SANDIKLARI PATLATACAKLARMIŞ!..

Adam Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir ilçe Milli Eğitim Şube Müdürü...
Yürürlükteki anayasaya göre çocuklarımızın “Cumhuriyet ilkeleri” doğrultusunda eğitim almasında başlıca yetkili ve sorumlulardan biri... Adı Zekeriya Çamlıbel; Denizli Pamukkale ilçesi Milli Eğitim Şube Müdürü... Referandum sürecinde cansiperane “Evet” verilmesi için kendini parçalayan muhterem bunun nedenini sosyal medya hesabından şöyle açıklıyor:
-İlk kez ülkemizi geri almak için bu kadar yaklaştık!..
Kimden geri alacaklar? Düşmandan değil tabii, ülke işgal altında filan değil; o halde kim den geri alacaklar? Cumhuriyetçilerden, yurtseverlerden, bu ülkenin Atatürk sevdalısı aydınlık insanlarından elbette!. Bunu da şöyle anlatıyor:
-Ya sandıkları patlatıp Osmanlı’nın torunları olarak masaya yumruğumuzu vurup sahaya ineceğiz, ya da bir 90 yıl daha sürünmeye devam edeceğiz!..
Şu nefrete, şu kindarlığa, şu ayrımcılığa bakar mısınız!.. On milyonlarca insanı bir çırpıda düşman safına süren bu kafa “fitne zamanı” olarak tanımladığı Cumhuriyet rejiminden kurtuluş formülünü de veriyor:
-Ne diyordu İmam-ı Şerif Hazretleri “Fitne zamanı, düşman oklarını takip edin, o sizi hakka götürür!..
İşte bu kadar!.. minnacık çocuklarımızı emanet ettiğimiz kafa bu işte, tanıyın!. Bitmedi; bu mesajı kimler pek beğenip paylaşıyor biliyor musunuz? Buyurun okuyun:
-Denizli Milli Eğitim Şube Müdürü, Pamukkale Milli Eğitim Müdürü, Eğitim Bir-sen İlçe Başkanı ve bir kısım üye, Bazı okul müdür ve müdür yardımcıları!..
Yani her olay sonrası “bireysel hareket”, “meczup”, “kurumu bağlamaz” teraneleri burada işlemiyor; gayet bilinçli, gayet açık bir “kadro hareketi” söz konusu!..
-Kindar nesiller yetiştirmeye yeminli kafalar bunlar!..

“Millicilerle gayri milli olanların oylaması!”

Bu kepazeliğin hemen öncesinde bir başka skandal daha yaşanmıştı...
Manisa AKP İl Başkan Yardımcısı Ozan Erdem, Soma ilçesinde düzenlenen konferansta, yukarıda sözünü ettiğim kafa yapısına pek yakışan seviye ve ahlakta bir konuşma yapmış, şöyle emişti:
-Eğer yüzde 50’yi geçemezsek ve bu referandum oylamasında başarısız olursak iç savaşa hazır olun!..
Yaa, milletvekili adaylığına da soyunan bu kafa düpedüz “iç savaş” çağrısı yapmıştı!.. Tabii, mızrak hiç bir şart altında çuvala sığamayacağı için bu zat istifa ettirildi, hakkında soruşturma bile açıldı, bakalım ne çıkacak.. Ancak kirli çamaşırlar bir kez ortalığa döküldü mü arkası gelir; bu sefer de öyle oldu... Bu hazretin Soma’daki konferansı şu şekilde duyurduğu da ortaya çıktı:
-Bu referandum Milli olanlar ile Batıcı gayrı milli olanların oylamasıdır. Milli Devlet Aklı ve Batı Emperyalizminin mücadelesidir. İman ve ilim ile yoğrulup, aşk ve rahmet kılıcını kuşanmış milletin yeni yüzyıla vuracağı “Evet” mührüdür!..
Bu kindar, ilimi, bilimi elinin tersiyle iten, kendinden başka herkesi düşman ilan eden kafa Millici, Cumhuriyetçi, ulusalcı, Atatürkçü on milyonlar gayrı milli, emperyalizmin uşağı olacak öyle mi?..
-Sen aklıma mukayyet ol, bunlara da azıcık akıl ve vicdan eyle Tanrım!..

Korku dağları bekliyor!..

Yukarıdaki iki örnekten nal gibi çıkan gerçek şu:
-Korkuyorlar!..
Öyle ki, anayasal suç olduğunu bildikleri halde, devletin tüm olanaklarını “Evet” oyu için kullandıkları yetmiyor, devlet memurlarını da seferber ettiler!.. Topçular, popçular, siyasetçiler yetmedi, kamu görevlileri, yüksek bürokratlar, Valiler, Kaymakamlar, Rektörler de yetmedi, din görevlilerini, milli eğitim kadrolarını da sahaya sürdüler!.. Televizyonlarda “Hayır” oyu verecekleri “şeytan” ilan eden sözde vaizler ürettiler!..
Ya Gaziantep Valiliği’ne ne demeli?.. 1 Şubat’ta inanılmayacak bir yasak getirmişti, elindeki OHAL kılıcıyla; basın açıklaması yapmak, bildiri dağıtmak, stant kurmak, imza kampanyası yapmak zinhar yasaklanmıştı!.. O günden itibaren de kente herhangi bir kampanya çalışmasına izin verilmemişti!
Aynı Valilik tüm yasakları 13 Şubat itibarıyla kaldırdığını ilan etti... Niçin acaba?.. Çok basit; 19 Şubat’ta yani bu Pazar Cumhurbaşkanı “15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda” referandum için miting yapacak da ondan...
-Evet marşı eşliğinde tabii!..
Diğer tarafta “Hayır” için propaganda yapmaya çalışanlara reva görülen ayrımcılık, baskı, zulüm aynen değil, artarak, katlanarak ürüyor sayın seyirciler!.. CHP’li kadınlar hem de İzmir’de saldırıya uğruyor, afiş asmak isteyen gençler karga tulumba gözaltına alınıyor, “Hayır” diyeceğini açıklayan gazeteciler, akademisyenler ya ihraç ediliyor ya da işine son veriliyor...
Son olarak Bahçeşehir Üniversitesi, anayasa profesörü Süheyl Batum’un derslerine son verdi, iyi mi!.. O Süheyl Hoca ki, bu üniversiteye Rektör olarak da hizmet vermişti... Tarih bu türden “üniversiteleri!” layık olan yere oturtacaktır, hiç kuşkunuz olmasın... Süheyl Batum’a gelince...
-Bir şeref nişanı taktı göğsüne, tebrikler hocam!..

https://twitter.com/umit_zileli
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Misafir Avatar
sebahat 7 yıl önce

tebrik ediyorum suhey hocam korkmasdan yola devam!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87