Gündem:
VAHDETTİN 'KOYUN SÜRÜSÜ' DEDİ, ATATÜRK 'EGEMENLİK' VERDİ
VAHDETTİN 'KOYUN SÜRÜSÜ' DEDİ, ATATÜRK 'EGEMENLİK' VERDİ

İşte sosyolog, gazeteci ve cesur yazar Nevval Sevindi'nin, odatv.com sitesinde yayımlanan '9 Eylül sadece İzmir’in değil, tam bağımsız Türkiye'nin de kuruluş günüdür' başlıklı o makalesi;

9 Eylül sadece İzmir’in değil, tam bağımsız Türkiye'nin de kuruluş günüdür

"Yunan işgalinin ilk günü şahit olduğum bir vahşet yaşanmıştı.Yüzlerce masum Türk, yerli Rumlar ve Yunan askerleri tarafından hunharca katledilmişti. Öldürülen Türkler süngülerle parçalanıp denize atıldıkları için çoğunun cenazeleri dahi bulunamamıştı. Bu nedenle işgalin ilk günü şehit olan rahmetli Hasan Tahsin’in, “Zito Venizelos!” demedi diye şehit edilen rahmetli Albay Süleyman Fethi’nin,rahmetli Tabip Yarbay Şükrü beyin ve daha yüzlerce vatan evladının bir mezarı dahi yoktur."


Fethi Bey’in kalpağını alıp yere atan Yunan askerine attığı tokat şehadetine neden olmuştur, ama o tokat tüm işgalci düşmana 9 Eylül 1922 günü Türk ordusu tarafından atıldı. Dünyayı sömüren emperyal güçlerin maşası olanlar da dahil hepsi denize döküldü. Kaçtılar.

“Askerlerimiz kazandıkları büyük zafere yakışır biçimde,büyük bir intizam ve disiplin içinde Kordon’da resmi geçit yaptıktan sonra Hükümet Konağı’na ay yıldızlı bayrağımızı çektiler. Yer gök ‘Yaşa Mustafa Kemal Paşa’ diye inliyordu..” (*)


İzmir’in kurtuluşu tüm ülkede büyük sevinçle karşılandı, Türkiye’nin kurtuluşu gibi kutlandı. İstanbul’dan işgal güçleri neredeyse bir yıl sonra çekilmişlerdir.

“İzmir halkın elemlerini, feryatlarını, kararlılık ve imanını ifade etmek için parola olmuştu. Çok değerli olan İzmir , elbette düşmanların elinde bırakılamazdı ve nitekim bırakılmadı” diye bu gerçeği 1923’de Atatürk beyan etmiştir.


ÇOCUKLUĞUMUN 9 EYLÜLLERİ


Çocukken 9 Eylül İzmir’in kurtuluşu törenlerine özenle hazırlanır ve kızkardeşimle beni babam götürürdü. Akşamları fener alayını ailece seyretmeye giderdik. Annem de babam da ağlardı. Dedelerimin, ninemin savaştaki anılarını dinleyerek büyüdüğüm için hep hayalimde canlandırma yapardım. İçimde büyük bir mücadele gücü Mustafa Kemal sevgisine eşlik ederdi.

Dedem Hasan Tahsin’in vurulma anını görmüştü. Acılar içinden çıkıp gelmiş insanların anlattıkları benim için hep en değerli masaldı. “Yine anlat nine” derdim.

Kadınlara yapılan hunharca saldırılara rağmen kadınların savaşa katılması, Yunan basınında İzmir’in hep bir kadın olarak temsil edilmesi de önemlidir. İzmir kurtulunca Türk kadını kurtulmuş, onu aşağılayan ve namusuna göz diken düşman Türk kadını kahramanlık destanı yazdı. Hastanedeki çalışmalarıyla “yüzbaşı” rütbesi almış olan ninem “Bir daha Allah bize o günleri göstermesin” temennisi ile bitirirdi sözlerini. Duvardaki resme bakardım, atlar doludizgin koşardı orada.


Kurmayların kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nda kurmaylığın kaldırıldığı, tarihi askeri okullarımızın kapandığı,sivillerin orgeneral olduğu yeni bir durumda İzmir’in kurtuluşu önümüzde duruyor.

Meclis kararı olmadan uluslararası bir belge imzalamamasını talep eden Rauf Orbay’a padişah Vahdettin’in cevabı bugün yine hayat bulmuş gibi:

“Rauf bey! dedi, bir millet var, koyun sürüsü…Buna bir çoban lazım.. O da benim.” (**)


Mustafa Kemal’in hayali ise Cumhuriyet ve ulusal siyaset idi. Savaş esnasında bile TBMM açılmış, bütün eleştiriler, tartışmalar yapılabilmiştir. O zor şartlarda hiç kapanmamıştır.

Nutukta der ki:

“Osmanlı devletinin siyasası ulusal değil, bulanık ve kararsız idi…..İslamcılık ve Turancılık siyasasının başarı kazandığına ve dünyayı uygulama alanı yapabildiğine tarihte rastlanmamaktadır. …Bizim açık ve uygulanabilir nitelikte gördüğümüz siyasal yöntem,ulusal siyasadır.Dünyanın bugünkü genel koşulları ve gerçekler karşısında düşlere kapılmak kadar büyük yanılgı olamaz. Tarihin dediği budur, bilimin,aklın, mantığın söylediği böyledir. Ulusal sınırlarımız içinde hepsinden önce kendi gücümüze dayanarak varlığımızı korumak…Gelişigüzel ulaşılamayacak istekler ardında ulusu uğraştırmamak ve zarara sokmamak. Ulusal egemenlik temeline dayanan halk hükümeti: Cumhuriyet. “


9 EYLÜL RENKLERİ, SESLERİ


9 Eylül’de yanan fenerler karanlıkta inanılmaz renk oyunları yapardı, askerlerin adımları ve askeri bandonun yürek gibi vuran sesleri sanki bunu tekrarlardı.

İnsanlar sevinç içinde alkışlardı, gelecekten umut duyarak evlerine dönerdi.

İnsanların yaşama sevinci ve güvenlik duygusu tamdı.

Kişilikleri ve kimlikleri sorulunca kuşku duymazlardı. Çünkü onu savaşarak elde etmişlerdi.

Acı çekmişler, çeken atalarının hikayelerine ortak olmuşlardı.

Dedem Midilli’den göç etmiş ona Ayvalık’ta yerler verildiğinde “bu fakir devletin arazisini alamam ben çalışırım” diyerek reddetmiş. Ailesini hiç düşünmemiş.

Çünkü vatan duygusu her şeyin üstündedir. Yüzlerce yıl vatan yaptıkları topraklardan kovulanlar vatanın arsa olmadığını bilirler. Mal mülk yalandır tek gerçek vatan toprağı ve milli kimliğidir.

9 Eylül sadece İzmir’in kurtuluşu değil, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş günüdür.

Bugün ihtiyacımız budur.

9 Eylül İzmir’in Kurtuluş Gününü kutluyor, aziz şehitlerimize rahmet diliyorum.

Nevval Sevindi

Odatv.com


Dipnotlar:

* Küllerin Altındaki İzmir,Volkan Gönenç

** Rauf Orbay, Siyasi Anılar



Haber Habere
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87

MANSUR YAVAŞ'tan SERT TEPKİ
Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Çalışma ve...

Haberi Oku