Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Cumhuriyet’in dün manşetinden duyurduğu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın ricasıyla imar izni için devreye girdiği iddialarına, “Böyle bir durum var ama adamın imarı yok da benim açtırmam söz konusu değil. Adama iki sene kurullarda imar izni için işkence çektirmişler. Canına tak demiş, Başbakan’ın hanımını bulmuş” diye yanıt verdi.
İşadamı Mehmet Akif Günaçar’ın imar işi için Emine Erdoğan’ı bulması konusunda da Bayraktar, “Adama gına gelmiş. İflas edecek. Niye bulmasın Emine Hanım’ı? Bu Türkiye’de bürokrasinin halini gösteriyor.
İşin doğrusu Avrupa gibi olmalı. Herkesin işi çözülmeli. Kimse gidip işini yukarıdan çözmeye kalkmamalı” yorumunu yaptı.
Türkiye’de kamu sektöründe görev almadan önce 25 yıl müteahhitlik yaptığını belirten Bayraktar, “44 yaşına kadar işadamıydım. Sonra bürokrasiye girdim. Keşke bulaşmasaydık... Senede üç dört inşaat yapardık. Olur biterdi.
Bizim zamanımızda imar işlerini belediyeler yapmazdı, bakanlıktan alırdık. Alana kadar da iflahımız kesilirdi. Bu işleri biraz düzeltebilir miyiz diye girdik. Önce 4-5 yıl KİPTAŞ, sonra Metropol AŞ’de çalıştım. Ardından da 8 buçuk yıl TOKİ Başkanlığı. İki buçuk yıl da bakanlık. Hepsi 44 yaşından sonra oldu bunların” diye konuştu.
Bayraktar, kendi isminin de geçtiği 17 Aralık dosyalarıyla ilgili ise “Bakın çok şey yazıldı çizildi. Hâlâ da yazılıyor çiziliyor. Ne oldu benim dosyam? Tüm suçlamalara takipsizlik verildi. Niye? Yok ki bir şey. Benim işlerimde yanlışlık olmaz” değerlendirmesini yaptı.
Bayraktar dün Cumhuriyet’te yer alan haberle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
Kısırkaya imara açılmış. Etrafında her tarafta var. Buna imar vermemişiz. SİT Komisyonunda bekliyor. Hakikaten iflas ediyordur. İşini yapamayınca adam ne yapar? Ama kesinlikle tavassut da yok. Torpil de yok.
Adamın olacak işi olmayınca ne yapsın? SİT alanında komisyona giriyor. Bir türlü çıkartmıyorlar. Sarıyer Gümüşdere Kısırkaya bölgesinde çıkmıyordu. Çıkmayınca adama gına gelmiş. Bakın haberinizden okuyorum ismini. Mehmet Akif Günaçar. Adamın işi olmayınca bana ulaşamamış. Gitmiş daha üste şikâyet etmiş. Bize de ‘Niye yapmıyorsunuz’ diye soruluyor.
Ahmet Ayyıldız’ın (İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürü) ismini de vermişler. Ben de Ahmet’e dedim ki‘Böyle bir şey gelmiş, yardımcı olun’. Yoksa şunu demedim: ‘Olmayacak işi yapın’. ‘Siyaset uğruna yapın’ demedim.
Adamın eşinin gidip Başbakan’ın hanımını bulduğunu duymuştuk o zaman. İşadamı niye bulamasın Emine Hanım’ı? Gidip belediye başkanı ya da karısını bulamıyorlar mı? Kaymakamı, valiyi bulmuyorlar mı? Bakanlıkta işi olmayan da gidip başbakanın hanımını bulmuş. Başka bir alakası yok. İşini yaptıramayınca onu bulmuş. Genel Müdürlüğe gitmiş, oraya, buraya gitmiş. Bana gelmişse randevu alamamış. Gına gelmiş adama. Hanımı başbakanın hanımını tanıyor. Öyle gitmiştir.
Adam bunalıma girmiş, şikâyet etmiş. Bu kurullaradan iş çıkmıyor ki! Tabiat varlığı komisyonundan dosya çıkarmak ölüm. İsterseniz siz gidin deneyin. Ben de Ahmet Bey’e ‘Allahını seversen takip et de çıksın’ demişim. Bir de o kurulda galiba Hasibe Hanım var. O da bu konularda zor biri. ‘Ona da söyleyelim de bir an evvel çıksın’ diyorum. Devlette şu da var: Bir adamın işini yapmayınca, eğer üst makamlara giderse alttakiler gıcık kapar, işini daha beter yapmazlar. Bunu herkes bilir. Ondan söylemiş olabilirim.
Cumhuriyet Gazetesi