KİRALARIN ÖNLENEMEYEN YÜKSELİŞİ!

KİRALARIN ÖNLENEMEYEN YÜKSELİŞİ!

Değerli okurlarımız, özellikle son aylarda başta büyük şehirler olmak üzere birçok ilde konut kiralarının aşırı yükseldiğini görüyoruz. Peki bu yükseliş oranları piyasa dinamikleri çerçevesinde olağan artışlar mı yoksa spekülatif etkilerden kaynaklanan, doğal olmayan yükselişler mi? Konut kira artışlarında mevcut kiracılar için uygulanan kanuni artış oranının ÜFE olduğunu biliyoruz. ÜFE on iki aylık ortalamalara bakıldığı zaman bu oranın aylık değişmelerden etkilenerek  %7 ile %10 arasında değiştiğini görüyoruz. Ancak özellikle üç büyük ildeki kira artış oranlarının reelde %30’lara kadar çıktığını ar-ge raporlarından takip ediyoruz.  

Aslında bu artışların birkaç nedeni var. En önemli nedenlerden bir tanesi gayrimenkul satış fiyatlarının yüksekliği. Her ne kadar gayrimenkul arzı, satışların üzerinde olsa da, fiyatlar bir türlü gevşemiyor. Geçmiş dönemlerde bir konut, kirası ile kendisini 12-15 yılda geri öderken, bugün bu geri dönüşüm süresi 30 hatta bazı bölgelerde 40 yıla kadar çıkmış durumda. İşte bu yüzden, gayrimenkul edinim maliyetlerinin yüksekliği, mal sahiplerini yüksek kira beklentilerine itiyor.   

Büyük illerimizi incelediğimiz zaman en yüksek kira artışlarının şehir merkezlerinde olduğunu görüyoruz. Yeni yerleşim alanlarında, konutlar daha lüks ve nitelikli olmasına rağmen, şehir merkezlerindeki niteliksiz konutların kira artışlarını yakalayamıyor. Bunun tek sebebi şehir merkezlerine olan talep. Hane halkı eğer kirada oturuyorsa şehir merkezlerinden uzaklaşmak istemiyor. İşine, ailesine, sosyal donatılara yakın merkez alanlarında niteliksiz ve eski konutlara yüksek kira bedelleri ödemeye razı oluyor. 

Son birkaç yıldır kiraları tetikleyen en büyük etkenlerden bir tanesi de kentsel dönüşüm süreci. Şehir merkezlerinde yıkılan binlerce konutun sakinlerinden oluşan yeni bir grup piyasaya kiracı olarak çıkmış durumda. Bunların birçoğu da aslında ev sahibi olan ancak evini kentsel dönüşüm süresince inşaata veren hane halkı. Bu grup,  devletin ve müteahhidin yaptığı kira desteğinin de rahatlığıyla, geçici süre oturacağı konutlara yüksek kira bedelleri ile yerleşiyor ve kiralar biraz da spekülatif olarak yükseliyor. 

Bu etkenlere, büyük şehirler için öğrenci faktörünü de eklemeak gerekiyor. Ailelerin oturmaktan imtina ettiği niteliksiz konutlar, olması gerekenden daha yüksek bedellerle öğrencilere veriliyor. Bir de işin psikolojik boyutu var;  konut sahipleri boşalan evini mutlaka ama mutlaka daha yüksek bir bedel ile kiralamak istiyor. Eğer konut kış aylarında boş kalmışsa, o zaman çerçevesindeki kira kaybı, ödenen apartman aidatları vs gibi maliyetlerin acısı adeta kiracıdan çıkartılmak isteniyor. 

Ne diyelim; Allah tüm kiracılara ev sahibi olmayı nasip etsin.

Sağlıcakla kalın... 

https://twitter.com/ErolCanbay2
https://www.facebook.com/erol.canbay.9