7 Haziran seçimlerine “Halka Dayanan Güçlü Devlet” sloganı ile gideceklerini belirten Perinçek, üreten ve birleşen Türkiye’yi kurmak için disiplinli bir devlet anlayışının zorunlu olduğunu belirtti.
Vatan Partisi seçim bildirgesi şöyle;
Vatan ve Cumhuriyet Tehlikede
AKP’nin Açılım Ortağı PKK Güneydoğu’da Silah Dağıtıyor
Borç Dilenme Devri Bitti, Üretim Ekonomisini Kuracağız
Atatürk Devriminin Laikliği Birliğimizin ve Dirliğimizin Güvencesidir
Türk Bayrağı Altında Birleştirdiğimiz Halk Hareketiyle Arslanlı Yol’dayız
VATAN PARTİSİ 2015 SEÇİM BİLDİRGESİ
Birleşen ve Üreten Türkiye İçin Halka Dayanan Güçlü Devlet
Türkiyemiz büyük bir kararın eşiğindedir.
Özetle: Türkiye yeniden Atatürk Devrimi rotasına girme eşiğindedir.
Vatanın bütünlüğü tehlikededir.
Bu koşullarda, ABD güdümünde AKP-CHP-HDP hükümeti planları yapılıyor. ABD ve İsrail güdümlü şer güçleri, Cumhuriyetimize son hançer darbesini indirme fesadı içindeler.
HDP (PKK) barajı geçerse,
•AKP-PKK hükümeti kurulur.
Kemal Kılıçdaroğlu, HDP, başka deyişle PKK ile hükümet ortaklığı kuracağını açıkladı. CHP’yi bu ihanet ortaklığından ve bölücü açılımını desteklemekten derhal vazgeçmeye çağırıyoruz. AKP ve PKK ile suç ortaklığı, Cumhuriyet’e ve vatana ihanettir.
Bağımsız ve Halkçı Türkiye
AKP, tek başına Cumhuriyet’i yıkamadı, bölücü terör örgütüyle açılım yaparak işbirliğine gitti. O da yetmedi, CHP’yi kasetlerle denetim altına aldı ve Yeni CHP’yi oluşturdu. Yeni CHP, AKP’nin açılım bölücülüğüne ortak oldu. Kılıçdaroğlu yönetimi, Ermeni soykırımını savunan adayları listelerin başına koydu ve Kemal Derviş’i ekonominin başına geçireceğini ilan etti. O Kemal Derviş, 2002 yılında DSP’yi bölüp hükümeti dağıtarak AKP iktidarının yolunu açan tertipte başroldey-di. Görevi yine aynı, AKP saltanatını CHP desteğiyle sürdürme planında rol üstlenmiş bulunuyor.
Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli de, 2002 yılında birden bire “erken seçim” çağrısı yaparak, AKP’yi iktidara götüren fesatta rol aldı. Ergenekon-Balyoz kumpasında Kılıçdaroğlu ile birlikte, “Darbecileri temizleyin” diyerek, Tayyip Erdoğan’ların Türk ordusuna karşı operasyonunu destekledi ve hâlâ destekliyor. MHP yönetiminin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komutanlarını aşağılamaya yönelik gayretleri ibretle izleniyor. Devlet Bahçeli ve ekibi, ABD’nin Türkiye’yi bölme ve Cumhuriyet’i yıkma girişimine karşı koyacak olan Türk ordusunu yıpratma görevini üstlenmiş bulunuyor. F Cemaatinin iki kasedi önünde diz çöken MHP yönetimi, Türk ordusu karşısında kahramanlığa soyunuyor.
Tayyip Erdoğan, 36 yerde, kameralar önünde “ABD’nin BOP eşbaşkanı” olduğunu itiraf etmiştir. Türkiye’mizi bölen emperyalist devletin sıradüzeni içinde görevli olduğunu söylemektedir.
Abdullah Gül, 2 Nisan 2003 günü AKP hükümeti adına, ABD Dışişleri Bakanı Powell ile “2 sayfa 9 maddelik gizli bir anlaşma yaptıklarını” itiraf etmiştir.
Türkiye’miz ekonomik, toplumsal ve siyasal sarsıntılar içindedir.
Yakın tarihimizde ABD işbirlikçisi ve Cumhuriyet yıkıcısı iktidarlar ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasında uyum olmadı. Olamazdı, çünkü ordumuz milletine bağlıdır, Cumhuriyet’in ordusudur.
Vatan Partisi’nin merkezinde olacağı Millî Hükümet, Türk ordusunun Mustafa Kemal geleneğini ayağa kaldıracak, Mehmetçik ruhunu sağlamlaştıracaktır.
Ordumuzun birliğinin ve görev bilincinin güçlendirilmesi için, erlerimizin, erbaşlarımızın, astsubaylarımızın ve subaylarımızın yaşam koşullarını ve saygınlıklarını kuvvetlendiren önlemler alacağız.
