cevabında el Esad; bunun hiçbir etkisiz olmadığını söyledi.

Suriye’nin Rusya ve İran’dan nakit para almadığına dikkat çeken el Esad; Suriye’nin iki ülkeden bazen kredi aldığını, bazen de nakit ödediğini belirtti.
Askeri yardımların da etkilenmeyeceğini söyleyen el Esad; öyle ki Suriye’nin aldığı asker yada başka mallar karşılığında para ödediğini belirtti.

Esad; her şeye rağmen Suriye ile İran ve Rusya arasındaki işbirliği ve alışverişte hiçbir değişikliğin olmadığını açıkladı.

İrade Olunca İşbirliği Muhtemeldir

Suriye ve ABD arasında teröre karşı mücadelede daha büyük bir işbirliğinin olması konusunda Esad; Suriye’nin 30 yıldan fazla bir süredir terörle mücadelede işbirliği ve dayanışmaya çağrı yaptığını belirtti.

Esad asıl sorulması gereken sorunun ABD’nin terörle mücadelede gerçekten ciddi bir iradeye sahip olup olmadığından ibaret olduğuna dikkat çekti. Gerçek iradenin olması halinde işbirliğinin büyümesinin muhtemel olduğunu belirten el Esad; ABD komutasındaki koalisyonun Suriye’nin kuzeyi ve doğusunda IŞİD mevkilerine yönelik operasyonlarının henüz somut bir sonucu olmadığına vurgu yaptı.

Koalisyon uçaklarının Halep kırsalı Ayn Arap Kasabasındaki operasyonları konusunda ise el Esad; Ayn Arap Kasabasının 50 bin nüfuslu küçük bir bölge olmasına rağmen üç aydan fazla bir süredir bitmemesinin bu operasyonların etkisizliğine bir kanıt olduğuna dikkat çekti.

Suriye ordusunun Ayn Arap Kasabasından çok daha büyük bölgeleri 3 haftadan kısa bir süre önce terörden temizlediğine vurgu yapan Esad; bunun ABD ve koalisyondaki diğer tarafların terörle yada IŞİD’le mücadelelerinde ciddi olmadıklarının bir göstergesi olduğunun altını çizdi.

'TÜRKİYE'deki REJİMİN BU RADİKAL ÖRGÜTLERE DESTEĞİ AÇIK ve NETTİR'
'KAİDE'ye DESTEĞİNİ KESMESİ YÖNÜNDE TÜRKİYE'ye HİÇ BİR BASKI YAPILMADI'

Terörle mücadelenin sadece askeri yönde sınırlı olmadığının altını çizen Esad; politik yönün de büyük önem taşıdığını belirtti.

IŞİD ve diğer radikal terör grupların Türkiye ile sınırlar boyunca varlıklarına dikkat çeken Esad; bunun da Türkiye’deki rejimin bu radikal örgütlere desteğini açık ve net bir şekilde ortaya koyduğunu ifade etti. Esad buna rağmen Türkiye’deki rejimin IŞİD ve diğer radikal gruplara para ve askeri desteğini kesmesi için ABD’nin hiçbir harekette bulunmadığını belirtti.

Esad Amerikalıların bizzat kendilerinin ‘IŞİD’e karşı savaşta hava operasyonlarının yeterli olmadığını ve kara güçlerinin olması gerektiğini’ söylediklerine dikkat çekerken, bu kara güçlerin mahiyetini sorguladı.

Cumhurbaşkanı Esad Suriye toprakları üzerinde bulunabilecek yegane güçlerin Suriye ordusu olduğunun altını çizdi.

ABD’den ne istediğine ilişkin soruya cevabında ise el Esad; işbirliğinde kanunlara bağlı kalmakla birlikte karşılıklı saygının olması gerektiğini vurguladı.
Sözlerine devam eden Esad; ABD’nin aynı zamanda teröre desteklerini kesmeleri amacıyla Türkiye hükümeti, Suudi Arabistan ve Katar’a baskı uygulaması gerektiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Esad egemen ve bağımsız herhangi bir devletin toprakları üzerinde gerçekleştirilecek herhangi bir operasyonda önce o devletin hükümetinden izin almanın gereğini ifade etti.

Suriye’de Ordu ve Silahlı Kuvvetlerle İşbirliği Haricinde Faaliyet Gösteren Herhangi Bir Güç Kanuni Değildir

ABD’nin 5 bin Suriyeliyi eğitmekte olduğunu ve Mayıs ayında Suriye’ye göndereceği bu silahlılara ilişkin Suriye’nin tutumu konusunda bir soruya Esad; Suriye ordusuyla işbirliği haricinde faaliyet gösterecek herhangi bir gücün kanuni olmayacağını ve ona karşı mücadele edileceğini belirtti.

Esad bunun kanunlar ve anayasa kapsamında gayet açık ve net olduğunun altını çizerken her ihtimal ve koşulda bu güçlere karşı koyulacağını söyledi.

