Gündem:
ERDOĞAN, GÜLEN'İ ABD'DE DENETLEYEMİYOR!
ERDOĞAN, GÜLEN'İ ABD'DE DENETLEYEMİYOR!

Haziran 2011 seçimlerinden sonra yapılan operasyonlar Erdoğan'ı gözden düşürmek ve AKP'yi zayıflatmak için yapıldı... Bunlar özel olarak Rusya ve İran paralarıyla ilgili değil...

“Erdoğan'ın Rusya ziyareti, İran ilişkileri, Çin'den silah alımı, Şanghay İşbirliği Örgütü'ne girme talebini önemsememek lazım. “ABD'ye ihtiyacım yok” demenin bir yoludur. Ama ihtiyacı var. İş ciddiye bindiğinde durumlar değişir. Çin'den silah alımında Batı bankaları para vermedi...” 

Bunlar, Aydınlık’tan Şafak Terzi’ye röportaj veren ABD'nin Neocon çevrelerine yakın Ortadoğu ve İslamcılık uzmanı Daniel Pipes’in çarpıcı ve son derece düşündürücü tespitleri… Röportajın 3. Ve son bölümünü olduğu gibi aşağıya aktarıyoruz: 

ABD'nin Neocon çevrelerine yakın Ortadoğu ve İslamcılık uzmanı Daniel Pipes, Türkiye'deki güçler için, -aynı 2001 yılında olduğu gibi- eşit fırsatlı bir siyasi ortamın oluştuğunu belirtiyor. Söyleşimizin ilk bölümünde bir iktidar boşluğundan söz eden Pipes, -mevcut partileri gözardı etmeden- asıl olarak yeni bir partinin bu boşluğu dolduracağını düşünüyor. Ve bu yeni partiyi oluşturacak kesmin Türkiye'deki tüm güçlerin içinden, -gerek ayrı, gerek birlikte- çıkarabileceğini hatırlatıyor... 
Pipes ile söyleşimizin devamı şu şekilde: 

ABD ÖZEL OLARAK "GÜLEN" DEMİYOR

*Erdoğan’ın paralel yapı söylemi sizce doğru mu? Türkiye’de bir paralel yapı var mı?
 
Bunun tam bir paralel yapı olduğunu düşünmüyorum ama Hizmet hareketinin kilit pozisyonlarda önemli müttefikleri olduğunu düşünüyorum. 

*Gülen’in Pensilvanya’da yaşaması Erdoğan’dan çok Washington’a yakın olduğu anlamına mı geliyor?
 
Coğrafyanın asıl mesele olduğunu düşünmüyorum. Burada asıl mesele şu; Gülen Türkiye’den ve Erdoğan’ın gücünden uzakta yaşıyor. Ve Erdoğan tarafından kontrol edilemiyor. Ama ABD yönetiminin Gülen ile özel olarak güçlü bağları olduğunu da sanmıyorum. 

*Bazı çevreler, Ergenekon’dan tahliyelerin protestolar sonucu, bazıları ise Gülen-Erdoğan kavgası sonucu olduğunu iddia ediyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
 
Ağırlıklı sebebin Erdoğan-Gülen kavgası olduğunu düşünüyorum. 

*Ancak Erdoğan-Gülen kavgasını da ortaya çıkaran Gezi protestoları demiştiniz?
 
Doğru... 

ERDOĞAN BAĞIMSIZMIŞ GİBİ GÖRÜNMEK İSTEDİ

*Erdoğan'ın Rusya ile son dönemdeki ilişkilerini nasıl görüyorsunuz? Şanghay İşbirliği Örgütü'ne katılmak istediği söyleniyordu...
 
Bu konuda ilginç bir şeyler yazdım. Ama iş sonuca geldiğinde o kadar da ciddi olduğunu düşünmüyorum. Sadece kendini ifade etmenin bir yolu... Çin'le ilgili silah mevzusu gibi... Gerçekten o kadar da ciddi bir şey değil. "Ben bağımsızım"; "İstediğimi yaparım"; "Yardımınıza ihtiyacım yok"; "ABD'ye ihtiyacım yok" demenin bir yoludur... Ama sonuçta ihtiyacı var... Şimdi unuttum o Türk şirketin adını, hani Çin'den almak istediği silahlarla ilgili Batı bankalarından talep ettiği finansal kaynağı bulamamıştı... Yani öyle ciddi bir şey olduğunu düşünmüyorum.

*En son Iran'ı da ziyaret etti, Erdoğan Batı'dan ziyade Avrasya'ya mı yöneliyor?
 
Yani, bunlar öne sürdüğü şeyler; Şanghay grubu, İran... Ama bu işin yürüyeceğini düşünmüyorum. Ve Türklerin de bu tarz bir geçişi, böylesine bir değişimi istediğini sanmıyorum. Türklerin Avrupa dururken, gerçekte İran'la bağlantılı olmak isteyeceklerini tahmin etmiyorum. 