Milletimiz ile ordumuz arasındaki birliği pekiştireceğiz.
Vatan Partisi iktidarında, Türk ordusu caydırıcı gücüne kavuşacak, efsane geri dönecektir. Türkiye’nin bağımsızlığı, vatanın bütünlüğü ve halkın özgürlüğü için “Güçlü Ordu Güçlü Türkiye” gündemdedir.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni teslim almak için düzenlenen kumpas davalarda haksızlığa uğrayan askerlerimizin özlük hakları tazmin edilecek, yaşı uygun olanların Türk Silahlı Kuvvetleri’ne geri alınması, emeklilik yaşında olanların ise bir üst rütbeden emeklilik işlemi yapılarak tazminat alması sağlanacaktır.
Er ve erbaş Mehmetçiğimize, “onur payı” olarak her ay 1000 TL ödeme yapılacaktır.
İktidarın kaynağı halktır. Devlet yönetimini mahalle ve köylerden merkeze kadar halka dayandıracağız. Millî Hükümet, kamu yönetimini basitleştirecek, hızlandıracak, yasaları azaltacak ve sadeleştirecek, kamu hizmetini ucuzlatacaktır. Kamu çalışanları halka hizmet ruhuyla görev yapacaktır. Siyasal partilere üye olma hakları sağlanacaktır. Polisin halkla bağları güçlendirilecek ve saygınlığı yükseltilecek, çalışma ve yaşam koşulları düzeltilecektir.
AKP hükümetinin beldelerde belediyelere son veren, dolayısıyla halk yönetiminin temellerini yok eden yerel yönetim yasalarını kaldıracak, belde belediyelerini yeniden kuracağız. Büyük şehirlerdeki köy muhtarlıklarımız tüzel kişiliğine tekrar kavuşturulacak, köylerimiz sahipsiz bırakılmayacaktır. Kapatılan belde belediyeleri tekrar yapılandırılacak, il sınırlarına kadar yetkilendirilmiş olan büyükşehir belediyeleri, Anayasa’mızın tanımladığı sınırlara çekileceklerdir.
Vatan Partisi iktidarında başta yoksullar olmak üzere bütün halk adalete ulaşabilecektir.
Anayasa Mahkemesi’nin 30 Temmuz 2008 tarihli kararıyla AKP’nin “Cumhuriyeti ve laik düzeni yıkma faaliyetinin odağı” olduğu hükme bağlanmıştır. AKP yönetiminin sorumluları hakkında, ABD’nin BOP uygulamasında görev almaları, Ege’deki 152 adamızı yabancı devletlerin egemenliğine bırakmaları ve komşumuz Suriye’ye terör ihraç etmeleri yanında, başta özelleştirmeler olmak üzere, Danıştay kararlarını uygulamamaları ve yolsuzlukları nedeniyle gerekli cezai soruşturmalar yürütülecek, sorumlular yargı önüne çıkarılacaktır. Bütün bu suçların baş sorumlusu olan Tayyip Erdoğan’ın Yüce Divan’a sevki için Meclis’e verilecek önergenin gerekçesi dosya olarak hazırlanmıştır.
Vatan Partisi, bu krizden “Halka Dayanan Güçlü Devlet”le çıkmak için gerekli programı ve siyasetleri üretmiştir. Daha önemlisi “Halkın Güçlü Devleti”ni örgütleyecek ve işletecek kadro birikimine ve milletvekili adaylarına sahibiz.
AKP iktidarı, PKK/HDP ile “Açılım” yaparak Türkiyemizi bölme girişimini sürdürüyor.
Bütün milletimizi bilgilendiriyor ve uyarıyoruz: Bölücü terör örgütü, Güneydoğu illerimizde silah dağıtıyor. AKP iktidarının “PKK’yı silahsızlandıracağız” diye başlattığı “açılım”, terör örgütünün silahlanmasına hizmet etti. Ve şimdi silahlı terör örgütünü hükümet ortağı yapma aşamasına geldiler. ABD merkezli sistemin güçleri, HDP’nin barajı geçmesi için kampanya yürütüyor. PKK, ABD’nin stratejik enstrümanı olduğunu inkâr etmiyor. HDP, PKK terör örgütüne bağlı olduğunu her fırsatta açıklıyor. Amerika, bölücü terör örgütünü desteklediğini bütün dünyaya ilan etti. Ne yazık ki, CHP de “açılım”dan yana ve daha ürkütücü olanı, HDP’nin barajı geçmesini destekliyor.
7 Haziran’da açılım partilerine verilecek oylar, vatanı bölmeye ve Cumhuriyeti yıkmaya hizmet eder. PKK’yı hükümet ortağı yapma planını destekleyenler, ülkeyi ateşlere atacak bir tertibe ortak oluyorlar.
