22 OCAK 2010 EL KAİDE OPERASYONU

Tarih 22 Ocak 2010'u gösterirken El Kaide örgütüne yönelik Türkiye çapında yapılan operasyonlarda 122 kişi gözaltına alınmıştı. Operasyon sonrasında yapılan ilk mahkemede tüm sanıklar serbest kalırken örgüt evlerinde 2 adet el bombası, fişekler ve krokilerin bulunduğu belirtiliyordu.

İşte tüm tartışmada bu noktada başladı. İddialara göre yapılan operasyon El Kaide operasyonu değil Taşhiyeciler olarak bilinen cemaate yapılan bir operasyondu. Bu cemaat de aynı Gülen cemaati gibi temeli Nurculuk olan bir cemaatti. Ancak Gülen cemaati ile ters düştükleri noktalar vardı; dinler arası diyalog gibi...

İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından “Tahşiyeciler” olarak bilinen bu kişilere yönelik düzenlenen operasyonda, grubun önde gelen ismi Mehmet Doğan da yakalanmış, tutuklanan Doğan 17 ay cezaevinde yattıktan sonra tahliye edilmişti. “Molla Muhammet” adıyla bilinen emekli imam Mehmet Doğan'ın, Fethullah Gülen'in bazı fikirlerine karşı çıktığı iddia edilmişti.

Bütün bu gelişmelerden çok daha önce, 6 Nisan 2009 tarihinde ise Fethullah Gülen, internet sitesine konulan bir konuşması ile Mehmet Doğan için 17 aylık esarete uzanan sürecin tetiğine basmıştı. Gülen, Türkiye'de kirli emelleri olan şer güçleri anlattığı konuşmasında "Tahşiye" kelimesini kullanarak grubu açıktan hedef göstermişti. Gülen "Biz Nurlara haşiye yapıyoruz dedirtirler. Adlarına da Tahşiyeciler derler. Sonra da Kalaşnikoflar verirler ellerine, iki yerde bir şey yapınca bunlar. Demek ki imkân bulunca bunlar da silahlanabiliyor" demişti.

Aralarındaki bu karşıtlıktan dolayı, cemaatin haksız deliller uydurularak, 'senaryolar' yazılarak terör örgütü gibi gösterildiği iddia ediliyor. Hatta bazı iddialar öyle ilginç ki, önce Gülen Cemaatine yakın kanallardaki dizilerde Tahşiyeciler grubunun isminin geçirildiği daha sonra polis operasyonunun geldiği söyleniyor. 

Tahşiyeciler operasyonundan önemli bir not ise şu; mahkeme sonunda operasyonda ele geçirilen el bombalarında sanıkların parmak izine rastlanmazken, polislerin parmak izlerine rastlanıyor. Polisler ise bu durumu 'eldivensiz' olmalarına bağlıyor. Karşıt iddialarda ise Tahşiyecilerin, silahlı mücadeleyi savunan ve El Kaide yapısı içinde olduğunu belirten eski emniyet müdürleri ve gazeteciler var. Örneğin eski Hakkari Emniyet Müdürü Tufan Ergüder, Samanyolu Haber'de çıktığı bir programda Tahşiyeciler için şunları söylüyordu:

“Biliyorsunuz 22 temmuzda operasyonlar silsilesi başlamıştı. 40 civarında polis hala cezaevindeler. Operasyonların da devam edeceği ifade edilmişti. Tahşiye soruşturmasına gelince bu grupta bir grup lideri var. El Kaide grubu bunlar ve silahlı mücadeleyi savunan bir grup. Ve ilk kez bir Nurcu grubunu selefileştirerek El Kaideleştirdiler, eskiden temelde Nurculuk’ta olan bir grup. Fakat daha sonra bu Molla Muhammet diyorlar. Aslında kitapları o yazmıyor ama  Ruhname adlı kitabları var. Bu kitaplardan Üstad Bediüzzaman’ın Risale-i Nurlarına haşiyeler yazıyorlar açıklamalar yazıyorlar. Taşhiye ismi de oradan geliyor.”

1. (isim) Dipnot

2. Bir eseri daha iyi açıklamak için yazılan kitap

Türk Dil Kurumu sözlüğünde aslında Arapça olan "TAHŞİYE" kelimesinin anlamı ise şöyle belirtilmiş;