‘KÖPRÜ’den ÖNCE SON ÇIKIŞ!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul-Sarıyer’de referandum için açılan “evet” çadırını ziyaret ettikten sonra tam karşısındaki “hayır” çadırına da uğramıştı...

Erdoğan işte orada “CHP’liler için “genel başkanınız da yalan söylüyor, siz de” deyince, partili bir kadından benzer bir tepki almış ve çadırdan ayrılmak zorunda kalmıştı...

Erdoğan önceki gün Samsun mitinginde konuşurken “hayır” çadırına yönelik ziyareti ve oradaki tartışmaları da anımsatarak şunları söyledi;

“Samsun’a gelirken İstanbul’da ‘evet’ çadırına uğradım. Yanında da hayır çadırı vardı. Oradakilerle görüştüm. Hayır çadırındakilere ‘niçin hayır diyorsunuz, bana bunu söyler misiniz?’ dedim. Dediler ki ‘Biz çağdaş bir Türkiye istiyoruz’ dediler. ‘Şuanda çağdaş bir Türkiye yok mu? Neyiniz eksik’ dedim. Yollarımız, köprülerimiz, hızlı tren, okullar yok mu?..”

Önce Erdoğan’ın herkese gülünç gelen “çağdaş bir Türkiye yok mu” sorusunu yanıtlayalım; Kimse kendini kandırmasın, kimse de herkese hoş görünme uğruna takiye yapmasın... Herkes farkında ki, referandumdan “evet” çıkarsa, AKP’nin gerici politikaları nedeniyle Cumhuriyet’ten eser bile kalmayacak...

Aksini düşünenler yanıtlasın; tarikatlar ve cemaatlerin ülkeyi nasıl kuşattığı 15 Temmuz’daki FETÖ kalkışmasıyla deşifre olmuşken, imam- hatip furyası okulları molla-medrese zihniyetine teslim etmedi mi?..

Eğitimle ilgili gerici yasaların çıkarıldığı, siyasete alet edilen türban furyasının devletin en kritik kurumlarına sirayet ettiği bir ülkede, laiklik her geçen gün daha fazla darbe alırken, “çağdaş”lığın zerresi kalır mı?..

16 NİSAN TEYAKKUZU!..

Erdoğan; Sarıyer’deki “hayır” çadırında tartışmalı diyaloğu anlatırken “hayır”cılar için söylediği “lafa bak” sözünü de duyunca, şu “çağdaş”lık meselesi üzerine verdiği örneklere bakılması gerektiğini düşündüm...

Bir ülkenin cumhurbaşkanının; gericilikten- bağnazlıktan yakınan ve laiklikten uzaklaşılması nedeniyle “çağdaşlık”ın önemine dikkat çeken yurttaşları anlayamaması ne kadar da acı değil mi?

Söyler misiniz; Yol, tren ve “köprü” gibi örnekler tek başlarına “çağdaş”lığı mı temsil ediyor bu ülkede?.. Gericiliğin mezhep çatışmalarını, şeriat dayatmasının ise terörü hortlattığı Afganistan gibi ülkelerde “yol” yok mu?..

BOP tuzağında iç savaşa sürüklenen ve IŞİD’in neredeyse her gün katliamlar yaptığı Irak’ta yok mu “köprü”ler?..

İran, Mısır ve Libya gibi Ortadoğu ve Afrika’da geri kalmış onlarca ülke, farklı ve küçük de olsa su kaynaklarının üzerindeki “köprü”lerden, “tren”lerden, “yol”lardan yoksun mu ki?..

Erdoğan’ın “çağdaş”lığa dayanak gösterdiği “okul”lar yok mu gericilik batağındaki bu ülkelerde?..

Cumhurbaşkanı, dünyanın her ülkesinde zorunlu alt altyapı yatırımı olmaktan ileri gidemeyen “köprü”leri bile tek başına “çağdaş”lık ürünü olarak niteliyorsa vay memleketin haline!..

