ERDOĞAN'dan BAHÇELİ'ye AĞIR HAKARET!

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Genelkurmay Başkanımızın atılacak tırnağının paresi dahi olamazsın"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Üçüncü Muhtarlar Toplantısı'na katıldı.

Kaç-Ak-Saray'da gerçekleştirilen toplantıda 10 ilden gelen 380 muhtara hitap eden Erdoğan, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel hakkındaki ifadelerini eleştirerek "Tek bir mehmetçiğin burunlarının kanamaması için her türlü hassasiyeti gösteren Türk Silahlı Kuvvetlerimizi ve hükümetimizi hedef alanlar önce dönüp kimlerle yan yana olduklarına bir baksınlar. Sen şu anda Genelkurmay Başkanımızın atılacak tırnağının bir paresi dahi olamazsın. Terörle mücadele diyorsun. Senin bugüne kadar terörle mücadele adına yaptığın bir şey var mı? Sen sadece Ankara'dan kuru sıkı atıyorsun. Önce haddini bileceksin. Bir taraftan da milliyetçi ayaklarına takılacaksın. Bu nasıl bir milliliktir? Kendi Genelkurmay Başkanına edepten uzak bu denli ifadeleri yakıştırmak akla sığmaz" dedi. Erdoğan, ayrıca Şah Fırat Operasyonu'nda herhangi bir örgütle iş birliği yapılmadığını belirterek "Türkiye bu operasyonu hiçbir örgütle iş birliği içinde veya onların izniyle asla yapmamıştır. Bunların hepsi yalandır. Bizim bu örgütlerle iş birliği yapmamıza ihtiyacımız yok. Bu operasyon başından sonuna kadar Türkiye'nin kendi kararıyla, kendi planlamasıyla, kendi imkanlarıyla ve kendi kabiliyetiyle yürütülmüştür" ifadelerini kullandı.

"CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ HATTA BELKİ DEVLET BAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ HALİNE DÖNÜŞECEK"

Kaç-Ak-Saray'a yapılacak kütüphane hakkında bilgi veren Erdoğan, "Dev bir Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesini hazırlıyoruz. Bu kütüphanede asgari 4 milyon azami 5 milyon cilt kitap alacak şekilde burayı projelendiriyoruz. 24 saat burası gençliğimize, halkımıza açık bir kütüphane olacak ve bu Türkiye'de bir ilk olmuş olacak. Tüm birimleriyle hizmete girmesiyle birlikte burası Türkiye'ye yakışır, milletimize yakışır bir Cumhurbaşkanlığı Külliyesi hatta belki de bir Devlet Başkanlığı Külliyesi haline dönüşecek" diye konuştu.

"YSK'YA BAŞVURUYORLAR, HER SEFERİNDE RED CEVABI ALIYORLAR"

Konuşmasında il ziyaretlerine devam edeceğini belirten Erdoğan, "İl ziyaretlerimizden orada milletimizle kucaklaşmamızdan rahatsız oluyorlar. Gidip YSK'ya başvuruyorlar. Cumhurbaşkanı 7 Haziran seçimlerine kadar meydanlara çıkmasın ona meydana çıkma yasağı getirin diyorlar. Her seferinde red cevabı alıyorlar. Ama yine gidip başvuruyorlar. Cumhurla başkanının buluşmasından rahatsız olunur mu? Cumhurla başkanı arasına duvar örülürse aradaki mesafe açılırsa endişe etmek lazım. Önümüzdeki haftalarda il ziyaretlerimi sürdüreceğim. Hem cumhurbaşkanlığı seçiminde verdikleri destek için milletime teşekkür edecek hem de onlarla kucaklaşarak hasret gidereceğim. Bugüne kadar milletimle arama kimsenin girmesine müsade etmedim. Bundan sonra da etmeyeceğim" ifadelerini kullandı.