Vatan Bütünlüğü için üç maddelik programımızı milletimizin onayına sunuyoruz:
•Halkımızı teröre karşı birleştiriyoruz. Vatan Partisi, Hakkâri’de, Van’da, Siirt’te, Şırnak’ta, Batman’da, Diyarbakır’da ve Mardin’de, bütün Güneydoğu illerimizde halkımızı örgütlüyor. Birlik isteyen, bölücü teröre teslim olmayan, barış isteyen Kürt kökenli yurt-taşlarımız, Vatan Partisi’nde toplanıyor. Türkiye’yi önce Vatan’da birleştiriyoruz.
•Bölücü terörü etkisiz hale getirmek için, devletin yaptırım gücünü hukuk devleti kuralları içinde kararlı olarak seferber edeceğiz. Vatan Partisi’nin merkezinde olacağı Millî Hükümet, bölücü terör örgütünün Güneydoğu illerimizde çarşıları yakmasına, kepenkleri kapatmasına, haraç toplamasına, yolları kesmesine, yurttaşlarımızın canına ve malına zarar vermesine kesinlikle izin vermeyecektir.
AKP hükümetinin ABD güdümünde Oslo’da ve İmralı’da terör örgütüyle yaptığı bütün anlaşmaları yırtıp atacağız.
•Komşularla barış, yurtta barış. Güney ve Doğu komşu-larımız Suriye, Irak, İran, Azerbaycan, Lübnan, Filistin ve Mısır ile bölgede güvenlik ve zenginlik için işbirliği çalışmalarını başarıyla yürütüyoruz. Vatan Partisi heyeti, başta Sayın Beşşar Esad olmak üzere Suriye Devlet yetkilileriyle görüştü ve anlaşmaya vardı. Genel Başkanımız Doğu Perinçek, İran Eski Cumhurbaşkanı Sayın Ahmedi Nejat’la da görüştü. İran devlet yöneticileriyle kısa zamanda tekrar görüşülecektir. Bölgede bölücü ve yobaz terör örgütlerini etkisiz hale getirmek için Batı Asya Birliği’nin temelini attık.
AKP iktidarının komşulara terör ihracına kesinlikle son vereceğiz. Suriye, Irak ve İran ile işbirliği yapacağız ve söz veriyoruz: Kandil’e beyaz bayrak çektireceğiz. Sınırlarımızdan terörist geçmeyecek, kardeşlik ve ticaret geçecek. Bölücü terör örgütünü silahsızlandıracağız ve bölgeye barış getireceğiz; yaraları saracağız.
Kürt yurttaşlarımızın “özerklik” adı altında ikinci sınıf yurttaş düzeyine düşürülmesine kesinlikle karşıyız. Bu ülkenin insanları arasında ayrım kabul etmiyoruz. Türk de biziz Kürt de biziz, hepimiz Türk milletiyiz. Millet olmaktan vazgeçemeyiz. Bizi birbirimizden ayırma girişimleri, özgürlük ve iyilik getirmez; eşitsizlik ve kölelik getirir.
Emperyalist merkezlerin Milletimizi etnik ve mezhepsel eksen-lerde bölme planını kesinlikle bozguna uğratacağız.
Vatan Partisi programında, Atatürk’ün Hakkâri’den Edirne’ye bütün halkımızı kucaklayan millet tanımı yapılmıştır: “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.”
Biz, İstiklâl Savaşı’yla ve Cumhuriyeti kurarak, Edirne’den Hakkâri’ye kadar tek bir Millet içinde birleştik ve kaynaştık. Vatan Partisi olarak, vatanımızın ve Milletimizin birliğini pekiştirme kararındayız. Birleşmek, bizi özgürlüğe ve zenginliğe götürür. Köylerden ve mahallelerden Ankara’ya kadar halkın yönetimini kuracağız. Kürt kö-kenli yurttaşlarımız, bütün milletin ayrılmaz parçası olarak ülkenin efendisidir. Mardin Alakuş köyünden ilkokul öğrencisi Aziz Yıldız, “Ben Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olacağım” diyor. Vatan Partisi, bizlere umut ve güven veren bu güzel dileği bütün yurttaşlarımızın bilgisine sunuyor.
Vatan Partisi, her cephede Türkiye’mizin bağımsızlık ve ege-menliği için kararlı bir mücadele yürütüyor ve başarılar kazanıyor. Türkiye’mize dayatılan Ermeni soykırımı yalanını, yurtta ve yurtdışında insanlarımızı ayağa kaldırarak, on yıllık bir mücadele sonunda yerle bir ettik. Genel Başkanımız Doğu Perinçek’in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açtığı davayı kazandık. AİHM kararında, “1915 olaylarının Yahudi soykırımına benzemediği”, dolayısıyla soykırım tanımına girmediği vurgulanıyor. Artık elimizde uluslararası mahkeme kararı var. Dünyada hiçbir güç, Ermeni soykırımı yalanıyla bize diz çöktüremez AKP iktidarının ve devletin yapamadığını yaptık. Daha iktidara gelme-den Türkiye’ye yöneltilen en önemli tehditlerden birini hukuk düzle-minde geçersiz kıldık.
