Ankara'daki Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Osmanlıca dersi ile ilgili 'İstenilse de istenilmese de bu ders öğretilecek' yönündeki açıklamaları sorulması üzerine "Osmanlıca denilince arkadaşlar yabancı bir dilden bahsedildiğini zannediyorlar. Osmanlıca bugün kullandığımız Türkçe'nin bir başka alfabe ile yazımıdır. Osmanlıca Türkçe'dir bir kere bunu herkes bilsin. Bahsedilen dil düşman dili değildir. Nedir Osmanlı alerjisi anlamıyorum. İsteyen öğrenci seçer, isteyen öğrenci seçmez. Teklif edilen bu. Nedir bu tarih alerjisi, nedir bu kültür düşmanlığı anlamak mümkün değil" dedi.
Davutoğlu, ayrıca kendisine yöneltilen CHP Sözcüsü Haluk Koç'un KPSS'de torpil iddiaları ile ilgili soruya yanıt vermeyerek "Üç soru dendi ama sorular içinde sorularla dokuz soruya çıktık. Ben Polonya seyahatime zaten gecikmiş durumdayım" ifadelerini kullandı.
"AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE YENİ BİR İVME KATMAYA KARARLIYIZ"
Avrupa Birliği temsilcileri ile yapılan görüşmelerin ana gündemi ve AB konusunda Türkiye'ye bakış açılarında değişiklik olup olmadığı sorulan Davutoğlu, açıklamasında şunları kaydetti:
"Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri her iki taraf için de son derece önem taşıyan ilişkilerdir. Maalesef son yıllarda özellikle fasılların açılması bağlamında ciddi siyasi engellerle karşılaştık. Türkiye, Avrupa kıtasının bir parçası olma yanında AB ile her açıdan başta Gümrük Birliği olmak üzere son derece yoğun ilişkilere sahip ve müzakere yürüten bir üyedir. Sıradan bir aday değildir. Bu müzakerelere ivme katılması siyasi bakımdan en öncelikli konularımızdan biridir. AB'de de yeni görev değişimleri oldu. Yeni komiserler göreve başladı. Bu komiserlerin ilk ziyaretlerinden birini Türkiye'ye yapmış olmaları çok önemlidir. 3 ana başlık üzerinde bugün özellikle durduk. Türkiye ile AB müzakerelerinin hızlandırılması ve bu müzakerelerdeki engellerin ortadan kaldırılması başta 17. fasıl olmak üzere tekrar müzakerelerin açılmasının sağlanması. İkincisi özellikle Gümrük Birliği bağlamında haklı taleplerin göz önüne alınması. Üçüncüsü komşu bölgelerde takip edilecek ortak stratejiler. Çok verimli görüşmeler yaptık. Bu mekanizmanın devamlılığını istiyoruz. AB Türkiye ilişkilerinde yeni bir ivme katmaya kararlıyız."
"POLONYA SEYAHATİME GECİKMİŞ DURUMDAYIM"
Cumhuriyet Halk Partisi Sözcüsü Haluk Koç'un KPSS ile ilgili 85 ismin torpil yolu ile atandığına dair iddiaları sorulan Davutoğlu, bu soruyu yanıtlamayarak "Üç soru dendi ama sorular içinde sorularla dokuz soruya çıktık. Ben Polonya seyahatime zaten gecikmiş durumdayım" dedi.
Milli Eğitim Şurası'nda alınan tavsiye kararları hatırlatılarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Osmanlıca dersi ile ilgili 'İstenilse de istenilmese de bu ders öğretilecek' yönündeki açıklamaları sorulan Davutoğlu, "Milli Eğitim Şurası kararları Milli Eğitim Bakanlığına tavsiye olarak sunulur Milli Eğitim Bakanlığı, Bakanlar Kurulu'na getirir ve orada değerlendirilir. O aşamalara geçmeden tabiri caizse bir bardak suda fırtına koparılmaya çalışılıyor. Osmanlıca denilince arkadaşlar yabancı bir dilden bahsedildiğini zannediyorlar. Osmanlıca bugün kullandığımız Türkçe'nin bir başka alfabe ile yazımıdır. CHP grup başkanvekilinin bir ifadesi var, mezar taşlarını mı okuyacaklar, diye. Evet mezar taşlarını okuyamayan bir nesil tarihini bilemez. Sizin tek parti döneminde bu mezar taşlarından başka bir şey bırakılmadı. Tarih tahribatı yaptınız. Osmanlıca Türkçe'dir bir kere bunu herkes bilsin. Bir İngiliz Shakespeare'i aslından okuyabiliyorsa bir Türk aydınının da Namık Kemal'i aslından okuyabilmesinden kim niye rahatsız olsun? Okuyamıyorsa bir zaaftır. Bahsedilen dil düşman dili değildir. Kadim Türkçe desek, 19. yüz yıl Türkçesi ve okutsak karşı mı çıkacaklar? Nedir Osmanlı alerjisi anlamıyorum. İsteyen öğrenci seçer, isteyen öğrenci seçmez. Teklif edilen bu. Nedir bu tarih alerjisi, nedir bu kültür düşmanlığı anlamak mümkün değil" şeklinde konuştu.
Zorunlu din dersi tartışmaları ile ilgili sorulan soru üzerine değerlendirmede bulunan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Din dersi ile ilgili de bir teklif söz konusu. Alevi kanaat önderleriyle yaptığım toplantılarda da din kültürü ve ahlak dersine aslında kimse karşı çıkmıyor. Bütün dinleri, mezhepleri kuşatıcı bir müfredatın uygulanması konuşulmalı. Din kültürü dersi de bu topluma yabancı bir ders değil. Hele hele Kılıçdaroğlu gibi Orta Çağ karanlığı demek, bırak onu Avrupalılar söylesin. Bizim için Orta Çağ dediğiniz çağlar bütün o karanlıkların yaşandığı dönemde insanların onuru eşitliğini savunan bir medeniyetin doğduğu çağlardır. Yunus Emre, ister Sünni ister Alevi hepsi onun Orta Çağ dediği dönemde yaşadılar. Hz. Mevlana onun Orta Çağ dediği dönemde Mesnevi ile insanlık sevgisini ortaya koydu. Bırakın artık biraz çağdaş olun. 19. yüzyıl Fransa’sının karanlık çukurları içinde kalmayın. Dinlerin okutulmamasına dayalı olan bir yaklaşımın hiçkimseye faydası yok"
DHA