"SORSAN ONLAR DEMOKRAT BEN DİKTATÖRÜM"

CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin'in açıklamalarını eleştiren Erdoğan, "Benim üç dönem başbakanlık yapmış olmam şimdi de cumhurbaşkanlığı görevinde bulunmam onlar için adeta bir kabus oldu. Ne diyor ana muhalefet partisinin genel başkan yardımcısı? O gazetelerin hepsine el koyacağız, diyor. O gazeteler dediği kendi gönüllerinin istediği gibi yayın yapmayan onların çıkarlarına hizmet etmeyen gazeteler. Sorsan onlar demokrat ben diktatörüm. Gerçi bu zorbalık onların genlerinde var. Yeni bir hayal başladı. 7 Haziran'da seçimi kazanıp iktidara gelecekler. 8 Haziran'da gazetelere ve artık daha başka neleri gözlerine kestirdilerse onlara el koyacaklar. Kendilerine rehber olarak Milli Şef Dönemi'ni, 1960 Darbesini alanlardan başka ne beklenebilir? Biz kendimize kılavuz olarak sadece milletimizi aldık" şeklinde konuştu.

"SÜLEYMAN ŞAH SAYGI KARAKOLUNDA GÖREVLİ ASKERLERİMİZİN HAYATLARINI TEHLİKEYE ATMAMAK İÇİN BU KARARI ALDIK"

Şah Fırat Operasyonu hakkında konuşan Erdoğan, "Ülkemiz açısından son derece önemli bir askeri operasyonu başarıyla gerçekleştirdik. Cumayı cumartesiye bağlayan gece olan bir operasyondu. Suriye toprakları içinde bulunan Süleyman Şah Türbesini nakli kubur ile sınırımıza yakın bir bölgeye taşıdık. Yine Suriye içerisinde. Güvenlik sebebiyle türbenin yerini değiştirmek durumunda kaldık. Türbenin bulunduğu alanda yer alan Süleyman Şah Saygı Karakolunda görevli askerlerimizin hayatlarını tehlikeye atmamak için bu kararı aldık. Siyaset duygusallık götürmez. Siyaset akıllı bilimle tecrübeyle yapılan bir iştir. Milleti yönetme sanatıdır siyaset. Öyle heyecan verelim, birileri gaz versin, bu gazla yürü, böyle şey olmaz. Burada da bizim 39 tane askerimiz var. Başlarında binbaşımız ve Oğuzhan Binbaşı ve oradaki ekibi bizim oradan bundan sonraki süreçte de görev yapacak olan yavrularımızla bunu gayet güzel bir şekilde tereyağından kıl çeker gibi halletmemiz gerekiyordu. Aylardır bunun çalışmalarını yaptık. Hükümetimizle Genelkurmayımızla bunları oturduk haritalar üzerinde çalıştık. Uzun süren titiz çalışmaların ardından bir gecede bu operasyonu yaptık ve başarıyla neticelendirdik" açıklamasında bulundu.

"TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİMİZİ HEDEF ALANLAR ÖNCE DÖNÜP KİMLERLE YAN YANA OLDUKLARINA BAKSINLAR"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ile ilgili ifadelerini eleştiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Her bakımdan gıpta edilen bir operasyon olmasına rağmen birilerinin bu konuda olumsuz bir algı oluşturmak için yoğun çaba sarf ettiğini görüyoruz. Bu konuda söylenen sözler cehalet boyutunu aştı. İftira boyutunu aştı. Halbuki mesele o kadar açık o kadar net o kadar ortada ki bölgede büyük bir karmaşa ve çatışma ortamı var. Bizim de orada askerlerimiz bulunuyor. Ortalık toz dumanken bizim askerlerimizi bile bile ateşe atmanın bir anlamı var mı? Yok. Biz de ne yaptık? Suriye içerisinde bizim farklı bir alana burayı taşımamızın faydalı olacağı kanaatini verdik. Süleyman Şah kabrini bizler Suriye sınırları içerisinde başka yere naklettik. Ülkemize çekip almadık. Karşı çıkanlar var. Üstelik bunun tamamı yalan, tamamı yanlış, tamamı iftira mahiyetindeki ifadelerle bunu yapıyorlar. Bugün şahsıma, başbakanıma, genelkurmay başkanıma, bütün bu operasyon içerisinde yer alanlara karşı yapılan saldırıya sessiz kalamam. Bir siyasi partinin genel başkanı ülkenin cumhurbaşkanına başkanına genelkurmay başkanına ve askerlerimize akıl almaz ithamlarda bulunuyor, seviyesizce hakaretler yağdırıyor. Tek bir mehmetçiğin burunlarının kanamaması için her türlü hassasiyeti gösteren Türk Silahlı Kuvvetlerimizi ve hükümetimizi hedef alanlar önce dönüp kimlerle yan yana olduklarına bir baksınlar. Bunlar ancak ülkesine yabancılaşmış bir zihniyetin kalkıp da genelkurmay başkanımıza akla hayale gelmemiş ifadelerle saldıran bu zat önce aynaya bir bakması lazım. Sen şu anda genelkurmay başkanımızın atılacak tırnağının bir paresi dahi olamazsın. Terörle mücadele diyorsun. Senin bugüne kadar terörle mücadele adına yaptığın bir şey var mı? Sen sadece Ankara'dan kuru sıkı atıyorsun. Önce haddini bileceksin. Bir taraftan da milliyetçi ayaklarına takılacaksın. Bu nasıl bir milliliktir? Kendi genelkurmay başkanına edepten uzak bu denli ifadeleri yakıştırmak akla sığmaz. Ben de diyorum ki milliyetçi olduğunu söyleyenleri bu ülkenin ordusuna bu denli çirkin yakıştırmayı yapanları ben sizin takdirinize bırakıyorum"

"TOPRAK KAYBI, HEPSİ YALAN"

Erdoğan, açıklamalarında "Sayın başbakana, hükümete bu denli bir saldırı. Ne olacaktı? Çanakkale ile bunu benzetme. Çanakkale ile bunun ne alakası var? Burada gayet akıllı bir şekilde bu operasyon yapılıyor. En ufak bir toprak kaybı olmadan bizim sınırımıza en yakın yerde Suriye topraklarında orada coğrafi olarak uygun bir alanda şu anda yerleşim yapılıyor. Toprak kaybı, hepsi yalan. Böyle bir şey yok. Vakti saati geldiği zaman inşallah bir Süleyman Şah Türbesi ziyaretine gidersin. Zerre kadar toprak kaybı olmadan burası inşaa ediliyor. Bugüne kadar ülkenin hayrı için taş üstüne taş koydukları görülmemiş olanların bu başarılı operasyonu bahane ederek milletimizin gözbebeği ordumuza saldırmalarına asla izin vermeyiz. Milli iradenin temsilcilerine kahraman ordumuza yönelttikleri saldırılar için kendilerini şiddetle kınıyorum" dedi.

"TÜRKİYE BU OPERASYONU HİÇBİR ÖRGÜTLE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE VEYA ONLARIN İZNİYLE ASLA YAPMAMIŞTIR"

Türkiye'nin Şah Fırat Operasyonu'nu herhangi bir örgütle birlikte yapmadığını vurgulayan Erdoğan, "Türkiye bu operasyonu hiçbir örgütle iş birliği içinde veya onların izniyle asla yapmamıştır. Bunların hepsi yalandır. Bizim bu örgütlerle iş birliği yapmamıza ihtiyacımız yok. Bu ülke bu güce sahiptir. Bu imkana sahiptir. Bu operasyon başından sonuna kadar Türkiye'nin kendi kararıyla, kendi planlamasıyla, kendi imkanlarıyla ve kendi kabiliyetiyle yürütülmüştür. Buradan kendilerine pay çıkararak kamuoyunu yanlış yönlendirmeye çalışanlara da asla itibar edilmemelidir. Ana muhalefet burada Esed rejimiyle beraber hareket etmektedir. Aynı şekilde diğer muhalefet de Esed rejimiyle hareket etmektedir. Oradaki terör örgütleriyle beraber hareket etmektedirler. Bu operasyona karşı çıkanların yeri onların yanıdır" diye konuştu.

