HAYALDİ GERÇEK OLDU! HUZURLARINIZDA KANAL İSTANBUL…

Uzun süredir masamda yazılmayı bekleyen konunun tam zamanını hiç bitmeyen inşaat sevdamız ve ardı arkası kesilmeyen rant çabamızın bir yerde patlaması belirledi. Efendim! “Yap- İşlet- Devret” projesiyle yapılan tünel ve köprülerin ülke ekonomisine maliyeti malumunuz. Buna göre;

Avrasya Tüneli maliyeti 1 milyar 200 milyon USD. Vaat edilen günlük araç sayısı 68 bin, geçen araç sayısı 34 bin.

Osmangazi Köprüsü maliyeti 2 milyar 355 milyon USD. Vaat edilen günlük araç sayısı 40 bin, geçen araç sayısı 14 bin.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü maliyeti 3 milyar USD. Vaat edilen günlük araç sayısı 135 bin, geçen araç sayısı 38 bin.

Tabloda görüldüğü üzere hazinenin ödeyeceği yıllık zarar 2 milyar 410 milyon USD. Tahmini toplam hazine zararı 50 milyar USD. (tüm bilgiler uzman kişilerin kaynaklarından alınmıştır)

Rutkay Aziz; “Para iki şey için gerekir. Muhtaç olmamak ve mahcup olmamak için” der. Buraya kadar kamuoyunun bilmediği bir şey yok. O halde bayram değil seyran değil bu bilgi tekrarı niye derseniz! Yanıtımız şu sorularla olur; büyüklerimize göre afet ama! Aması şu; dün yağan yağmurlar sonucu yaşananlar tam anlamıyla “mimarlık- mühendislik –müteahitlik” başarısı değil midir? 42 milyarlık bütçesi olan İBB acaba Erdoğan’ın deyimiyle metal yorgunu mudur? Bu dev bütçeye bakınca İBB bunca bol kepçe parayla hem muhtaç olmuş, hem de mahcup olmamış mıdır?

Orman ve Su İşleri Bakanının; “Herhangi bir işleri yoksa vatandaşlar evde beklesinler” dediği, İBB başkanının; “Yıllar önce Londra’da da metroya su dolmuştu” şeklinde teselli veren bir açıklama yaptığı, teknesi olanın teknesiyle, botu olanın botuyla, salı olanın salıyla, kayığı olanın kayığıyla, rafting bilenlerin eş dost aracılığıyla, hiçbirine sahip olmayanların yüzerek işine gittiği İstanbul’dan söz ediyoruz.

Bakanın ve başkanın bu son derece bilimsel, yol gösterici, ferahlatıcı açıklama ve önerileri üzerine ne desek boş da insanımızın bu göz yaşartan özverisine okkalı bir alkış boşuna olmaz sanırım! Dört tarafı denizlerle çevrili olduğu için gurur duyduğumuz memleketimizin artık nehre dönen otoyolları, ırmağa benzeyen caddeleri, şelaleyi andıran sokakları da var!

Çimentoyla selin birlikte yol aldıklarını, duble yollar sayesinde, asfaltla kaplanan alanlar yüzünden, artan çimento ve beton israfıyla gelinen noktanın ne denli risk taşıdığını unutmayalım ve akıldan çıkarmayalım. …

Batının kıskanıp, ağzının suyunu akıttığı son model tünel ilk yağmurda çöktü. Metro çalışmadı. Avrasya Tüneli tedbir amaçlı kapatıldı. Halk duraklarda mahsur kalırken, otobüsler yollarda kaldı. Otogarları, acil servisleri su bastı, çatılar çöktü, boyu 1. 60 olanlar sokağa çıkmasın dendi! Yüzlerce araç mahsur kaldı, insanlar işlerine yüzerek gitti. Bunun adı doğa intikamını alıyor olmasın sakın! Bunun adı saraylara bu kadar merakımız yüzünden her yan “Yerebatan Sarayı’na ya da sarnıcına dönüştü” olmasın sakın! Ve bunun adı yıllardır anlatılan ve projelendirilen Kanal İstanbul hayalinin gerçeğe dönüşmesi olmasın sakın! Bunun adı bizi kıskanan 7 düvelden sonra sıraya Venedik’in de girmesi olmasın sakın! Hem masrafsız hem zahmetsiz! Demek ki neymiş? Alt yapı üst yapıyı da belirliyormuş. Al birini vur ötekine…

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87