DİPLOMATİK HÜNER!

8 Mart nedeniyle İzmir, Bayraklı, Bakırköy, Küçükçekmece derken yine ve yeniden ülke gündemine döndük. Kaldığımız yerden devam edelim…

Yazılıp çizilenlere ve yönetimin ifadesine bakınca gerçekten mutlu bir ülkeyiz! İneğinin otu Meksika’dan gelen çiftçi mutlu! Turist olmadığı için boş oturan otel sahibi mutlu! Tüm rezervasyonları iptal edilen turizmci mutlu! Siftahsız kepenk indiren esnaf mutlu! Yargı yargılanırken yargı mensubu suskun ve mutlu! Bilimsel araştırma unutulmuşken üniversite mensubu mutlu! Meclis tüm yetkilerini reise devrederken vekil mutlu! O halde biz niye mutsuz olup meraklanalım ki?

Tek adam, tek lider, tek reis, tek akıl, tek güç bizi Güçlü ve Büyük Türkiye’ye uçuracaksa ne gam? Kapılıp gidelim bahtımızın rüzgârına…

İşsiz sayımız 89 ülke nüfusunu sollamış! Yani Türkiye’de işsiz sayısının dünyadaki 190 ülkenin 89’unun nüfusundan fazla olduğu ortaya çıkmış. Yine yani! Nüfusları 4 ve 6 milyon arasında olan Ürdün, Libya, Nikaragua, Gürcistan, Danimarka, Finlandiya, Norveç, İrlanda’yı başka alanda olmasa da işsiz sayımızla geride bırakmışız!

Türkiye ekonomik kriz nedeniyle günden güne yoksullaşırken 11 uçak ve 3 helikopterden oluşan filomuzla yöneticilerimiz yılın üçte birini havada geçirmiş. Ve başbakan müjdeyi havada vermiş. “Tünelin ucunda ışık göründü. Terör artık can çekişiyor söz veriyorum 16 Nisan’dan sonra bitecek” demiş. Al sana bir mutluluk haberi daha!

Bu arada mutluluk haberlerini atlamayalım sakın! Diyanet İşleri Başkanlığı Ramazan ayında hizmet sunmak için Avrasya ülkelerine gönderilmek üzere Boşnakça ve Çerkezce bilen gözü tok 695 imam arıyormuş! Adayların yabancı dil bilgisi bi şekilde ölçülür de gözü tok olmaları nasıl ölçülecek? Sarayın sayısız başdanışmanlarından biri açıklarsa öğreniriz. Nasılsa dur durak bilmeden, tatil günü, gece gündüz dinlemeden başbakandan cumhurbaşkanına kadar konuşmaları için metin hazırlayıp duruyorlar. Hem bu konuya el atsınlar, hem de aynı sözler, aynı ses tonu, aynı başlık, aynı konu, tıpa tıp aynı çıkışlarla konuşan yönetim erbabına biraz dikkat etsinler…

Yine atlamayalım. TBMM başkanı İsmail Kahraman, hastalığı nedeniyle 69 gün sonra geldiği mecliste; “Allah razı olsun. Büyük bir operasyon geçirdim. Ancak dua çok mühim! Dualar, hatimler, kurbanlar çok mühim, çok teşekkür ederim” diyerek Diyanet’in ilanını haklı çıkarmış!

Hollanda’yla durum malum! Krizin ayrıntılarına girmeye, bilineni yazmaya, iç ve dış basında estirilen fırtına ve trajediye dalmaya gerek yok! Ancak karşılıklı restleşmenin olası sonuçlarını konunun uzmanlarına bırakmaya ve en yetkili ağızlardan çıkanlara kulak vermeğe gerek var!

Erdoğan; “Hollanda! Bu iş burada kalmaz. Bunun hesabını vereceksin, bunun bedelini ödeyeceksin” diyor.
Yıldırım; “Gereken neyse yapılacak, Türkiye cevabını en ağır şekilde verecektir” şeklinde açıklama yapıyor.
Çavuşoğlu; “Özür dilesen de dilemesen de bunun hesabını soracağız. Sen ne lalesisin bilmiyorum ama lalenin hası İstanbul’da var” diye diplomatik bir ayar çekiyor.

Şimdi! Bu zehir zemberek açıklamaların adı diplomatik hüner mi olur? Dayılanma diplomasisi mi olur? Yavuz hırsız ev sahibini bastırır mı olur? Sert kayaya toslamak mı olur? Onu zamana bırakmak gerekecek.

Yine! Bunca hırçınlık, böylesi ölçüsüzlük, ya da parmak sallamanın(Hollanda) adı ne olur? Bu itiş kakışın sonu nasıl gelir ya da gelir mi? Bekleyip göreceğiz! El mi yaman, bey mi yaman ya göstereceğiz, ya gösterecekler…

Yalnız bize eskiden ülkemizi yönetenler kullandıkları sözcüklerin anlamını bilirler diye öğretilmişti!  Bilmeliler yahut diye anlatılmıştı…
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87