‘KIRMIZI ÇİZGİ’, MOR SURAT!..

‘KIRMIZI ÇİZGİ’, MOR SURAT!..

Ben öyle 'siyasal istikrar' numaralarına, 'toplumun beklentileri' cinliğine ve 'siyasette küsmek olmaz' şeklindeki takiyeci ve ikiyüzlü safsatalara inanmam...  

Dönmenin, dönek olmanın, çark etmenin, eskiyi bir çırpıda unutmanın, yan yatmanın, omurgasız olmanın da kimi zaman altyapısıdır bu tavırlar... 

Yalnızca düzene uymanın, bukalemuna dönmenin, oldubittiye getirmenin, ılımlı geçinmenin pusulası da değil bunlar... 

Düpedüz eskiyi hemencecik unutmanın, utanmadan boyun eğmenin, söz verilen seçmene ihanet etmenin, umut bekleyen tabanı göz ardı etmenin de tellallığıdır bu davranışlar!.. 

Ve de kırmızı plaka hayranlığının, koltuk sevdasının, ihale cambazlığının, kadrolaşma cinliğinin basit, ucuz ve toptancı kafasının pazarlama taktikleridir bu yaklaşımlar...  

Koalisyon-moalisyon, hükümet ortaklığı, rant bölüşümcülüğü ve iktidarsızlığa by-passçılıktır bu yanaşma zihniyeti... 

Hani nerede “alikıran başkesen”cilik?.. Külhanbeyi tavrıyla meydan okumacılık, Köroğlu edasıyla caka satmacılık, yalandan rest çekmecilik, kabadayıcılık ve sözde dik durmacılık?.. 

Nerede kaldı seçim meydanlarındaki restleşmecilik rolleri, “hırsızlarla ortak olmayız” teraneleri ve “Berkin’in annesinin yüzüne nasıl bakarız” şovmenliği?.. 

RENGİ SOLMUŞ KÜLOT HAVASI!.. 

Sağcısı, solcusu, gericisi-bölücüsü ve “devrimci” geçineni hiç fark etmez; AKP’yi yıkamayan beceriksiz siyaset anlayışı yelkenleri çok geçmeden indiriverdi... 

Ve ne yazık ki, “Kırmızı çizgi”ler iki hafta içinde giderek inceldi, ömrü belli kelebek kanadı gibi zayıfladı ve sonunda rengi solmuş delikli külot gibi pembeleşiverdi!.. 

Yani gökkuşağının altından bukalemun geçmişçesine birbirine karışan restleşme renklerinden geriye vişne çürüğü bile kalmadı!.. 

Belli ki iş nereye varırsa varsın, bir morarma çürüğü kalacak geriye...  

Halkın yüzüne bakamama, “Gezi” kurbanlarının acılarını unutabilme, ettiğin havalı lafları yutabilme, balonu “fısss” diye sönebilme ve yalnızca koltuğa kavuşma değil, hezimetleri “hükümet olduk” numarasıyla örtebilme morartısı da olacaktır bu!.. 

PEŞİNEN BOYUN EĞMEK!.. 

AKP ile kim koalisyon kurarsa kursun 13 yıllık faşizmi, kıyımı, sansürü, işkenceyi, gözaltıyı, vurgunculuğu, talancılığı, yağmacılığı, yolsuzlukları, özelleştirme rezaletlerini ve en önemlisi de 17 Aralık skandalını örtmeye zorlanacak... 

Peki, ne yapacak anlı şanlı koalisyon ortakları?.. Erdoğan’ı Çankaya’ya geri mi gönderecek, ona “geri dur, haddini bil” mi diyecek, Ak-Saray’ı üniversiteye mi çevirecek, 4 bakanı Yüce Divan’a mı verecek yoksa sözünde durarak, 17 Aralık’ın hesabını mı soracak?.. 

Neyin peşine düşecek acaba AKP’yle sözde savaşıp, AKP’nin kucağına oturmak için adeta can atan olası hükümet ortağı?..  

Atatürk büstlerine çelenk koymayı serbest mi edecek, 23 Nisan, 19 Mayıs ve 29 Ekim bayramlarını eski görkemli ve coşkulu haline mi getirecek?.. 

Tevhid-i Tedrisat’ı mı canlandıracak hükümet ortağı?.. Atatürk’ü ve laik eğitim sistemini yeniden müfredata mı koyacak?.. İmamlara- müezzinlere teslim edilen okulları medrese olmaktan mı kurtaracak?.. 

Her köşesi Yüce Divan!.. 

Ne yapacakmış yeni hükümet ortağı?.. Bakanlıklarda 13 yıldır bitmeyen ihale vurgunculuğunun ve yasadışı kadrolaşmanın peşine mi düşecek?..  

Söyleyiniz; ne bekleniyor can atan iktidar namzetinden acaba?.. 

Yoksa pusudaki heyecanlı ortak RanTOKİ vurgunlarını mı ortaya çıkartacak, devlet bankasından gazete alanların yakasına mı yapışacak?.. 

Ya da TRT ve Anadolu Ajansı başta olmak üzere yüzlerce kurumu çiftliğe çeviren mürit bürokrat güruhunu mu dağıtacak?.. 

AKP’nin ortağı yiğitlik yaparak devlet üniversitelerine sınavsız alınan binlerce AKP’li yakınını tart mı edecek?.. Bilal’in TÜRGEV’ine müfettiş mi gönderecek, yoksa “gemicik”lerin yelkenini mi indirecek?.. 

TOPYEKÛN ACİZLİK İŞARETLERİ!.. 

Daha sayalım mı?.. Saymayalım... Cümle alem biliyor ki, AKP iktidarlarının neresinden tutarsanız tutun her koltuğu, her kadrosu ve her köşesi Yüce Divan’lıktır... 

O halde kimin kimle koalisyon yapacağını, kimin hangi “kırmızı çizgi”leri olduğunu, kimin hangi koşulları öne sürdüğünü bir tarafa bırakınız... 

Çünkü bunların hepsi tantanadır, safsatadır, hikayedir, senaryodur, boş laftır, oyalamacadır, kafa karıştırmacadır ve siyasetin klasik topyekun kandırmacasıdır... 

GAFLETE HODRİ MEYDAN!.. 

Söyleyiniz, AKP karşısında 13 yıldır hezimetten yorulmayan ey anlı şanı muhalefet partilerinin her kafadan bir ses çıkan yöneticileri;  

Yukarıda sıraladığımız rezaletlerin, skandalların ve ihanetlerin peşine düşecekseniz, suçluları Yüce Divana gönderecekseniz buyurun AKP ortaklığı size hayırlı olsun... 

Tüyü bitmemiş yetim hakkının peşine düşecekseniz, kısacası seçim meydanlarındaki sözlerinizin arkasında durarak hesap soracaksanız koşarak gidin, AKP ile hükümet kurun... 

Yok eğer milleti aptal sanıp 13 yılın skandallarını unutturarak siz de, “dün dündür, bugün bugündür” diyecekseniz unutmayın ki, millet hiçbir şeyi unutmadı ve yakanıza yapışmaktan da geri durmayacaktır...  

Hadi buyurun koalisyona!.. Binin kırmızı plakalı arabalarınıza, büyütüp büyütüp neredeyse Çin Seddi diye yutturmaya çalıştığınız; şartlarınız-şurtlarınız ve ahkamlarınızla boyadığınız “kırmızı çizgi”lerinizin üzerinde dümdüz ve dimdik yürüyün bakalım... 

Hodri meydan; görelim “kırmızı çizgi”leri, izleyelim işareti şimdiden belli mor suratları!!!


https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac