Hürriyet Gazetesi Yazarı Usta Gazeteci Ahmet Hakan, özellikle son yıllardaki duruşu, icraatları ve izlediği yol haritası nedeniyle kamuoyunun büyük ilgisini üzerinde toplayan ve partisini sürekli geliştirip büyüten Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile ilgi çekici bir röportaj yaptı. Biz de bu önemli söyleşiyi siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz. İşte o röportaj;
'YÜZDE ON BARAJI BİZİM İÇİN GETİRİLDİ'
İŞÇİ Partisi idiniz, Vatan Partisi oldunuz. Partinizin adını neden değiştirdiniz?
İsim çok mu önemli?
DOĞU PERİNÇEK: Çok önemli değil. Fakat bize toplumda hep "Niye sizin adınız İşçi Partisi? Bir tek işçiler mi size üye? Niye toplumun tamamını kucaklamıyorsunuz?" deniliyordu. Biz de "Partimizin adı böyle" diyorduk.
Partinize kimler katıldı? İsim verebilir misiniz?
DOĞU PERİNÇEK: Çok seçkin isimler var. Apo'yu yargılayan yargıç Turgut Okyay... Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı İsmail Hakkı Pekin... Eski Meclis Başkanvekili ANAP'lı Hasan Korkmazcan... Milliyetçi kesimin cefakâr isimlerinden Yaşar Okuyan... Eski İstanbul Valisi Erol Çakır... Hepsi "Atatürk'te birleştik" sloganıyla Vatan Partisi'ne geldiler.
Ne kadar oy alacaksınız?
DOĞU PERİNÇEK: Beş milyon oy alıp barajı geçmeyi hedefliyoruz. Bazı anketlerde oylarımızın yükseldiği görülüyor.
DOĞU PERİNÇEK: ABD, Türkiye'yi bölmek için bir operasyon yaptığında Türk Silahlı Kuvvetleri ile Vatan Partisi'ne yöneliyor. Demek ki Türkiye'nin en büyük partisi biziz.
Oy önemli değil mi?
DOĞU PERİNÇEK: Oyu önemsiz görmüyoruz ama küresel merkezlerden bakıldığında milletin bütünlüğünü ve Atatürkçülüğü savunan bir parti olarak görülüyor ve hedef alınıyoruz. Demek ki uluslararası çapta varlığı hesaba katılan güçlü bir partiyiz. Yüzde 10 barajı bizim gibi partiler için getirildi. Baraj olmasa bizim alacağımız oyu kimse tahmin edemez.
DOĞU PERİNÇEK: Üzüntü duymamak elde değil. Ama kendimize güvenle ve metanetle karşılıyoruz. Hedeflerimize inanıyoruz. "Bu aşılacak diyoruz" yani.
DOĞU PERİNÇEK: Bizim gözümüzde Esad, emperyalizme karşı mazlum milletlerin direnişinde cephedeki liderdir. Emperyalizmin saldırıları karşısında kaçmadı, dik durdu, ülkesine bağlı kaldı ve halk onu başında tuttu.
Kendi halkını öldürmedi mi?
DOĞU PERİNÇEK: Her kurtuluş savaşı, bir içsavaştır. Mustafa Kemal'e bakalım. Kurtuluş Savaşı'nın başında Akyazı, Düzce, Biga, Konya, Yozgat isyanlarını bastırmadı mı? Neydi o isyanlar? İngiliz liralarıyla örgütlenen şer kuvvetler. Mustafa Kemal onları bastırdı ve ezdi.
Ama bizim Suriye'de gördüğümüz şöyle bir şey: Arap Baharı'nın etkisiyle Suriye halkı sokaklara çıkıp protesto gösterileri yapmaya başladı. Bu sivil gösteriler, Esad tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı. Silahsız, sivil eylemciler öldürüldü.
DOĞU PERİNÇEK: Humus gibi yerlerde Müslüman Kardeşler'in o tür kalkışmaları oldu. E şimdi PKK kalkışma yapsa...
Ama bir dakika... Silahsızdı o insanlar. İlk protesto hareketi sivil ve silahsızdı.
DOĞU PERİNÇEK: Kalkışmanın Suriye'de bir haklılığı yok. Onu bastırmak oradaki rejimin görev ve sorumluluğu... Ama kanlı mı oldu, hukuk ne kadar uygulandı, bunları bilmiyoruz. Doğru bilgiler üzerinden değerlendirme yapmalıyız ve bu konuda bize verilen bilgilerle sınırlıyız. Ama şunu çok iyi biliyoruz: Beşar Esad Suriye'nin bütünlüğünü, bağımsızlığını, hoşgörüsünü ve laikliğini temsil ediyor. O bakımdan sıktığımız el, sıcak bir eldi.
Kanlı bir el değil miydi yani?
DOĞU PERİNÇEK: Kanlı bir el değildi. Sıcak bir eldi. Bir dost eli. Beşar Esad, Mustafa Kemal soyundan gelen bir adam. Mustafa Kemal 1920'lerde ne yaptıysa, Beşar Esad bugün onu yapıyor. O dönem Mustafa Kemal'e "katil" diyorlardı.