ABD’nin ‘ılımlı muhalifler’ adı altında eğittiği silahlılar konusunda Esad; kimi tarafların ‘ılımlı muhalifler’ olarak adlandırdığı fakat Suriye’nin bunlara silahlı gruplar dediği söz konusu tarafların her gün daha çok zayıfladıklarına işaret etti. Esad, bu zayıflamanın da ‘ılımlı’ olarak adlandırılan bu grupların saflarında neredeyse günü birlik olarak bölünüp radikal gruplar geçenlerin olmasından kaynaklandığına vurgu yaptı.

Esad; dolayısıyla ne ABD ne de hiç kimsenin radikalleri ılımlı yapmasının mümkün olmadığının altını çizdi.

Terörü Destekleyen Hiç bir Tarafın İnsan Hakları ve Demokrasiden Söz Etme Hakkı Yoktur

Muhtelif konularda Suriye ve hükümetine yapılan suçlamalara ilişkin soruya cevabında Esad; temelde durumun gayet ironik olduğunu söyledi.

Esad ABD idaresinin tarihte tutum ve politikalarını sosyal paylaşım araçlarına dayandıran ilk idare olduğunu belirtti. Dolayısıyla aslında bu idareye sosyal paylaşım idaresi adını vermenin doğru olacağını ifade edenEsad; yapılan suçlamalara ilişkin somut hiçbir kanıtın bulunmadığının altını çizdi.

Sözlerine devam eden Esad yapılan suçlamalarda öne sürülen görüntü ve fotoların her yerden ve muhtelif şekillerle temin edilebileceğine dikkat çekerek, bu kanıtların gerçekliğine ilişkin herhangi bir soruşturma yapılmadığını, yapma gereği bile duyulmadığını söyledi.

Esad başta ABD olmak üzere Batılı devletler ve Suriye’de terörü destekleyen tüm tarafların kesinlikle insan hakları, demokrasi yada benzeri konulardan söz etme konumunda olmadıklarını vurguladı. Öyle ki tüm bölgede yaşanan ölüm ve yıkımın büyük bölümünden bizzat kendileri sorumlu olmalarıyla çözümü engellemeleri, terör ve şiddeti provoke etmelerinin belgelerle kanıtlanmış olduğuna dikkat çekti.

Esad; öne sürülen görüntü ve sözde kanıtların silahlı gruplar tarafından yapılmadığı veya gerçekten Suriye’de mi yoksa başka yerde meydana geldiği ne malum olduğu sorusunun altını çizdi.

İki Konu Birbirinden Tamamen Ayrıdır

İran’ın nükleer programı konusunda İran ile ABD arasında varılacak bir uzlaşmanın Suriye’deki krizin çözümüne yansımaları konusunda Esad iki konunun bir birinden ayrı olduğunu belirtti.

Esad; İran’ın nükleer programına ilişkin temaslarda Suriye’deki kriz meselesinin dahil olmadığını, İran’ın da haklı bir şekilde bunu dahil etmeyi reddettiğini söyledi.

İran’ın ABD ile uzlaşma sağlaması halinde Suriye’ye destek ve yardımlarını sınırlayacağı konusunda ise Esad; bu konuda kesin hiçbir bilginin bulunmadığını ifade etti.

Mesele Toprak Kaybı yada Kontrolü Meselesi Değildir

Suriye hükümetinin sadece yüzde 45 ila 50 oranında bir alana kontrol sağladığı yönünde bir soruya cevaben Esad; “Suriye’deki savaş iki devlet yada iki ordu arasında bir savaş değildir. Dolayısıyla mesele bir tarafın toprak kaybetmesi yada diğer tarafın ilerlemesi meselesi değildir..” ifadesini kullandı.

Sözlerine devam eden Esad; Suriye’deki durumların teröristlerin sivil bölgelerin bulundukları bölgelere sızmalarından ve Suriyeli teröristlerin yabancı teröristleri desteklemesinden ibaret olduğunu belirtti. Sivillerin arasında saklanan bu teröristlerin çete savaşı yöntemiyle saldırılarda bulunduğunu belirten Esad; dolayısıyla Suriye’deki savaşın çete savaşı olduğunu, bu durumda doğal olarak da toprak işgali yada toprak kurtarma meselesi olmadığının altını çizdi.

Suriye ordusunun her zaman herhangi bir bölgeye girme kararı aldığında bunu başardığının altını çizen Esad; fakat ordu birliklerinin Suriye’nin her karış toprağında daimi olarak bulunmasının mümkün olmadığını ifade etti.

Asıl önemli olan Suriye halkının kimin güven ve takdirini kazandığına dikkat çeken Esad; Suriye halkının büyük çoğunluğunun ordudan yana olduğunu ve orduyu desteklediğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Esad; silahlı gruplar arasında yaşanan çatışmaların yanı sıra bu grupların bulundukları bölgelerde halka karşı eylemleri ve halkın bu gruplara karşı tutumlarının açık ve net olduğunu söyledi. Silahlı grupların birçok yerde silah zoruyla halka dayatmalarda bulunduklarına vurgu yapan Esad; kısacası Suriye’de savaşın olumlu yönde seyir ettiğini söylemenin bir nevi doğru olduğunu belirtti.