Söz veriyoruz:
Yabancı devlet meclislerinin Ermeni soykırımını tanıyan kararlarını tek tek kaldırtacağız.
Ege’deki 152 Ada Vatandır "Egemenliğimizi Çiğnetmeyeceğiz"
Vatan Partisi’nin mücadele gündeminde şimdi Ege’deki 152 adamız var. Bu adalar, uluslararası hukuka göre Türkiye toprağıdır. Ne var ki, AKP iktidarı vatan toprağının Yunanistan ve Avrupa Birliği tara-fından işgaline boyun eğmiştir; böylece Ceza Hukuku’nda vatana ihanet olarak tanımlanan suçu işlemiş bulunuyorlar.
Tıpkı Ermeni Soykırımı yalanına karşı yürüttüğümüz mücadelede olduğu gibi, Vatan Partisi olarak sorumluluğu üstlendik ve işgalci devletlere önce bir mektupla uyarıda bulunduk ve Türkiye’nin egemenliğindeki adaları ve adacıkları terk etmelerini bildirdik.
Vatan Partisi hükümeti, vatanımızın ayrılmaz parçası olan 152 adamız üzerindeki egemenliğimizi sağlamak için öncelikle barışçı yollardan kararlı girişimlerde bulunacaktır. Türkiye’nin bu sorunu barışçı yollardan çözmek için yeterli gücü vardır. Partimiz, bu gücün bilincindedir. Egemenliğe ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı, Ege Denizi’nin kaynaklarından birlikte yararlanma temelinde komşumuz Yunanistan’la işbirliği koşulları vardır. Düşmanlığın getirdiği felâketler, yüz yıl önce büyük devletlere alet olanlar için derin dersler içeriyor. Vatan Partisi’nin iktidarında Ege, Türkiye ile Yunanistan arasında düşmanlık alanı değil, dostluk denizi olacaktır.
Artık dünya ekonomisinin ağırlığı Asya’dadır.
AKP iktidarı, ülkemizi borç batağına soktu. Yalnız devlet ve özel sermaye değil, herkes borçlu. Tayyip Erdoğanların saltanatı yüzünden borçlu millet olduk. Kendileri de itiraf ediyorlar, AKP ekonomisi iflas etmiştir.
Böyle gitmez. Artık hiç kimse borç dilenerek Türkiye’yi yönetemez. Tayyip Erdoğan’ların saltanatı çatırdıyor. Millî Hükümetin ko-şulları oluşmaktadır. 7 Haziran seçimleri halkımız için büyük bir fırsattır.
Ekonomide çözüm dönemine giriyoruz.
•Merkez Bankası’nı güçlendireceğiz.
•Faizciler, dolar ve borsa vurguncuları, rantçılar, hortumcular, yabancılarla işbirliği halinde ülkenin kanını emiyorlar. Sıcak para diktasına son vereceğiz. Kaynakları üreticiye çevireceğiz.
Herkese İş, Halka Zenginlik, Çarşılara Bereket, Millete Dirlik, Kaynak var!
Faize, ranta, saraylara, dolar ve borsa vurgununa giden kaynakları üretime çevireceğiz. Borsa kazançlarını vergilendirerek tarıma ve sanayiye destek oluşturacağız.
En önemlisi bugün kamuya ve özel sektöre ait boş yatan fabrika, tezgâh, dökümhane, makine, araç ve gereci üretime sokarak milyonlarca işsize iş sağlayacağız, ülke kaynaklarını zenginleştireceğiz ve döviz açığımızı kısmen kapatacağız. Küçük ve orta sanayi kapasitemizi de seferber ederek hem iş olanağı hem de katma değer yaratacağız. Böylece:
•Yatırıma ve kamu hizmetine geniş kaynak ayıracağız.
Bu amaçla “Çalışanlar Yasası”nı çıkaracağız. Taşeronluk uygulamasını kaldıracağız; taşeron işçilerini kadroya geçireceğiz; geçmişe dönük alacaklarının ödenmesini sağlayacağız. Sözleşmeli personele, 4/C’lilere ve mevsimlik işçilere kadro vereceğiz.
•Asgari ücreti işçilerin taleplerine uygun olarak bir ailenin çağdaş ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde belirleyeceğiz.