*Halktan mı bahsediyorsunuz, Devletten mi?
 
Kamuoyu... İnsanlar Almanya gibi ülkelerle yakın ilişkileri seviyor, İran'la değil. 

*17 Aralık yolsuzluk operasyonunun Erdoğan'ın İran ve Rusya ile ilişkilerini engellemek için yapıldığı öne sürülüyor. İran'ın da Türkiye'deki parası göz önüne alınınca, bu senaryoyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Bu operasyonu, daha geniş bir tablonun bir parçası olarak görüyorum. Erdoğan'ı gözden düşürmek ve AKP'yi zayıflatmak için yapılıyor. Tıpkı Haziran 2011 seçimlerinden sonraki diğer operasyonlar gibi(1)... Erdoğan'ın itibarını sarsmak... Özel olarak Rusya ve İran ile ilgili değil. Şu söyleniyor; "Yolsuzluğun içine battığını biliyoruz ve bunu herkese göstereceğiz!". Ses kayıtları da bu işin bir parçası... 

*Peki itibarsızlaştırmak konusunda bir başarı sağladıklarını düşünüyor musunuz? 
Hakim olduğu birçok yerde itibarının sarsıldığı ortada... 

(1) Daniel Pipes söyleşimizin ilk bölümünde(14 Mart 2014) Erdoğan-Gülen ittifakının düşmanlığa nasıl dönüştüğünü şu şekilde çizmişti; 2011 Haziran seçimleriyle birlikte TSK'nın siyasi gücü tamamen yok edildi ve hemen ardından Temmuz ayında dönemin Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve diğer Kuvvet Komutanları istifa etti. Böylece "ortak düşman" ordu müttefik Gülen ve Erdoğan tarafından ortadan kaldırıldı ve bunun üzerine, artık "ortak düşman" olmadığına göre -zaten gergin olan ilişkiler sonucu- Haziran 2011'den itibaren birbirleriyle hesaplaşmaya başladılar. Temmuz 2011'den itibaren ÖYM'ler tarafından yürütülen MİT, Şike ve Yolsuzluk gibi yeni operasyonlar ve Başbuğ'un tutuklanması artık Erdoğan'ı hedef alan ve asıl olarak ülkenin her kesminde Erdoğan'ı itibarsızlaştırmayı ve AKP'yi zayıflatmayı hedeflemektedir... Haziran Direnişi ile birlikte ise Erdoğan-Gülen arasındaki çatışmalar kamuoyuna açık, aleni bir savaş haline geldi... 

UKRAYNA MESELESİ;
TÜRKİYE UKRAYNA'DA ÇOK SESSİZ KALDI 

*Türkiye'nin Ukrayna krizi konusundaki duruşunu nasıl görüyorsunuz? Bazı Rus uzmanlar Erdoğan'ın kriz sırasında Moskova'ya daha yakın durduğunu öne sürüyor... 
Abarttıklarını düşünüyorum ama Türkiye'nin krize cevabı da çok sessiz oldu... Ve Türkiye-Rusya ilişkilerinin tarihine bakılırsa bu şaşırtıcı bir durum da değil. 

*Ukrayna krizinde Obama'nın siyasetleriyle Dışişleri Bakanı Kerry'nin çizgisi arasında bir fark var mı? 
Vurgu farkı var... Ama hayır, Kerry Obama için çalışıyor. Bağımsız bir siyaseti yok. 

*Ama sanki Kerry ve senatör McCain bir yöne giderken, Obama başka bir siyaset istiyormuş gibi görünüyor...
 
Yani, tabii ki aynı insanlar değiller. Bazı meselelerde farklı görüşleri var ama nihayetinde tek bir tane politikanın olduğunu düşünüyorum. Bazen Dışişleri Bakanlığı ile Savunma Bakanlığı arasında uzun süren anlaşmazlıklar oluyor. Ama Dışişleri Bakanı, Başkan'la gerçek anlamda karşı karşıya gelemez.
 
*Peki McCain neden Ukrayna'ya gitti? O yalnızca bir senatör değil mi, neden muhalefeti ziyaret etti? 
Şöyle ki; Mc Cain uluslararası itibarı olan bir senatör ve bu itibarını Ukrayna ve Suriye gibi yerleri ziyaret ederek inandığı davaları desteklemek için kullanıyor. 

*Suriye'de de El Kaide militanlarını ziyaret etmişti ama ABD yönetimi bildiğim kadarıyla El Kaide'ye karşı, bu nasıl oluyor? 
Evet, McCain El Kaide orada değilmiş havası yarattı. Suriye'de tuhaf bir konum aldı.


Fars Haber Ajansı
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87

DAYAKÇI İMAM SERBEST BIRAKILDI
Ağrı'nın Diyadin ilçesinde, Kuran kursunda çocuğa şiddet uyguladığı için gözaltına alınan din...

Haberi Oku