Gündem:
İŞÇİ PARTİSİ'NDEN GÜL İÇİN SUÇ DUYURUSU
“KAYIP TRİLYON”UN HESABI GÜL’DEN DE SORULMALIDIR!

İşçi Partisi adına başvuruda bulunan ve başvuru sonrası basına açıklamalarda bulunan İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz, Abdullah Gül’ün, kamuoyunda ”Kayıp Trilyon Davası” olarak bilinen kamu davasının “şüpheli”lerinden olduğunu belirtti.

Abdullah Gül’ün de aralarında bulunduğu Refah Partisi yöneticilerince Hazineden alınan trilyonlarca liranın naylon faturalar ve düzmece belgelerle yok edildiğinin Ankara C. Başsavcılığı’nca saptandığını belirten Cengiz,  “Ancak bu fezlekeye rağmen anılan suç nedeniyle sanık Abdullah Gül’ün dokunulmazlığı kaldırılmamış, 2002 ve 2007 seçimlerinde yeniden milletvekili seçilmekle dokunulmazlığı devam etmiştir” dedi.


Yaptığı açıklamada Abdullah Gül’ün 28 Ağustos 2007 tarihinde Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra dokunulmazlığa sahip olamayacağı savıyla, Gül hakkındaki soruşturmanın sürdürülmesi için Ankara C. Başsavcılığına başvuruda bulunduklarını anımsatan İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz, Gül’ün “Cumhurbaşkanı” sıfatı taşıdığı gerekçesiyle hakkındaki soruşturmanın sürdürülemediğini ve yargılanmasının “Cumhurbaşkanlığı”nın sona ermesine bırakıldığını belirtti.

Gül’ün “Cumhurbaşkanlığı” sıfatının sona erdiğinden, artık hiçbir şekilde dokunulmazlığından söz edilemeyeceğini söyleyen Cengiz,  “Abdullah Gül’ün de diğer sanıklar gibi yargılanması gerekmektedir. Abdullah Gül’ün dışındaki dokunulmazlığı bulunmayan diğer sanıklar hakkında Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava çoktan sonuçlanmış ve suç sabit görülerek hapis cezalarına çarptırılmışlar, bu karar, Yargıtay’ca da onanarak kesinleşmiş ve bu sanıkların cezaları infaz edilmiştir” dedi.

“Abdullah Gül’den 15 yıldır sorulamayan hesap sorulmalı, suç cezalandırılmalı, kayıp trilyon Abdullah Gül’ün yanına kâr kalmamalıdır” diyen Mehmet Cengiz; İşçi Partisi olarak bunun takipçisi olacaklarını söyledi.

İŞTE O SUÇ DUYURUSU DİLEKÇESİ
 

29.08.2014

Cumhuriyet Başsavcılığı’na
Ankara

Konu : Cumhurbaşkanlığı sona eren ve dokunulmazlığı bulunmayan 
Abdullah Gül hakkında, “özel evrakta sahtecilik ve 2820 sayılı kanuna muhalefet” suçlamasıyla C. Başsavcılığınızca 14.09.1999 tarih ve Basın Hz. 1998/1160 sayı ile açılan, ancak dokunulmazlığı nedeniyle ertelenmiş olan soruşturmanın ve kamu davasının sürdürülmesi istemidir.

Açıklamalar :

Bilindiği gibi Abdullah Gül, kamuoyunda ”Kayıp Trilyon Davası” olarak bilinen kamu davasının “şüpheli”lerindendir.

Ankara C. Başsavcılığı’nca düzenlenen ve TBMM Başkanlığı’na sunulmak üzere Adalet Bakanlığı’na gönderilen 14.09.1999 tarih ve Basın Hz. 1998/1160 sayılı fezlekede; ‘Ahmet Hamdi oğlu, Adviye’den olma, 1950 doğumlu Kayseri Milletvekili Abdullah Gül’ün, 1997-1998 yılları arasında muhtelif tarihlerde özel evrakta sahtecilik ve 2820 sayılı kanuna muhalefet suçlarını işlediği’ belirtilmiştir.

Anılan soruşturmada; aralarında Abdullah Gül’ün de bulunduğu Refah Partisi yöneticilerinin Hazineden alınan trilyonlarca liranın naylon faturalar ve düzmece belgelerle yok edildiği saptanmıştı.