Suriye’nin terörü ve silahlı grupları bertaraf etme olanağı konusunda ise Esad; teröre desteğin kesilmesi halinde bunun doğal olarak sadece zaman meselesi olduğunun altını çizdi.

ERDOĞAN, SURİYE'DE AKITILAN KANLARDAN BİZZAT SORUMLUDUR

Erdoğan Kaide’nin İdeolojisi Olan İhvancı İdeolojiye Sahip Olmasıyla Suriye’de Akıtılan Kanlardan Bizzat Sorumludur

Suriye’de yaşanan olaylar ve akıtılan kanlardan Türkiye’de rejim başkanı Recep Tayyib Erdoğan’a düşen sorumluluğa ilişkin soruya cevabında Esad; Erdoğan’ın Kaide Örgütünün temel ideolojisi olan ihvancı radikal ideolojiye sahip olduğuna dikkat çekti.

Sözlerine devam eden Esad; Müslüman Kardeşler cemaatinin, 1920’li yıllarda şiddet yanlısı siyasi İslam propagandası yapan ilk İslami örgüt olduğuna dikkat çekti. Erdoğan’ın da bu ideolojiye güçlü bir şekilde inandığını belirten Esad; bundan hareketle de Suriye’de IŞİD’ desteğini sürdürdüğünü belirtti.

Cumhurbaşkanı Esad; dolayısıyla Erdoğan’ın Suriye’de yaşananlardan bizzat sorumlu olduğunu vurguladı.

Mısır ve Irak Aynı Terörle Savaşmaktalar

Bölgede Suriye’ye ortak olabilecek taraflara ilişkin soruya cevabında Esad; örnek olarak Mısır ve Irak’ın da Suriye’deki terörün aynısıyla mücadele ettiklerini belirtti.

Suriye’nin eskisi gibi tek bir devlet çatısı altında birleşmesi ihtimaline ilişkin soruya cevabında Esad; Suriye ordusunun vatanın her karış toprağında olmasa da her bölgesinde mevcut olduğunun altını çizdi.

Cumhurbaşkanel Esad Suriye’nin her bölgesinde ve her yönünde Suriye ordusunu destekleyen halkın bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, Suriye ordusunun da istediği zaman istediği bölgeye girme gücüne de sahip olduğuna yeniden vurgu yaptı.

Suriye halkının muhtelif kesimleri ve bileşenleriyle Suriye’nin birlik ve beraberliğinden yana olduğunu belirten Esad; aksi halde bunca uzun süre ayakta kalmasının mümkün olmadığına işaret etti.

ABD Başkanı Barack Obama'ya göndermek istediği mesaja ilişkin soruya cevabında ise Esad; doğal olarak her yetkiliden halkının çıkarları doğrultusunda hareket etmesini istemenin doğal olduğunu söyledi.

Sözlerine devam eden Esad herhangi bir Amerikalıya sorulması gereken sorunun, ABD idaresinin Suriye’de yada tüm bölgede terörü desteklemesinden yada yıllar önce Müslüman Kardeşleri desteklemesinden ne elde ettiği sorusu olduğuna işaret etti.

ABD’nin kukla devletler yada yöneticiler arayışına son vermesi gerektiğini belirten Esad; ABD’nin güçlü bir devlet olmasına rağmen son zamanlarda birçok konudaki savaşını kaybetmesi arkasındaki gerçek nedenlerin sorgulanması zamanı geldiğini söyledi.

Suriye Ortadoğu’nun Kalbidir, Ortadoğu Hastalanınca da Tüm Dünyanın İstikrarı Sarsılacaktır

Suriye’nin ABD’ politikasından beklentileri konusunda bir soruyu cevaplayan Esad; ABD’den beklenen tek şeyin Ortadoğu Bölgesinin istikrarını korumak olduğunu söyledi.

Suriye’nin Ortadoğu’nun kalbi olduğunu belirten Esad; bunun da herkes tarafından idrak edildiğine vurgu yaptı. Esad dolayısıyla Ortadoğu’nun hastalanması halinde de tüm dünya istikrarının sarsılacağına dikkat çekti.

Esad Ortadoğu’da izlenilmesi gereken politikaların barış ve güvenliğin sağlanmasına destek olma, terör ve radikalliğe karşı mücadelenin yanı sıra ılımlılık ve laikliğin desteklenmesi temelleri üzerinde dayalı olmasının önemine vurgu yaptı.

SANA - Suriye Arap Haber Ajansı


Haber Habere
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87

BELÇİKA'da PKK PROVOKASYONU
Belçika'nın Limburg bölgesindeki Heusden-Zolder ilçesinde terör örgütü PKK yandaşlarının provokasyonu...

Haberi Oku