Peki, Enis Berberoğlu'nun istifasını nasıl yorumlamalıyız?
Tam da Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, medyanın amiral gemisinde neden oldu bu deprem?
Hürriyet’in AKP ile imtihanına bakıldığında; benzeri depremlerin birçok kez gerçekleştiğini görmek mümkün.
Hürriyet, ne zamanki “Erdoğan’a oynamak gerektiğine” karar verirse; o zaman kelleri uçurdu.
Bakın, AKP döneminde kaç köşe yazarını kapı önüne koyduğuna, ne demek istediğimizi anlarsınız.
Şimdi de…
“Üzerine oynanan” Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kazanamayacağını düşünen Hürriyet direksiyonu Erdoğan’a kırdı. Ve Erdoğan’a “biz yapmadık ki senin rahatsız olduğun haberleri, o yaptı” diyerek Enis Berberoğlu’nun ipini çekti.
Bundan sadece 2 gün önce…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Doğan Grubu’nun nereye hizmet ettiğini öğrenin. Tabi ki Doğan Grubu Tayyip Erdoğan ile iyi geçinemez” demedi mi…
Daha dün…
Aydın Doğan’ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ, "AKP'nin medyaya baskısı" ile ilgili iddialara "Ben AK Parti iktidarı döneminde de medyada yöneticilik yaptım ve daha tek bir gün olsun en ufak bir baskı ya da müdahale görmedim." diye yanıt vermedi mi?
Aynı Yalçındağ, AKP’ye "Bakın 11 yıl oldu. Bu 11 yılın hepsine iyi diyemem ama AK Parti çok iyi ve çok önemli işler yaptı. Özellikle ekonomi alanında. Ülkeyi zenginleştirdi. Ülke nerden nereye geldi… Bunları kimse görmezden gelemez. Bir işadamı olarak ben bunları nasıl inkâr ederim?" diyerek övgüler dizmedi mi…
Ve elbette, unutmamak lazım…
Cemaatçi polisler tarafından telefonlarının illegal dinlendiği ortaya çıkan Aydın Doğan, AKP-Cemaat savaşında da tarafını seçmek zorunda kaldı.
Hürriyet’te yaşananların özeti budur.