Herkese Parasız ve Nitelikli Sağlık Hizmeti
•Genel sağlık sigortasını kaldırarak, TC nüfus cüzdanı olan her vatandaşa, yaş sınırı koymaksızın parasız sağlık hizmeti sağlayacak düzenlemeleri iki yıl içinde
Engellilerimiz ve Yaşlılarımız Artık Güvende Olacak
Vatan Partisi, engellileri yardıma muhtaç kimseler olarak değil, ülkemizin gelişmesine katkıda bulunacak yurttaşlar olarak görür. Millî Hükümet ve yerel yönetimler, emekli, dul, yaşlı ve engellileri koruyacak; muhtaç olanların ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılayacak; toplumsal hayata her alanda katılımları için gerekli kurumları oluşturacak ve kaynakları sağlayacaktır. Engellilerle ilgili düzenleme ve kararlarda, engelli örgütlerinin görüşleri göz önünde tutulacaktır.
Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrilidir. Mavi vatanımız olan denizlerimizi hem ülke savunması hem de ekonomik zenginlik için bütün olanaklarımızla değerlendireceğiz. Türkiye’mizi deniz ülkesi yapacağız. Dış ticaretin yüzde doksanını kapsayan deniz ulaşımını bölge ve dünya ölçeğinde geliştireceğiz. Vatan Partisi, denizcilik altyapısının geliştirilmesi için planlarını yapmıştır. Deniz yetki alanlarımızda hak ve çıkarlarımızı korumak üzere her önlemi almakta kararlıyız.
Atatürk önderliğinde, 1930’lu yıllarda “Türk Mucizesi” diye adlandırılan ekonomik atılımı Halkçılıkla, Devletçilikle ve plan yaparak başardık.
AKP iktidarı, yandaşlarını besleyen bir soygun rejimi kurdu. Ekonomide hukuku ve adaleti ayaklar altına aldı. Kaynaklar ekonomide verimliliğe göre dağılmıyor.Vatan Partisi, hukuk ve Adalet Reformu’yla ekonomiye verimlilik getirecek, rantlara son verecek, üretim ekonomi-sinin hukukî: temelini inşa edecektir.
Vatan Partisi, yurtdışındaki yurttaşlarımızın bulundukları ülkelerde ekonomik, toplumsal ve kültürel taleplerinin gerçekleşmesi için kararlılıkla çaba gösterecektir.
Hayatta en hakiki yol gösterici bilimdir.
Çağdaş Türkiye için mücadelenin en önünde Cumhuriyet kadın-ları var. Vatan Partisi Olağanüstü Kurultayında kadının olağanüstülüğü vardı. Kadının ayağa kalkışı bir işarettir, Türkiye büyük karara ilerliyor.
Vatan Partisi’nin önderliğinde kurulacak Millî Hükümet, erkekle kadın arasındaki yasal ve fiili eşitsizliği, kadına karşı ayrımcılığı, her tür şiddeti ve cinsel tacizi bütün temelleriyle ortadan kaldırmak için, toplumun her kesiminde seferberlik yürütecektir. Kadının toplum hayatında ve üretimde yer almasını ve gelişmesini engelleyen ortaçağ kurumları ve ilişkileri tasfiye edilecek, kadına iş ve kazanç olanağı sağlanacaktır. Kadınların siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda önder roller üstlenmesinin önündeki bütün engeller temizlenecek, bu amaçla yeterli kreş, yuva, eğitim merkezi ve okuma yazma kursları açılacaktır. Çalışan kadınların analık durumlarının korunması için gerekli bütün önlemler alınacaktır. Köylük alanlarda kadınlar, sağlık güvencesine ve sosyal güvenceye kavuşturulacaktır.
İşsiz ve kimsesiz kadınlar, çocuklarıyla birlikte güvenli ve çağdaş olanaklarla barındırılacak ve devlet güvencesine alınacaklardır. Kadınları bedenlerini satmaya zorlayan ve aileleri büyük acıların içine iten ekonomik ve toplumsal temel ortadan kaldırılacak, kadını cinsel nesne olarak gören yoz kültür toplum hayatından temizlenecektir.
Vatan Partisi, gençlik kitlelerini seferber eden gençlik örgütüyle, geleceğin başı dik Türkiye’sini şimdiden kurmaktadır. Milletimizin bağımsızlığı ve özgürlüğü için Atatürk Devrimi yolunda kararlı olarak ilerleyen bir gençlik yetiştirdik. Gençliğimizle gurur duyuyoruz ve gençliğimizi milletimizin büyük geleceğine adıyoruz.
Vatan Partisi seçimlere “Gençlik Meclise” sloganıyla giriyor. En genç adaylar Vatan Partisi listelerindedir. Meclisi gençleştireceğiz.
“Aydınlanma” mimarının öğretmenler olduğu bilinciyle, öğretmen yetiştirme ilkelerini baştan aşağı değiştirecek, eğitim fakültelerini, öğrenci kabulünden program içeriklerine kadar yeniden düzenleyeceğiz. “Değersizleştirilen” öğretmenlik mesleğini, aydınlık geleceğimizin teminatı olarak, en yüksek değere oturtacağız.
