PARÇADAN BÜTÜNE!

Son yıllarda düzeyli ilişkilere, özellikle yönetim kademesindekilerin birbiriyle iletişiminin düzeyine ve geldiği noktaya baktığımızda bilinç üstünü geçtik bilinçaltı ne diyeceğini şaşırdı, ne yapacağını bilemiyor doğrusu. Herkesin bir efsanesi var doğru! Herkesin bir destan kahramanı var o da doğru! Ama bir de genel geçer doğrular ve değerler var ki orada durup donup kalıyor insan!

Acaba ülke, insanının huzurunu bozan manzaralar, kötü yönetimler, geren ortamlar, yanlış politikaların insanların hayatlarını ne denli etkilediğini göstermek ve onları onarmak adına bir mutlak mutluluk genel müdürlüğü ya da müsteşarlığı mı kurulsa! Sonra bakanlığa dönüşse mesela diye düşünüyorum! Bakanlar kurulu değişirken aklıma geldi bu cazip fikir, paylaşayım dedim!

Bu öneriden sonra biraz geçmişe dönüp bir parantez derin ahlarımı paylaşmalıyım!

Çocukluk ve gençlik yıllarımızın gülümseten, çıkar çıkmaz almak için yollara düşülen,“bitti” dendiğinde aranıp bulunmak için çaba harcanan,kahkahalara boğan, alınır alınmaz yaş grubuyla paylaşılan mizah dergilerimiz ah! Akbaba’dan Ustura’ya, Gırgır’dan Limon’a, Pişmiş Kelle’den Mikrob’a, Uykusuz’dan Fırt’a, Çarşaf’tan Penguen’e! Çocukluğumuzun ve gençliğimizin uzun soluklu dergileri ah!

Mizahi bir dille de olsa, acı- atlı göndermelerle de olsa ülkemizin geçmişini, Cumhuriyetin öyküsünü, kuruluş yıllarının ideallerini ve gayretlerini, çalkantılı dönemlerini bize ileten açık ders niteliğindeki kitaplar, dergiler, gazeteler ah!

Mücadeleden, rekabetten, husumetten arınmış dilleriyle ve deneyimleriyle bize ışık tutan, yol gösteren, cumhuriyet eğitiminin iyi yetişmiş,iyi yetiştiren hocaları ah! Ülkenin geçmişinin bilincinde olan, gidişatı iyi okuyan, gelişmelere açık olan, gençliği yerli yerine oturtabilmek için “karşılaştırma, eleştirme, sorgulama” gibi uyarıları hedefleyen eğitim sistemimiz ah!

Cumhuriyetimizin her kademedeki yatırımları olan ve varlıklarıyla övündüğümüz tek taş pırlantalarımız saydığımız bankalarımız, kurumlarımız, okullarımız ah!

Düşünüyorum da konuşacak, susacak ve ah çekecek ne çok şey var bu ülkede…

Bu derin ahlardan sonra işin idari ve güncel yanına gelirsek! Asında kabine değişikliği dünyanın her demokrasisinde heyecan yaratan, yeni bir sayfa açan uygulamalardır. Ama bizde öyle mi? Değil! Çünkü temel dayanak güven olmalıyken biz onu kaybettik! Yüzler değişse de üslup değişecek mi? Zor!

Kabine değişmiş, bakanlar değiştirilmiş, gidenler, gelenler, küsenler olmuş.Kabinede iki kadın bakan olunca yeni bir ruh yeni bir bakış açısı gelecekmiş,birileri gönderilip bir başkaları görevlendirilmişse,görüntü eski tas eski hamamsa dağ fare doğurmuştur sadece!

Gelelim Yeni Türkiye’nin yepyeni müfredatına!Bakanın deyimiyle bu en katılımcı müfredat hazırlanırken nedense ne uzmanların, ne velilerin, ne STK’ların, ne ölçme değerlendirme uzmanların, ne psikologların, ne bilimsel temellerle eğitim alan kişilerin, ne de eğitim programcılarının görüş ve düşünceleri alınmamış. Atatürkçülük müfredattan çıkartılmış ve AKP ideolojisine yakın bir eğitim sistemi ortaya çıkmış.

Hal ve gidiş böyle iken her 5 şirketten biri zarar etmişmiş. Türk malları AB’de prestij kaybetmişmiş, en büyük ihracat pazarımız olan AB’de 26 ülkede tüketicilerin Türk ürünlerinden memnun olmadıkları açıklanmışmış. Önemli mi?Değil!

Bize göre önemli olan ve iç açan şu ki; Rus Büyükelçisi Ankara’da bir cinayete kurban gittikten kısa bir süre sonra Rusya’nın İvanovka kasabasındaki Rahmaninov Müzesi İdil Biret’i konser vermek üzere davet etti. Uzun ve zahmetli bir tren ve araba yolculuğundan sonra İdil Biret sahneye çıktı. Yani Ankara’da çekilen silaha Ruslar İvanovka’da çiçeklerle cevap verdiler…

Yine dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say; “22 yaşındaydım ve Almanya’nın başkenti Berlin’de bana, Türkiye’de piyano var mı diye sordular. Bu sorulardan sonra Almanlardan daha çok efor gösterdim” diyor. Demem şu ki; demokratik incelikten yoksun her adımı yine sanat insanları ve sanata değer verenler onarıyor.

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87