Gündem:
KORKUYORLAR! LAİKLİKTEN ve ÇAĞDAŞLIKTAN KORKUYORLAR!

KORKUYORLAR! LAİKLİKTEN ve ÇAĞDAŞLIKTAN KORKUYORLAR!

Program yapımcısı, sunucu, haber spikeri Gülgûn Feyman Budak’la Nasıl Yani adlı programı hazırlayıp sunduğu Ulusal Kanal’da konuştuk. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde diksiyon dersleri de veren Budak, önce RTÜK tarafından programına verilen cezayı, ardından TRT’de görev yaptığı yılları, bir haber spikerinin nasıl olması gerektiğini, Türkçemizle ilgili endişelerini anlattı.

RTÜK’ten Nasıl Yani adlı programınıza yayın yasağı cezası verildi, geçmiş olsun…
Ümit Zileli ile birlikte başladığımız, benim daha sonra tek başıma sürdürdüğüm Nasıl Yani adlı programım hafta içi her gün Ulusal Kanal’da ekrana geliyor. İçinde sanat, edebiyat, siyaset, başkaldırı, eleştiri, anayasayı savunmak, Atatürk devrimlerini anlatmak yer alıyor. Kısacası hayata dair her şey var. Geçtiğimiz haftalarda sayın Orhan Karaveli’yi konuk ettiğim programda Danıştay’ın Andımız’ın okullarda okunmasında bir sakınca olmadığını açıklamasıyla ilgili konuştum. Suçumuz budur…

Neler söylemiştiniz?
Özgür-Der adlı bir dernek Andımız’ı özgür bıraktığı için Danıştay’ın önünde protestolarda bulunmuştu. “Kemalist dayatmadır bu, oligarşidir bu. Andımız’ı okutmak, Kemalizm anlayışının amentüsüne hizmet etmektir” diye bağırmışlardı. Ben de programımda şunları söyledim; korkuyorlar, laiklikten ve çağdaşlıktan korkuyorlar, kafalara fes, göbeğe kadar sakal, kadınları ise kapatarak kendi istedikleri düzeni kurmak amacındalar.

Ve ceza aldınız…
RTÜK, 4-5-6 Şubat tarihlerinde Nasıl Yani adlı programıma yayın yasağı koydu. Ayrıca 17 bin lira da para cezası verildi. Suçum, laikliği ve Andımız’ı savunmak… Ben albay kızıyım, laikliği ve Andımız’ı sonuna kadar da savunurum. Şimdi hukukun devreye girip gereğini yapmasını bekliyorum. Hukukun üstünlüğü ilkesine yürekten inanıyorum. Bence RTÜK de sorgulanmalı. Çünkü RTÜK bir siyasi dernek değildir ve denetlemeler ne yazık ki tek taraflı yapılmaktadır. “Gezi’ye katılanların kafaları kesilmelidir” diyen ve RTÜK’ten hiçbir ceza almayan Erkan Tan adlı çocuğu buradan şikayet ediyorum. O ceza almadıysa benim suçum laiklik ilkesini ve Andımız’ı savunmak mıdır? Andımız için “Kemalizm’in amentüsüdür” diyen zihniyetin karşısında elbette dimdik dururum.

Gülgûn Feyman Budak ve emekli albay olan babası Altan Feyman

‘RTÜK CEZALARINA KARŞI KAMUOYU OLUŞMALI’

RTÜK’ün verdiği bu tür cezalar oluyor ne yazık ki…
Türkiye’de artık RTÜK cezalarına karşı bir kamuoyu oluşmalıdır. Uğur Dündar’a konuklarının açıklamaları nedeniyle 8 program durdurma cezası verildi. Sayın Dündar ne yapacaktı, konuklarının ağzına bant mı yapıştıracaktı! TRT’den başlayarak bu mesleğe 40 yılını vermiş ve ekran haberciliğinin her kademisinde çalışmış biri olarak söylüyorum, RTÜK’ün kesinlikle yeniden yapılanması gerekmektedir.