Oysa çağdaşlık- “köprü” kıyaslamasını Türkiye’yi bekleyen en büyük tehdit ve tehlikeye dikkat çekmek açısından yorumlamak daha akılcı ve mantıklı değil midir?

Bir kez daha vurgulayalım; Kimse sakın ola gözardı etmesin; 16 Nisan Cumhuriyet’in bekaası için “köprü”den önce son çıkıştır!..

KILIÇDAROĞLU NE DİYOR?..

Konu cumhuriyete son darbenin vurulacağı referandum tuzağı olunca, halen gaflet uykusunda olan kitleleri uyaranların örneklerine odaklanmak da kaçınılmaz olmalı... İşte çarpıcı bir uyarı daha;

“Evet’in vebali çok ağırdır. Türkiye nereye gittiği belli olmayan bir sürecin içine sokulur. Bir insanın hatasını bütün Türkiye öder. Bütün vatandaşlarıma söylüyorum, 80 milyonu tek bir kişiye emanet ediyorsunuz. Yabancı sermaye Türkiye’ye gelmez. Hiç kimsenin ‘can ve mal güvenliği’ olmaz. Tek bir kişiye OHAL yetkisi veriyorsunuz. Bir kişi çıkıp tüm Türkiye’yi felakete sürükleyebilir. Böyle bir yetki kime verilmiştir dünyada? Afganistan modelinde bile başkan yardımcıları başkanla beraber seçiliyor ve kaç tane olacağı önceden belli. Annelere hep şunu söylüyorum: Freni olmayan bir otobüse çocuklarınızı bindirir misiniz?..”

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu önceki gece CNN Türk’te yaptı bu açıklamayı... O halde referandum tuzağının toplumun “can güvenliği”nü bile tehdit edeceği vurgulandığına göre, lafı hiç uzatmadan soralım;

Ülkesini, ailesini ve çocuklarını seven bir insan, Kılıçdaroğlu’nun yukarıdaki açıklamalarını duyduktan sonra içinden halen “evet” demeyi geçirebiliyorsa, söylenecek tek söz vardır; kendi ayağına kurşun sıkma ey yurttaş!..

VATANA KARŞI SUÇ!..

26 Mart 2017 günlü Aydınlık gazetesinin manşetinde FETÖ’nün beyin takımıyla ilgili çok çarpıcı bir haber vardı...

15 Temmuz kalkışmasının önde gelen yöneticilerinden olduğu belirlenen Adil Öksüz’ün Ankara’dan Samsun’a A?P milletvekili Fuat Köktaş’ın aracıyla kaçırıldığı ve Samsun’da İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Toksöz’ün evinde bir süre saklandığı öne sürülmüştü...

AKP’liler bu skandalın üzerine giderek suçluları yargıya teslim edeceklerine Aydınlık’ın yayınlarını durdurmak için yargıya başvurdular...

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek dün düzenlediği basın toplantısında bu konuda AKP’ye sert uyarılar yaparak şöyle dedi;

“FETÖ’nün ‘Hava Kuvvetleri İmamı olduğu’ öne sürülen Adil Öksüz olayında hakikate ulaşılması, 15 Temmuz darbesinde işlenen suçun aydınlatılması açısından kritik önemdedir. FETÖ darbesine katılanlara yardım ve yataklık, Cumhuriyeti ve vatana karşı suçtur. Darbecileri adaletten kaçıranların ve saklayanların korunduğu görülmektedir.”

Perinçek’in uyarılarını, Kılıçdaroğlu’nun “hükümet sağı solu suçlamayı bıraksın, elindeki ByLock listesini yayınlasın. Parlamentoda kaç tane ByLock’çu var? Suçluyu koruyorlar” çağrısıyla yan yana getirince ortaya şu soru da çıkıyor;

AKP, Adil Öksüz olayını saksavlayarak FETÖ soruşturmalarında çifte standart mı uyguluyor, yoksa partideki kriptolarla mücadeleyi referandum sonrasına mı planlıyor?..

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87