Abdullah Gül hakkında C. Başsavcılığınızca düzenlenen fezlekede özetle şöyle deniliyor:

“(Bütün bu olayların), olay tarihinde Partinin Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan sanığın da Parti üst düzey yöneticisi olarak bilgisi dahilinde olduğu, bu şekilde sanığın özel evrakta sahtecilik suçuna iştirak ettiği, ayrıca Siyasi Partiler Kanununa da aykırı davrandığı görüşüne varılmıştır. Bu nedenle halen (…) milletvekili olan sanık Abdullah Gül’ün eylemine uyan (…) maddeler uyarınca soruşturma yapılabilmesi, Anayasa’nın 83/2. maddesi uyarınca TBMM’nin bu yolda bir karar almasına bağlı olduğundan, TBMM’nin takdirlerine sunulmak üzere gerekli işlemin yapılabilmesi için işbu Fezleke tarafımızdan düzenlendi” (14.09.1999, Melih Tarı, Ankara C. Başsavcısı).

Ancak bu fezlekeye rağmen anılan suç nedeniyle sanık Abdullah Gül’ün dokunulmazlığı kaldırılmamış, 2002 ve 2007 seçimlerinde yeniden milletvekili seçilmekle dokunulmazlığı devam etmiştir. 

O tarih itibariyle Kayseri Milletvekili ve Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül, 28 Ağustos 2007 tarihi itibariyle Cumhurbaşkanı seçilmiştir.

Cumhurbaşkanı seçilmiş olmakla, bundan böyle, milletvekilliği ve bakanlık görev ve sıfatları sona erdiğinden, Anayasa’nın 83. maddesinde düzenlenen yasama dokunulmazlığından yararlanamayacağı; keza bakanlık görevi sona erdiğinden, Anayasa’nın 112. maddesinde öngörülen dokunulmazlığa da sahip olamayacağı savıyla, hakkındaki soruşturmanın sürdürülmesi için 29.08.2007 tarihinde C. Başsavcılığınıza başvurduk.

C. Başsavcılığınızca, sanık Abdullah Gül’ün “Cumhurbaşkanı” sıfatıyla dokunulmazlığının devam ettiğine karar verdi. Bu karar, vaki itiraz üzerine Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nce kaldırıldı. Ancak Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu kararı, Yargıtay’ca iptal edildiğinden;  Abdullah Gül, “Cumhurbaşkanı” sıfatı taşıdığı için hakkındaki soruşturma sürdürülemedi ve yargılanması “Cumhurbaşkanlığı”nın sona ermesine bırakıldı. 

Abdullah Gül’ün dışındaki dokunulmazlığı bulunmayan diğer sanıklar hakkında Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava çoktan sonuçlanmış ve suç sabit görülerek sanık Necmettin Erbakan 2 yıl 4 ay, ondokuz sanık 1 yıl 2 ay, elli sanık ise 1’er yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Bu karar, Yargıtay’ca da onanarak kesinleşmiş ve bu sanıkların cezaları infaz edilmiştir.

Şimdi, “Cumhurbaşkanlığı” sıfatı sona erdiğinden, artık hiçbir şekilde dokunulmazlığından söz edilemeyecek olan Abdullah Gül’ün de diğer sanıklar gibi yargılanması gerekmektedir. Üstelik, Anayasa’nın 83. maddesine göre, dokunulmazlık süresince “zamanaşımı işlemez”.

Anayasa’nın 10. maddesine göre; “Herkes…ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir…Hiçbir kişiye…imtiyaz tanınamaz…Devlet organları…bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun oyarak hareket etmek zorundadırlar”.

Bu nedenle, dokunulmazlığı sona ermiş bulunan Abdullah Gül’ün, işlediği suçlar nedeniyle kovuşturulması, daha önce hakkında açılmış bulunan kamu davalarına, Anayasa’nın 83. maddesi uyarınca zamanaşımı hükümleri uygulanmaksızın devam edilmesi hukuk devletinin gereğidir.

Sonuç :

Cumhurbaşkanlığı ve dokunulmazlığı sona ermiş bulunan Abdullah Gül hakkında; özel evrakta sahtecilik ve 2820 sayılı kanuna muhalefet suçlamasıyla, C. Başsavcılığınızca, 14.09.1999 tarih ve Basın Hz. 1998/1160 sayı ile açılan, ancak dokunulmazlığı nedeniyle ertelenmiş olan soruşturmanın ve kamu davasının sürdürülmesini, Abdullah Gül’ün de diğer sanıklar gibi cezalandırılmasının sağlanmasını talep ediyoruz.

Saygılarımızla.

Mehmet Cengiz
İP Genel Başkan Yrd.




Haber Habere
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87

KAYIP EKONOMİST OLAYINDA YENİ GELİŞME
Balıkesir'in Gönen ilçesinde, 17 Haziran 2023'te sabah yürüyüşü için evinden ayrıldıktan...

Haberi Oku