Haber spikerliği denilince akla gelen ilk isimlerdensiniz. Zorluklar, fedakarlıklar, yorgunluklar karşısında “Keşke hiç girmeseydim bu işe” dediğiniz oldu mu? 
Ben bu mesleği sevgiyle ve aşkla yaptım, hala da o duygular içindeyim. TRT’de başladım ve şu anda Ulusal Kanal’dayım. Meslek kıdemim 40 küsur yıl olmasına rağmen hala kameraların önüne ilk günkü heyecan içinde geçiyorum. Önce TRT’deki yıllarım var, sonra Türkiye’de özel kanalların açılmasıyla birlikte yaşanan devrimin içinde yer aldım. Büyük küçük ayrımı yapmaksızın pek çok kanalda görev yaptım. Bugün benim için sesimi ve duygularımı duyurabildiğim, Atatürk ilke ve devrimlerini savunan Ulusal Kanal’da olmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Burası halkın kanalıdır, gönüllülerle yürüyen bir çalışma sistemi içindeyiz. Radyomuzda çarşamba akşamları yayınlanan Gönül Telimiz adlı halk müziği programını da hazırlayıp sunuyorum.

Gülgûn Feyman Budak: "Büyük küçük ayrımı yapmaksızın pek çok kanalda görev yaptım."

Ekrandaki haber spikerliğine uzanan yol sizin döneminizde nasıldı, şimdi nasıl? Özellikle gençlerin bilgilenmesi adına bir karşılaştırma yapabilir misiniz? 
O yıllarda TRT içinde bölümden bölüme geçmek bile teklifle olurdu, kimse “Ben geldim” diyerek bir yere gidemezdi. Ankara Radyosu’nda Hoş Sada’yı sunduğum dönemde, kısa haberleri de radyodan okurdum. Bu görev için açılan sınava 7 bin küsur kişi katılmıştı. Sonunda seçilen 5 kişi arasında olmayı başarmıştım. 10 yıllık bir çalışma sonunda TRT Haber Dairesi Başkanı’nın isteğiyle Ankara Radyosu’ndan TRT Haber Dairesi’ne geçtim. TRT Haber Merkezi’nde haber sunabilmek için bir kurulun önünde yeniden sınava girdim. Seçildikten sonra bir yıl eğitildik.

Şimdi durum nedir?
Şimdi işler çok kolaylaştı. Mesleği kazanmak bizim dönemimize kıyasla çok kolay. Ne yazık ki bu yüzden de güzelim Türkçemiz bozuluyor. Denetim yapılmayınca, sınav olmayınca, adam kayırmacılık bu meslekte moda haline gelince Türkçemiz ne yazık ki çok büyük bir tecavüze uğramaktadır. Bence televizyonlarda haber sunacak kişilerin kesinlikle RTÜK’ün oluşturacağı bir sınav kurulundan geçmesi gerekir. Türkçemizi kaybediyoruz…

Gülgûn Feyman Budak: "Türkçemize sahip çıkmalıyız, Türkçe yoksa Türk de yoktur, Türkiye de yoktur."

‘DİLİMİZİN BAYRAMINI KUTLAYAN YOK’

Sizin bu konuda bir de kitabınız vardı…
Evet, “Spiker” adlı kitabımda dilimizin nasıl bozulduğunu ve yapılması gerekenleri anlatmıştım. Dilimizin bir bayramı var ama ne yazık ki kutlayan yok. Bir yazım kılavuzumuz yok ve Sözlük’le kavgalı bir toplum haline geldik. Oysa her evde bir Sözlük bulunmalıdır. Televizyonda “Usta” denilen spiker bile “Devlet erkanı” diyor. A harfinin inceltme işaretini dikkate almadan söylüyor. Spiker “Irağ’a gitti” diyor. Oysa doğrusu “Irak’a gitti”dir. Genizden burundan bir garip konuşma üslubu oluşturuldu.

Kadın sunucu ve spikerlerin giysileri de çok dikkat çekiyor.
Özellikle kadın sunuculara etekler giydiriliyor, bar taburelerine oturtuluyor. Oysa o kadının görevi haberleri okumaktır. Haberciliğin, haberi sunan kadının ayakkabısıyla, bacaklarıyla, dekoltesiyle işi olamaz. Sunucu kadın masasından kalkıp yürüyor, manken gibi pozlar veriyor. Oynatmayın, yürütmeyin bu haber spikerlerini. Öte yandan ilişkiler, atamalar, hatta her yıl dağıtılan ödüller bile ahbap çavuş yöntemiyle belirleniyor. Bu arada olan Türkçemize oluyor.