Siz ısrarla şu kronolojiyi ihmal ediyorsunuz: Önce demokratik taleplerle sokağa çıktı insanlar... Ardından Esad'ın bu gösterilere kanlı biçimde müdahalesi geldi. İçsavaş ve dışarıdan müdahale, bu katliamın ardından geldi. Kronoloji böyle.
DOĞU PERİNÇEK: Acaba öyle mi? Müslüman Kardeşler, biz ona münafık kardeşler diyoruz, Ortadoğu'da örgütlüler. Bunların Türkiye'de de uzantıları var. Bunların iki özelliği var: Antiemperyalist İslam'ı temsil etmiyorlar ve mezhepçiler. Bu insanların kalkışmalarını bastırmak bir rejimin hakkı. Ama o bastırma sırasında sizin dediğiniz şeyler olmuşsa, bunlar gerçekleşmişse tabii eleştirilir. Buna da bir şey demiyoruz.
Esad için antiemperyalist diyorsunuz ama sonuçta başta ABD olmak üzere Batılı güçler "Esad'lı çözüm" falan demeye başladılar. Buna ne diyorsunuz?
DOĞU PERİNÇEK: ABD ve Batı yenildi. Bu noktaya geldiler. Neden? Çünkü o eli bükemediler. Şimdi bükemedikleri
DOĞU PERİNÇEK: Bizim yönettiğimiz Türkiye'de "Ermeni soykırımı yapılmıştır" diyenler de serbestçe konuşacak. Zaten şu anda da serbestçe konuşuyorlar.
DOĞU PERİNÇEK: Biz bir zafer kazandık. Bunu bağnaz milliyetçiler başaramazdı. Meseleyi bir Türk-Ermeni kavgasına getirerek böyle bir başarı kazanılmaz. Biz bu davada Ermenilere yönelik en küçük bir ithamda bulunmadık, onları incitmemeye dikkat ettik, hatta onları koruyan söylemler belirledik. Mesela "Bu bir emperyalist yalan" dedik. Mücadeleyi fikir özgürlüğü alanına oturttuk.
DOĞU PERİNÇEK: O değerler Avrupa'nın değerleri değildir. İnsanlığın değerleridir. Uluslararası değerlerdir.
DOĞU PERİNÇEK: Bütün belgeler, Rus Çarlığı'nın mahkeme raporları... Bunların hepsi karşılıklı bir kırım olduğunu anlatıyor. Tek taraflı Türklerin yaptığı bir kırım değil. Ziya Gökalp'in tabiriyle "mukatele".
KARŞILIKLI KIRIMLAR OLDU
"Mukatele", karşılıklı öldürme demek. Silahlı Ermeni çeteleri ile silahlı Türk askerleri arasında cereyan eden olaylar için bunu söyleyebiliriz. Ama olaylarda elinde silah olmayan sivil Ermenilerin de katledildiğini görüyoruz. Tehcir kararıyla yollarda perişan biçimde öldüklerini görüyoruz. Bu "mukatele" denilerek geçiştirilecek bir şey mi?
DOĞU PERİNÇEK: Bunu hiç inkâr etmedik. Davayı kazanmamızın bir nedeni de bu. İnkâr etseydik kazanamazdık.
DOĞU PERİNÇEK: Karşılıklı kırımlar oldu. Sivil insanlar da katledildi. Fakat bunların sorumluları da zaten yargılandı. Osmanlı devletinin kurduğu mahkemelerde yüz küsur insan idama mahkûm edildi. Tehcir sırasında yollarda mallarına el konan Ermeni kardeşlerimiz de oldu. Ama bunun sebebi ne? O zaman Osmanlı devletini paylaşmak için bir emperyalist proje vardı. Çarlık Rusya'sı, İngiltere ve Fransa'nın projesi... Ermeni çetelerini örgütleyenler bunlar. Lenin'in "Emperyalizm" kitabında "Çarlık Rusya'sı Ermeni çetelerini örgütlüyor, bunları savaşta ateşe sürecek ve Osmanlı'yı parçalayacak" diyor.
DOĞU PERİNÇEK: Tehcir kararı alınmasaydı İstiklal Savaşı verilemezdi.
FETHULLAH'ın ADAMLARININ TEMİZLENMESİNİ DESTEKLERİM
Gülen'in devlet mekanizmasındaki varlığının temizlenmesi hususunda Erdoğan'la işbirliği yapmaya hazır imajı verdiniz. Duruşunuz böyle mi gerçekten?
DOĞU PERİNÇEK: Hayır. Yok. Bizim dediğimiz şu: Üzerlerine gidiyor madem, tutmayın. Niye tutuyorsunuz? Mesela yolsuzluk nedeniyle Tayyip Erdoğan'ın üzerine gidildiği zaman "Bunu Fethullahçılar yapıyor" diyerek nasıl engellemiyorsanız, aynı şekilde Fethullah Gülen'in devlet kadrolarındaki adamlarının üzerine gidildiği zaman da engellemeyin. Burada doğru ve haklı bir şey var. Onun yanında olmak lazım.
Haber Habere