ALLAH, YAHUDİLERİ mi FİLİSTİNLİLERİ mi TUTUYOR?

ALLAH, YAHUDİLERİ mi FİLİSTİNLİLERİ mi TUTUYOR?

Yazının başlığı çok saçma gelebilir. Ama Filistin sorununa nasıl bakılması gerektiğini göstermesi açısından önemlidir.

Din üstünden gidersek bu konuyu kutsal kitaplara göre çözmemiz gerekir. Bu durumda da Filistinliler altta kalır. Çünkü hem Tevrat’ta hem de Kuran-ı Kerim’de Filistinliler kötü, Yahudiler ise Allah’ın takdirine kavuşmuş gibi anlatılır.

Kuran-ı Kerim Allah’ın sözü sayıldığına göre, Bakara Suresi de öyledir. Burada 247. Ayetten 252. Ayete kadar Filistinlilerle Yahudilerin 3 bin yıl önceki savaşı anlatılıyor... Okuyunca göreceksiniz ki Allah, Filistinlilere karşı Yahudi kralı Talut’u tutmuştur. Yahudiler, Musa-Harun soyunun mirasçıları gibi gösterilirken, bunların savaştığı Filistinliler kâfirler diye kötülenmektedir. Sonunda; bir Yahudi olan Davut da Filistinli savaşçı Calut’u öldürerek onların topraklarına el koymuş; kral olmuştur. Filistin topraklarının Yahudiler tarafından zorla ele geçirilmesini Allah, Kuran’da överek Müslümanlara şöyle anlatıyor:

“247: Peygamberleri, onlara (Yahudilere): “İşte Allah, size hükümdar olarak Talut’u gönderdi” demişti. Onlar: “O nasıl bize hükümdar olabilir ki? Halbuki biz hükümdarlığa ondan daha layıkız. O, malca da bir bolluk verilmiş biri değil” dediler. Peygamber: “Onu, Allah size hükümdar seçmiş, bilgi ve fizikçe artırmıştır, hem Allah, hükümdarlığı dilediğine verir. Allah geniş mülk sahibi, her şeyi bilendir” dedi.

248: Peygamberleri onlara: “Haberiniz olsun, onun hükümdarlığının alameti, içinde sizlere Rabbından bir rahatlık ve Musa ile Harun ailesinin bıraktıklarından bir kısmı bulunan bir sandığın (Meşhur Kutsal Sandık) gelmesi olacaktır. Onu melekler getirecektir. Eğer inanan kişilerseniz, elbette size bunda kesin bir delil vardı” demişti.

249: Talut ordusuyla hareket ettiği zaman: “Allah sizi bir ırmakla deneyecek, kim ondan içerse benden değildir. Kim ondan tatmazsa işte o, bendendir, ancak eliyle bir avuç alanlara izin var” dedi. Derken oraya varır varmaz pek azı hariç hepsi ondan içtiler. Talut ve beraberinde iman edenler ırmağı geçtiler. O zaman da: “Bizim bugün (Filistinli) Calut ve ordusuyla savaşacak gücümüz yok” dediler. Allah’a ulaşacaklarına inananlar: “Nice az bir topluluk, Allah’ın izniyle sayıca çok bir topluluğu yenmiştir. Allah sabırlılarla beraberdir” dediler.

250: Calut ve ordusuna karşı meydana çıktıklarında şöyle dediler: “Ey bizleri yetiştiren Rabbimiz, üzerimize sabır dök, ayaklarımıza sebat ve dayanıklılık ver ve bizi bu kafirler topluluğuna karşı zafere ulaştır.”

251: Böylece Allah’ın izniyle onları tamamen bozdular. Davud, Calut’u öldürdü, Allah kendisine hükümdarlık ve peygamberlik verdi ve ona dilediği şeyleri öğretti. Allah’ın insanları birbirleriyle önlemesi olmasaydı yeryüzü mutlaka bozulup gitmişti. Fakat Allah’ın bütün akıl sahibi varlıklara karşı bir iyiliği vardır.”

Görüyorsunuz ki Yahudilerin Kralı Davud’u Kuran-ı Kerim aynı zamanda peygamber göstererek daha da yüceltiyor. Onu, Filistinlilerden gelecek kötülüğü önleyen Allah’ın eli gibi tanımlıyor.

YAHUDİLERLE DEĞİL EMPERYALİZMLE SAVAŞ

Kuran’ın verdiği mesaja bakarsak ve orada her yazılanı hak bellersek; bugün İsrail devletinin Filistinlilere karşı yürüttüğü sömürgeci ve ırkçı politikayı Allah’ın emri gibi görmemiz gerekir. Çünkü Kuran’da böyle yazıyor...

Ama bu ayetler, bundan 3 bin yıl önceki siyasi ve ekonomik durumun anlatımından ibarettir. Filistinliler şimdi mazlum konumuna gelmişlerdir. Kuran; onları kötülüyor, kâfir sayıyor diyerek bugün Filistinlilerin karşısında yer alamayız.

Bu durum; Kudüs ve Filistin sorununa dinsel açıdan değil sömürgecilik açısından bakmak gerektiğini pek açık ortaya koyuyor. Çünkü sorun İslam ile Yahudi-Hıristiyan çatışması değil; emperyalist Batı’nın Doğu’yu yağmalaması sorunudur.

KUDÜS SORUNU

Müslüman dünyası Kudüs olayını İslam ile sınırlayarak emperyalist İsrail’in ekmeğine yağ sürüyor. Çünkü bugünkü dünyaya İslam üstünden küresel bir mesaj verme olanağı kalmamıştır. İslam, aşırıcılık ve terör ile iç içe geçirilmiştir. Dünya kamuoyunda oluşturulan imaj ne yazık ki budur ve dünyanın büyük kısmı İslam üstünden getirilen önerilere karşı çıkmaktadır.

Bu yüzden Ortadoğu’da İsrail’i ve ABD’yi durdurmanın yolu Müslümanların birliğinden çok; anti-emperyalist dayanışma olmalıdır.

Böyle yapılmadığı içindir ki Türkiye’de Kudüs için yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı Toplantısı’na 56 Müslüman ülkeden sadece 18’i temsilci göndermiştir. Özellikle Arap devletlerinin bu toplantıdan uzak durmaları daha da dikkat çekici olmuştur. Ve bizim basının övmesin......

https://twitter.com/r_zelyut