‘HAYIR’cıların EN BÜYÜK KOZU...

Kimse kendini kandırmasın ve cumhuriyet düşmanları da milleti sakın ola aptal yerine koymaya kalkışmasın... Referandum tuzağının ve başkanlık hevesinin asıl hedefi apaçık bellidir; devleti “tek adam”a teslim etmek ve rejimi hızla hilafete sürüklemek!..

Ve ne yazık ki referandumla birlikte, “milli irade”nin kalbi, göğsünde “egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” diye yazan TBMM’nin neredeyse göstermelik bir kamu kuruluşuna dönüştürülmesini hedeflemek... Yani yetkisiz, işlevsiz, emir kulu, konu mankeni misali vekiller topluluğu oluşturmak!..

En vahimi de referandumdan “evet” çıkarsa, 15 yıldır “kurbağa teorisi”yle millete yutturulan bu karanlık rejime rozyonu, bu düşmanca yıkım süreci ve cumhuriyete yönelik bu sinsi taarruzun sonu da kesinlikle gelmeyecek...

Yani 90 yıldır laikliğin ve cumhuriyetin rövanşını almak için her yöntemi deneyen kinci cumhuriyetçi ve karşı devrimcilerin yıkım kadroları, “Anayasa’nın değişmez maddeleri”ni de hedef alarak nihai amaçlarına ulaşmaya çalışacak...

Türkiye işte o zaman Kurtuluş Savaşı’nın kazanımlarını kaybederek çok karanlık bir sürece atılacak ve Ortadoğu’da yıllardır aydınlanmaya muhtaç halde, giderek tükenen, bağnazlığın egemen olduğu, huzurun kalmadığı geri kalmış ülkelerden biri haline gelecek...

Bir kez daha altını çizerek ve ısrarla vurgulayarak dikkat çekmek, uyarmak istiyoruz; Cumhuriyet ve laiklikle ilgili kazanımların geriye kalanlarına son darbe referandumda vurulursa, bugünkü Türkiye’yi iki ay sonradan itibaren ne yazık ki mumla arayacak hale gelebiliriz...

SİNSİ PLANIN DEŞİFRESİ!..

Yukarıdaki saptamalar yalnızca bizim öngörülerimiz ya da iddiamız değil... Çünkü Cumhuriyete ve laikliğe yönelik tehdidi bizzat AKP’liler duyurdu...

TBMM Başkanı olacak zat, Türkiye’nin çimentosu da olan laikliğin Anayasa’da olmayacağını açıkça ilan etmedi mi?.. Ve laik cumhuriyet üzerine yemin eden AKP’lilerin tamamı bu meydan okuma karşısında başlarını kuma gömmedi mi?..

Daha önce de vurguladık; iktidar yanlıları nihai hedefle ilgili bilinçaltındaki düşlerini açıklamaktan da çekinmiyorlar artık...

Daha on beş gün önce, çok sayıda AKP milletvekili ve hükümetin kiralık kalemleri Anayasa’nın değişmez maddelerinin de değişebileceğini açıklayarak, referandumun asıl amacını pek de güzel ifşa etmediler mi?..

Örneğin; AKP Bursa Milletvekili ve Anayasa Komisyonu üyesi İsmail Aydın, “Anayasa’nın değiştirilemez maddesini kabul etmek mümkün değildir. Anayasa’nın tüm maddeleri değiştirilebilir, hatta Meclis yeni bir Anayasa yapabilir” diyerek cumhuriyete meydan okumadı mı?..

AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, “100 yıldan fazladır bu topraklarda vurulan prangaları kurtarmaya Rabbil alemin bizi nasiplendirdi. Eminim ki referandum günü sandık başına gidecek olanlar özgürlükle ilgili gelecek olan mutluluğu her adımlarında yaşamış olacaklardır” diyerek açıktan cumhuriyeti, Atatürk’ü ve laikliği hedef almadı mı?..

Abdurahman Dilipak gibi ömrü Atatürk ve laiklik düşmanlığı yapmakla geçmiş bir yandaş kalemşor, “referandum geçerse sıranın hilafete geleceğini” ve cumhurbaşkanlığı binasındaki odaların hilafet temsilcilerine ayrılacağını söylediğinde, onu tekzip eden bir tek AKP’li gördünüz mü?..


YANDAŞLAR AKP’YE İNANMIYOR...

Yukarıdaki saptamaları niçin mi yineledik?.. Nedeni çok basit; AKP çevreleri referandumun yani Anayasa değişikliğinin ve de başkanlık sisteminin gerekçelerini halka bir türlü anlatamıyorlar...

Siz hiç yandaş borazanı haline gelen televizyon programlarında, kiralık kalemşorların zırvaladığı gazete köşelerinde ya da devlet desteğiyle yapılan mitinglerde bir AKP’linin “başkanlık” sisteminin niçin memleketin hayrına olduğuna ilişkin, akılcı, mantıklı, doğru ve kararlı bir açıklama yaptığını duydunuz mu, gördünüz mü?..

Dayanaksız, mantıksız ve en önemlisi de memleket ve millet için hayırsız Anayasa projesiyle ilgili inandırıcı bir açıklama duyamazsınız, göremezsiniz, okuyamazsınız...

Çünkü iktidar ve yandaşları referandumun gerekliliğini, “hayır” diyenlere hakaret yağdırarak, küfür ederek ve de ne yazık ki “terörist” iftiraları atarak anlatmaya çalışıyorlar...

Yani AKP’liler, başkanlık oyununun sözde zorunluluğunu anlatmak yerine, ne yazık ki kimi cumhuriyet savcılarının da yaptığı gibi siyasi rakipleri ve onların destekçilerini “terörist”, “FETÖ”cü”, “PKK”lı gibi ipe sapa gelmez, eski ortaklık enstrümanlarıyla vurmaya çalışıyorlar ki, bu zırvalar iktidar partisinin tabanına bile zerre kadar inandırıcı gelmiyor...

GÜÇ ZEHİRLENMESİ...

Yukarıdaki tabloya bakarak “HAYIR” cephesinin elindeki en büyük kozu anladınız mı şimdi?..

AKP, “evet”in gerekçelerini kesinlikle anlatamıyor ve bu yüzden “HAYIR” diyenlere saldırarak prim yapmaya çalışıyor... İşte bu vahim strateji “başkanlık” tuzağına karşı çıkanları mücadelenin başından itibaren haklı çıkartmaya yetiyor da artıyor...

Çünkü “Hayır” diyenlerin elinde Doğulusundan Batılısına, sağcısından solcusuna, muhafazakarından dindarına kadar, toplumun her kesimini etkileyecek, ikna edecek ve inandıracak çok önemli ve çok yaşamsal gerekçeler var...

Bu gerekçeler; AKP’lilerin “hayır”cıları eski “açılım” ortakları PKK ve eski hilafet yoldaşları FETÖ ile işbirliği içinde gösterme gafletinden ve saldırısından da ibaret değil...

AKP’nin başlı başına varlığı, cumhuriyet karşıtı misyonu; son 15 yıldaki sosyal, siyasal, diplomatik ve ekonomik erozyonu ve de rejimin gerekçeleriyle oynayacak hale getiren güç zehirlenmesi “Hayır”ı oksijen kadar zorunlu kılıyor...

CHP, MHP muhalifleri, Vatan Partisi, HDP ve kitle örgütleri; en yakınımızda, Suriye, İran, Irak ve Libya’daki iç savaş ve parçalanma tehdidine de dikkat çekerek “laikliğin”, Aydınlanmanın ve cumhuriyetin bu ülke için ne kadar yaşamsal olduğunu ısrarla anlatabilirlerse, “evet”i geri plana itmek çok daha kolaylaşmış olacak...


https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87