"MAHALLE HALİNE DÖNÜŞEN YERLEŞİM YERLERİNDEKİ MUHTARLARIMIZA EVLENDİRME YETKİSİ VERİLİYOR"

Meclis'te görüşülen İç Güvenlik Paketinde köyken mahalle haline dönüşen yerleşim yerlerindeki muhtarlara evlendirme yetkisi verildiğini kaydeden Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Geçtiğimiz 12 yılda gerek maaş düzenlemeleriyle gerekse belediyelerle ilişkileri konusunda muhtarlarımızı daha önceki dönemlerle mukayese edilemeyecek kadar çok güçlendirdik. Hatta şu anda Meclis'te görüşülmekte olan İç Güvenlik Paketiyle büyükşehirlerde köyken mahalle haline dönüşen yerleşim yerlerindeki muhtarlarımıza evlendirme yetkisi de veriliyor"

"BİZİM GENLERİMİZDE ASLINDA BAŞKANLIK SİSTEMİ VARDIR"

Başkanlık Sistemi hakkında konuşan Erdoğan, Meclis Genel Kurulu'nda İç Güvenlik Paketi görüşmeleri sırasında yaşanan olaylara değinerek "Bizim genlerimizde aslında Başkanlık Sistemi vardır. Tarihimizden gelen böyle bir sistem vardır. Öyle veya böyle parlamenter demokrasiye geçildi. Parlamenter demokraside de dünyadaki örneklere baktığımız zaman bir yere kadar bir şeyi yakalarsınız. Bir yere geldikten sonra orada patinaj başlıyor. Daha ileri gidemiyorsunuz. Çünkü bir kilitleme söz konusu. Şu anda İç Güvenlik Yasası parlamentoda görüşülüyor. İktidar partisinin 312 tane milletvekili var. Muhalefetin tamamı 220. 312 tane milletvekilini 220 milletvekili kilitliyor. Biliyorlar ki biz bu işi başaramayacağız. Er veya geç bu torba yasa çıkacak. O zaman boşluklardan nasıl istifade ederiz de bunu engelleriz. Kürsüyü işgal edebiliyorlar. Kimisi teröristlerin yüzlerine taktığı maskeyi parlamentoda yüzüne takıyor. O zaman senin bu terör örgütünden ayrı yanın ne? Çünkü bunlar da onları savunuyor. Onların uzantısı. Ondan sonra demokrasi, özgrülük diyorlar. Sizin derdiniz terör estirmek suretiyle bu Meclis'i kilitlemek. Bunu aşmanın tek yolu Başkanlık Sistemidir. Başkanlık Sistemi olduğu anda böyle bir şey yapmak mümkün değil. Bundan niye çekiniyorlar? Biliyorlar ki millet bize bu ülkede iktidar yetkisi vermez. Sen benim vekilimsin, millet olarak bize hizmet edeceksin. Olaya böyle bakıyor millet, kalkıp da milletvekili ol ondan sonra afra tafra yap olmaz. Daha mütevazı olacaksın. İster cumhurbaşkanı ol ister başkan ol. Ne olursan ol hiçbir zaman tevazudan asla fire vermeyeceksin. Her zaman söylüyorum. Gideceğimiz yer iki metreküp mezar değil mi? Mezara geldiğimizde hocaefendi kalkıp da cumhurbaşkanı niyetine mi, milyarder, trilyarder niyetine mi diyecek? Er kişi niyetine diyecek, o mezara gömecekler gidecekler. Sen eğer bu dünyada hoş bir seda bıraktıysan ne ala, bırakmamışsan inan hep lanetler gelir arkandan. Önemli olan bu" ifadelerini kullandı.

Kaynak: dha