CHP Trabzon İl Başkanlığı, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında hazırlanan iddianameye tepki göstermek amacıyla yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kahramanmaraş Caddesi’nden başlayan yürüyüş Atatürk Alanı’nda son buldu. Katılımcılar ellerinde pankartlar ve sloganlar eşliğinde yürüyen protestocular Azerbaycan sınırında düşen Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait kargo uçağında şehit düşen 20 asker için de "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganları attı.
Yürüyüşe CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak, İYİ Parti İl Başkanı Muhammet Erkan, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, Beşikdüzü Belediye Başkanı Cahit Erdem, Sol Parti İl Başkanı Bilal Akcelep, CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz, CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Oğulcan Çavuşoğlu ve çok sayıda partili katıldı.
"Saray, kendi iktidarını koruyabilmek için artık yargıyı bir sopa haline getirmiştir"
CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak, yaptığı açıklamada yargının artık iktidarın sopası haline geldiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bugün Türkiye’nin gündemine düşen tablo, bir adalet belgesi olmaktan uzak; siyasal korkunun, iktidar paniğinin ve çürümüş hukuk düzeninin resmidir. Türkiye, içinde bulunduğumuz dönemde tarihinin en ağır demokrasi sınavlarından birini vermektedir. Hukuk, adalet ve vicdan, iktidarın çıkar hesaplarına teslim edilmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu, siyasetin konusu olmaktan ziyade adaletin konusu olması gereken bir davada, açıkça siyasi bir operasyonun hedefi haline getirilmiştir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Sayın İmamoğlu hakkında 828 yıldan başlayıp 2 bin 352 yıla kadar hapis cezası talep edilmiştir. Evet, yanlış duymadınız, 2 bin 352 yıl. Bu kadar akıl dışı, bu kadar absürt bir iddia, dünya hukuk tarihinde bile örneği olmayan bir garabettir. Ortada adalet yoktur, bir siyasi infaz planı vardır. Bu dosya, delillerle hazırlanmamış, talimatlarla hazırlanmıştır. Bir hukuk devletinde değil, bir korku rejiminde görebileceğimiz türden bir tabloyla karşı karşıyayız.
Saray, kendi iktidarını koruyabilmek için artık yargıyı bir sopa haline getirmiştir. Bu ülkede artık yargıçlar yerine, iktidar ne isterse o karar yazılmaktadır. Bu rezalet sadece Ekrem İmamoğlu’na değil, Türkiye’nin demokrasi tarihine yönelmiş bir saldırıdır. Korkunun iktidarı, halkın iradesini susturmak için her yolu deniyor. Bir yandan İstanbul Üniversitesi eliyle alınan tartışmalı kararlarla İmamoğlu’nun meşruiyetini hedef alıyorlar, bir yandan da binlerce sayfalık iddianamelerle kamuoyunu manipüle etmeye çalışıyorlar. Ama unuttukları bir gerçek var; halkın seçtiği belediye başkanına, milyonların umuduna saldıranlar, eninde sonunda halkın vicdanına çarpacaktır."