Öğretmenlik gibi “stratejik” önemde bir mesleği, iki dönem for-masyon eğitimi alarak yapılabilen bir meslek olmaktan çıkaracağız. Öğretmen yetiştirmeyi eğitim planına göre temizleyeceğiz. Eğitim fakültesinden mezun olan hiçbir öğretmenimiz, atanmama durumuyla yüz yüze gelmeyecektir. Öğretmen adayları KPSS’de kendi alanlarından sorumlu olacaktır.
Bugüne kadarki yanlış uygulamalarla ortaya çıkan “ataması ya-pılmayan öğretmenler” dramını ortadan kaldıracağız. Okulöncesinden başlayarak, temel eğitimde sınıf mevcutları 20 öğrenciyi aşmayacak şekilde düzenlenecek ve ataması yapılmayan, sayıları 300 bini aşan öğret-menlerin 200 binine bu yöntemle kadrosuyla, her türlü sosyal hak ve güvenceye sahip olarak iş başı yaptırılacaktır. Diğer öğretmenlerimiz il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde oluşturulacak ek eğitim hizmetleri birimlerine, öğretmenlerin sahip olduğu gelir ve tüm sosyal hakları korunarak atanacaklardır. Bu görevlerinde, kendi alanlarında eğitimin niteliğini artıracak projeler üretmek üzere çalışacaklardır.
Millî Hükümet, bütün yurttaşlarımızın güzel Türkçemizi iyi bilmesini sağlamak için seferberlik yürütecektir. Anaokulundan üniversite sonuna kadar eğitim ve öğretim dili Türkçe olacaktır. Yabancı diller, yetkin ölçülerde öğretilecektir.
Millî Hükümet, kamu yönetiminde, eğitimde, yayın alanında, ticarette, sanayide, kültürde, sanatta, eğlencede ve sporda yabancı dillerin Türkçeyi bozan etkilerini önlemek, Türkçemizin bir uygarlık ve bilim dili olarak gelişme olanaklarını değerlendirmek amacıyla “Türkçeyi Geliştirme Yasası”nı çıkaracak ve uygulayacaktır. Başta TRT ve RTÜK Kanunları olmak üzere görsel, yazılı ve sözlü basınla ilgili yasalar, bu amaca uygun olarak yeniden düzenlenecektir. RTÜK’te ve Kamu Yönetimi içindeki diğer basın-yayın kurumlarında, kültür ve sanat kurumlarımızın temsil edilmesi sağlanacaktır. Türkiye’de kurulan bütün şirketler, basın kuruluşları, dernekler ve diğer kurumlar, Türkçe isim, unvan ve marka kullanacaktır.
Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu yeniden özerk yapıya kavuşturulacak ve bu kurumlara yeterli kaynak ayrılacaktır. Türk ve Anadolu-Trakya tarihi ve dillerini araştırmak için çok sayıda bilim insanı yetiştirilecek ve seferber edilecektir.
Anaokulundan üniversite sonuna kadar parasız eğitim, kültür ve spor hizmeti sağlanacaktır. Eğitimde öğrencilerden ve ailelerinden katkı payı, yardım ve benzeri adlarla para alınamaz. Ailesinden uzakta öğrenim gören, kimsesiz veya yardıma muhtaç öğrencilerin beslenme, giyim, uygarca eğlenme ve kültür ihtiyaçlarını devlet karşılayacaktır. Kamu toplu taşıma araçları, öğrenciye parasız hizmet verecektir.Parasız eğitim sisteminde, öğrencilerimizin geçmişten kalan kredi borçları iptal edilecektir.
Millî Hükümet, Cumhuriyet’in devrimci felsefesi kılavuzluğunda, bağımsız, toplumcu, demokratik, laik, bilimsel ve halkçı ekonominin ihtiyaçlarına cevap veren, tek bir eğitim sistemi uygulayacaktır. Bu bağlamda emperyalist çıkar sistemine eleman yetiştiren bugünkü eğitim sistemi temelden değiştirilecektir.
Türkçemizi iyi bilen, yurtsever, halka hizmet aşkıyla dolu, devrimci, özgür düşünceli, yaratıcı, başı dik, haksızlığa direnen, cesur, barışçı, dayanışmacı, emeğe saygılı, kamu mülkiyetine özen gösteren, paylaşmacı, insanlığa kardeşlikle bağlı, yetenekli, bilgili, sorumlu, “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” kuşaklar yetiştirilecektir.
Zorunlu temel eğitim altı yaşında ana sınıfında başlatılacak, kesintisiz 13 yıl olacaktır. Temel eğitimin son dört yılında yükseköğretime hazırlık eğitimi ve öğrencilerin kişisel yetenek ve eğilimleri ile eğitim planına göre meslek eğitimi verilecektir. Gençlerimizin ilgi ve yetenekleri ile seçtikleri meslekler arasında uyum olması gözetilecektir.