Çözüm nedir size göre?
Ekrandaki spikerlerin mutlaka diksiyon konusunda eğitim görmeleri gerekmektedir. Türkçemize sahip çıkmalıyız, çünkü Türkçe yoksa Türk de yoktur, Türkiye de yoktur.

‘TRT, BBC GİBİ OLAMADI’

Galiba TRT de o eski TRT’ye benzemiyor artık…
Galiba değil, kesin öyle… TRT’de artık ilkesiz bir anlayış hakim. Oysa TRT resmi gazete gibi olmalıdır. TRT’de verilen her haberin doğru olması şarttır. TRT, ne yazık ki BBC gibi resmi ve güvenilir bir yayın organı olamadı. Yazık edildi TRT’ye… Rahmetli Mesut Mertcan, bir gazeteye verdiği röportajında “TRT, iktidarın borozanıdır” dediği için ceza almıştı. Kısacası bizim çalıştığımız dönem TRT’nin altın yıllarıydı…

İç kararttığı için artık insanların haberleri izlemekten kaçtığı söyleniyor… 
Bunu çok sık duyuyorum. Ancak, lütfen televizyondaki haberleri izlemekten vazgeçmeyiniz. İçiniz değil nereniz kararırsa kararsın, haberleri mutlaka izlemek ve dinlemek zorundasınız. Türkiye nereye götürülüyor, Türkiye nereye gidiyor bilmelisiniz.

‘YILMAZ ÖZDİL’in MUSTAFA KEMAL KİTABI BÜYÜK BİR HİZMET’

Devlet Bahçeli, Ruh Sağlığını Koruma Yasası’nın çıkarılmasını istedi… 
Buyruuuuun… Böyle bir yasayla yeni yasaklar gelecek demektir. Bu yasa yürürlüğe girerse yeni ve garip yaptırımları da beraberinde getirecektir. “Sen bunu yazdın, toplumun ruh sağlığını bozdun”, “Sen bunu söyledin, toplumun psikolojisini bozdun” denilecek. Hiçbir şeyi eleştiremeyecek hale gelebiliriz. Doğrusunu isterseniz ben Devlet Bahçeli’den “Andımız mutlaka okunmalıdır” açıklamasını beklerdim. “Ne mutlu Türküm diyene sözü her Türk tarafından haykırarak söylenmelidir” demesini arzu ederdim. Bunun FETÖ’cüler tarafından sakıncalı bulunduğu sonradan ortaya çıktı. 15 Temmuz gecesi AKP Genel Merkezi’ne koskoca Atatürk portresi asılmadı mı! Ne dedi Levent Kırca hayata veda ederken “Cumhuriyetle kalın, Atatürk’le kalın, hoşça kalın…” Yılmaz Özdil’in Mustafa Kemal kitabı çok büyük bir hizmettir, kendisini kutluyorum. Bu arada kitabın çocuklar için de düzenlenmesi ayrıca tebrik edilmesi gereken bir çalışmadır. Bir asker kızı olarak Atatürk’e ve onun devrimlerine sonuna kadar sahip çıkmalıyız diyorum.

Ülkemizin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Birbirimizi ötekileştirmeden hep birlikte aydınlığa çıkacağız. Ben kara çarşaflı kadınlarımızla da konuşuyorum. Anlatıyorum, dinliyorlar. Çağdaşlığın ne kadar önemli olduğunu haykırmalıyız. Bu zor dönemlerden çıkarken bize yol gösterecek olan Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ile Nutuk olacaktır. Mutlu ve özgür bir Türkiye yaratmak için güç birliğine ihtiyacımız var. Zihnimizdeki yasakları ve zihnimizdeki türbanları mutlaka çıkarıp atmalıyız…



SÖZCÜ Gazetesi
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87

BURSALI, ERDOĞAN'dan ÖZÜR DİLEDİ
Monoca’da lüks yat kulübünde ıstakoz yiyip sosyal medyadan paylaşan ve AKP’de hedef tahtasına konan...

Haberi Oku