HAL-i PÜRMELALİMİZ mi? MALUMUNUZDUR!

Olup bitene bakınca insanın aklına geliyor doğrusu tüm bu yapılanlar, hesapsız kitapsız harcamalar ikbal için mi, iktidar için mi, akrabaları ihya için mi diye? Mevsim şimdilik bahar ve yaz olsa da bunun bir hazanı da vardır ve olacaktır diye düşünen yok mudur aralarında? Vardır kuşkusuz…

Efendim bize okul yıllarında devletin yapısını anlatırken hocalarımız, biz onu şöyle anlamıştık. Birbirine saygı duyan, birbirine yer açan, birbiriyle yardımlaşan, birbirini incitmeden, itmeden, kakmadan birlikte çalışan bir ekip ve o ekibi bilgisiyle, birikimiyle, donanımıyla saygı uyandıran kimliğiyle yönlendiren bir lider. Bizim kuşak bu tanımları unutmuş olamaz. Üstelik bu bilgileri çok özet olarak aktardım ben…

Gelelim günümüze ve hal-ipürmelalimize! Argüman mı desem, formül mü desem, bahane mi desem, gerekçe mi desem! Hepsi birden mi desem? Günümüzde işleyiş şöyle; Atatürk’ün heykellerine saldırı mı oldu? Yapan için “meczuptur” de sıyrıl. Parti ileri gelenlerinden biri erken mi konuştu?“Partimizi ve bizi bağlamaz” de kurtul. Özellikle batıya yönelik bir açıklama mı yapıldı? “Yanlış anlama ve anlaşılma olmuş” de sıyır. Sonra da tabanın tüm bu formüllere alkış tutmasını bekle ve buna alış…

Aslında alkışın sakıncası yok! Şu nedenle yok. Her şeyin bir kılıfı ve yığınla inananı olduktan sonra, kalkıp da maliye bakanından ekonomiye dair, MEB den boş kalan 300 bin kontenjana dair, dışişleri bakanından dış politikaya dair açıklama beklemek saflık olur!

Her yerde sorun yaşanırken, sistem dibe vurmuşken, 81 ile üniversite açtık diye övünürlerken, kalkıp da; sadece tabela çaktık, içini dolduramadık, kapısında üniversite yazan yerler sadece bina olarak kaldı, 300 bin kontenjan açığı var diyecek halleri yok ya! Bunları demek biz bu işi beceremedik anlamına gelir ki onu zaten yapmazlar- başarısız oldukları hiçbir konuda da yapmadılar…

Şimdi “Eyyyy batıdan!” örnekler zamanıdır!

Yunanistan başbakanı; emeklilik yaşını kadınlarda 45’den 42’ye, erkeklerde 55’den 52’ye indirmiş. Tüm limanları, otoyolları, köprü işletmelerini yabancı şirketlerden geri almış. Eğitim ve sağlık hizmetlerini tümüyle ücretsiz hale getirmiş. Öğrencilerin ulaşım ve yemek harcamalarını devlet karşılamalı şeklindeki teklifi onaylamış. Vekil maaşlarını 4000 Euro’dan 2000Euro’ya indirmiş. Resmi araçları,bakanlara ait özel helikopterler ve uçakları sattırmış.Devlette lüks harcamaları yasaklamış. Kendisi de ailesiyle birlikte babasına ait evde oturuyor ve 1998 model Toyota aracını kullanıyormuş.

Avustralya başbakanı Julya Klark, ülkesinde gösteri yapan fanatiklere şöyle seslenmiş;“Neden kendi ülkenizi terk edip kâfir dediğiniz ülkelere göç ediyorsunuz? Özgürlük, adalet, sağlık güvencesi, sosyal güvenlik, yasalar önünde eşitlik, çalışma fırsatı, çocuklarınızın geleceği için buralara geliyorsunuz. Unutmayın! Size kaybettiğiniz her şeyi verdik. Ya bize saygı duyun yada burayı terk edin.”

Bazılarına göre gâvur, bazılarına göre kâfir “Eyyy batıdan!” iki göz açan örnek. Niye mi yazdım? Bilmem!

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87