Özel Kesime ve Tarikatlara Ait Eğitim Kurumlarını Kamulaştıracağız
Cumhuriyet Devrimi Kanunları’na göre yasadışı olan tarikatlara ve vakıflara ait okullar ve yurtlar ile bütün özel okullar ve özel eğitim kurumları kamulaştırılarak, Cumhuriyet eğitiminin halka hizmet eden kurumları haline getirilecek, Öğretimin Birliği (Tevhidi Tedrisat) sağlanacaktır.
Ülkemizin yetişmiş insan gücü, en önemli kamu değerimizdir. Güçlü bir “Temel Eğitim Programı” ile gençlerimizin, hayatın her alanında yol gösterici ve nitelikli bilgi ve becerilerle donanmalarını sağlayacağız.
Eğitim–öğretimin amacını, üniversite giriş sınavını kazanma becerilerinin verilmesine indirgeyen eğitim karşıtı anlayış ve uygulamaya son verilecektir. Üniversiteye giriş sistemi, 13 yıllık temel eğitimin son dört yılında verilecek yükseköğretime hazırlık eğitimine dayandırılacak ve fırsat eşitliği gerçekleştirilecektir. Üniversiteye giriş sınavı kaldırılacaktır.
Millî plana göre, ekonomik, toplumsal ve kültürel kalkınmanın ihtiyaçlarına cevap veren meslek eğitimi geliştirilecektir.
Üniversitelerimizi, bilimsel araştırma ve bilim eğitimi yanında, halka sundukları hizmetlerle, milletin geleceğinin kurulmasına katkıda bulunan Cumhuriyet kurumları olarak yeniden düzenleyeceğiz. Üniversiteler, çalışmalarını, bilimin evrensel ölçütlerinden ödün vermeksizin oluşturulacak millî bilim gündemleri doğrultusunda yürüteceklerdir. Üniversite programları, ülkemizin ihtiyaç duyduğu insan gücünün ve bilim insanlarımızın yetiştirilmesi doğrultusunda düzenlenecektir. Üniversitelerimizin dünyada bilimin öncüleri arasında yer alması sağlanacaktır. Üniversite içindeki atama ve yükseltme kuralları, bu ölçütlere göre yeniden düzenlenecektir.
Üniversitelerimizde, Atatürk Devrimini tamamlama amacının gereği olarak, idarî, malî özerklik ve bilimsel özgürlük hayata geçirilecek ve iç işleyiş demokratik bir yapıya kavuşturulacaktır.
Yükseköğretimde, Cumhuriyet Devrimi temelinde özerkliği ve eşgüdümü hayata geçirmek yanında, öğretim üyeleri ile öğrencilerin yönetime katılmalarını sağlamak için, üniversiteler eliyle yeni merkezi kurumlaşmaya gidilecektir.
TÜBİTAK ve TÜBA özerk bilim kurumları olarak yeniden ör-gütlenecek, bilimsel çalışmalara destek olmaları ve bilim insanı yetiştirmeleri için yeterli kaynak ayrılacaktır.
Halkçı ve özgürlükçü siyasetler sayesinde bilim alanında yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlayacak; gençlerimizi bilimsel buluş ve araştırmaya yönlendireceğiz. Bilimsel çalışmanın özgürleştirilmesi ve araştırmanın özendirilmesiyle yurtdışına beyin göçünü durduracağız ve dışardan yurdumuza beyin göçünün koşullarını yaratacağız.
ABD güdümlü cemaatçiliğin ve bölücülüğün iç çatışma olanaklarını ortadan kaldırmak, millî birliği sağlamlaştırmak, çağdaş bir ekonominin insan gücünü yaratmak ve yurttaşlarımızın yeteneklerini geliştirmek amacıyla bütün toplumu kucaklayan bir “Aydınlanma Seferberliği” yürüteceğiz. Halk kütüphanelerini, müzeleri ve kültür saraylarını yaygınlaştıracak ve geliştireceğiz. Halkevlerini, köy ve ma-hallelere kadar yeniden örgütleyecek, halkı eğitecek ve sanat çalışma-sına katacağız.
Milli Hükümet, milli ve halkçı sanatımızın her dalda toplumu kucaklaması ve eğitmesi, sanatımızın güzellikte ve teknikte milletlerarası düzeye ulaştırılması için gerekli kurumları oluşturacak ve yeterli kaynak sağlayacaktır. Halkımızın sanat birikimi, çağdaş ölçülerde geliştirilecektir.
Güzel Sanatlar günlük hayatın bir parçası haline getirilecek ve geliştirilecektir. Devlet, sanata ve sanatçıya sahip çıkacaktır. Toplumla buluşması için sanatçının önü açılacaktır. Telif hakları titizlikle uygulanacak, fikir ve sanat eserlerinde korsanlık önlenecek, eser sahiplerinin emekleri ve yaratıcılıkları korunacaktır.
Sanatçıların çalışma koşullarını iyileştireceğiz, emeklilikteki hak kayıplarına son vereceğiz. Sanatçıların kadrosuz ve güvencesiz çalıştırılmasına izin vermeyeceğiz.
Radyolar, televizyonlar, basın ve yayınevleri, sinemacılık, düzeyli sanat uğraşına hizmet amacıyla desteklenecek ve özendirilecektir. Gençlerimizin ve yurttaşlarımızın en az bir sanat dalında yeteneklerini geliştirmeleri sağlanacaktır.
Devlet tiyatroları, devlet opera ve baleleri, senfoni orkestraları, çok sesli korolar, sanat galerileri, sanatçı yetiştiren eğitim kurumları, devlet konservatuarları, güzel sanat liseleri, yerel yönetimlerin sanat kurumları, halk müziği ve oyunlarını geliştiren kurumlar yaygınlaştı-rılacak ve nitelikleri yükseltilecektir. Özel sanat kurumları destekle-necektir.
İstanbul Taksim’de bulunan Atatürk Kültür Merkezi’ni, Ankara’da bulunan Devlet Resim ve Heykel Müzesi ve Operet sahnesini tekrar sanatın ve sanatçının hizmetine sunacağız.
Sanatın, halklar ve ülkelerarası bir dostluk köprüsü olması sağlanacaktır.
Yazılı, sözlü ve görsel basını, yabancı ve yerli tekellere bağım-lılıktan kurtaracak ve özgürleştireceğiz. Basında yabancı sermaye yasaklanacaktır. Basının kültürel yozlaşma aracı olması önlenecektir. Topluma gerçek haber ve bilginin ulaştırılması için eşit rekabet koşulları sağlanacak ve basın desteklenecektir. Demokratikleşmeye hizmet eden yerel basını özendireceğiz.
Gençlerimize ve her yaşta yurttaşımıza spor yapmaları için gerekli olanaklar sağlanacak, spor kurumları ülkemizin her köşesinde yaygınlaştırılacak ve desteklenecektir. Gençlerimiz ve yurttaşlarımız, spor yarışmalarında düşmanlığı ve bireyciliği kışkırtan özel çıkarcı yozlaşmanın etkilerinden arındırılacaktır. Bedence ve ruhça sağlıklı, mutlu ve ahlâklı yurttaşlar yetiştiren, toplumda dostluğu, dayanışmayı ve kardeşliği güçlendiren bir spor kültürü geliştirilecektir. Spor emek-çilerinin hakları korunacaktır.
Vatan Partisi, insanı vatanına, topluma, üretime ve kendisine yabancılaştıran emperyalist kültüre karşı sürekli mücadele yürütecektir. Vatansızlaşmayı, milletsizleşmeyi, anarşizmi, bencilliği, köşe dönmeciliği, havadan kazanmayı, açgözlülüğü, vurgunculuğu, başkalarının sırtına basarak yükselmeyi, fuhuşu, uyuşturucu ve alkol ba-ğımlılığını kışkırtan, toplumu unufak eden, yalnızlaştıran ve yırtıcılaştıran kültürel yozlaşmaya karşı vatanseverliği, çalışkanlığı, paylaşmayı, insan, doğa ve hayvan sevgisini, hoşgörüyü, barışı temel alan toplumcu ahlakın ve değerlerin yayılması ve kök salması için çalışacağız.
İki yüzyıldır emperyalizme karşı mücadele eden bir milletiz. Arkamızda yıkılmaz bir tarih var. Milletimize güveniyoruz.
Vatan Partisi’nin Millî Hükümet Programı, önümüze Atatürk Devrimini tamamlama hedefini koymuştur.
Vatan Partisi Daha İktidara Gelmeden Hükümet Görevleri Başardı
Vatan Partisi,
•Türkiyemizin Ergenekon’dan çıkışına önderlik etti. Balyoz, Poyrazköy, Casusluk davaları gibi Gladyo tertiplerinin bozulmasında belirleyici rol oynadı. F Örgütünün açığa çıkarılması ve hesap sorul-ması mücadelesini yürüttü. Cumhuriyet Yargısının bağımsızlığı ve bütünlüğü için mücadelenin başarılarında etkili oldu.
Birleşen ve üreten Türkiye, önümüzdeki hedeftir. Bir tek Vatan Partisi, bu tarihsel görevi üstlenmiş bulunuyor. O nedenle milletimizin birkaç yıl içinde Vatan Partisi önderliğinde birleşeceğini biliyoruz.
•Türkiye bölünmesin.
Vatan Partisi, denenmiş ve sınanmış önderleri, devlet tecrübesinde başarı kazanmış kadroları, sağlam örgütü, fedai geleneği ve gençliğiyle zor görevlerin üstesinden gelecek güce sahiptir. Bu birikimi milletimizin hizmetine sunuyoruz.
Haber Habere