STRESİNİ KONTROL ETMEYİ ÖĞRENEBİLİRSİN

STRESİNİ KONTROL ETMEYİ ÖĞRENEBİLİRSİN

"Hayat" dediğimiz yolda düz ve sorunsuz yürümek ne yazık ki mümkün değil.  Bu yolda zaman zaman bizi strese sokan konularla karşı karşıya kalabiliyoruz. Oysa her bireyin "stres eşiği" farklıdır. Kimimiz stres yaratan konuların çözümü sırasında depresyona girebilirken kimimiz de bu süreçten güçlenerek çıkabilmektedir. Burada süreci nasıl yönettiğimiz önemlidir.

Kronikleşmiş stresli ve zor yaşam koşulları zamanla bireyde; depresyon, kaygı bozukluğu, nörolojik sorunlar ile fiziksel rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Sorunun kalıcı izler bırakmaması için doğru çözümler üretip, stresimizi doğru yönetmeyi öğrenmeliyiz. 

Çoğunlukla sorunlarımızı günlük hayatımızda görmezden gelip yok kabul ederiz. Ancak zihnimiz, bunları göz ardı edemez. Sonunda sorunlar bireyde, uykusuzluk, fiziksel rahatsızlıklar, öfke patlamaları, yemek yeme bozuklukları, takıntılar, dikkat dağınıklığı, unutkanlık, düşünme becerilerinde çarpıklık gibi ruhsal, fiziksel ve bilişsel rahatsızlıklar şeklinde tezahür edebilir.

STRESTEN KAÇMAK ÇÖZÜM DEĞİL

Yoğun strese maruz kalan bireylerin durumunu nasıl yorumladığı önemli. Eğer yaşanılanları çözümsüz ve her şeyin sonu olarak düşünürsek; depresyon, kaygı bozukluğu gibi ruhsal ve fiziksel hastalıklara açık hale gelmemiz daha kolay olabilmektedir.  Buna karşılık; özgüvenimiz güçlü, yüksek benlik algımız, aile geçmişimiz, tecrübelerimiz, inanç yapımız, dünya görüşümüz ile kişiliğimiz bizim stresli ortamdaki dayanaklılığımızı belirleyen en önemli unsurlardandır. 

Burada, strese maruz kalanların bireysel özellikleri de süreci nasıl atlatabileceğini belirler. Kimisi bu dönemi çok başarılı yönetip güçlenirken, kimisi de kaçmayı tercih eder. Örneğin; alkol, sigara ve kafein tüketimini artırıp, aşırı yemek, kendimize zarar verebilecek adrenalini yüksek riskli yaşama yönelmek gibi... Burada sorunları görmezden gelmek için yaptığımız kaçınma davranışları, ana sorunların önüne geçer. Aşırı yemek yeme, alkol ve tütün tüketimi, düzensiz hayat biçimi gibi.  Bunlar da çözülmesi gereken başka sorunlara dönüşebilir. Bu yüzden stresimizi kontrol etmeyi bilmek önemlidir. 

SÜRECİ NASIL YÖNETEBİLİRİZ?

Sorunların büyümeden kontrol altına alınabilmesi mümkün. Hepimizin ipin ucunu kaçırıp, "yattı balık yan gider" değimiz zamanlar olabilir. Ancak kendimize gelip, silkelenip bir yerden tekrardan başlamak için gücümüzü toplayabiliriz. Kendimizi hazır hissettiğimizde, hayatımızda değiştirmemiz gereken ve sorun yaratan konularımızı tespit edip, yüzleşmek gerekebilir. Mücadelemiz, bizim mutlu olmamızı ve olumlu düşünmemize katkı sağlar.  Aksi takdirde; sorunları görmezden gelerek yaşamak bizi daha da izole edebilir. Stresimizi yönetebilmek için önce değişime hazır olmalıyız.

Nasıl mı?

Ruhsal olarak zorlu durumlarla mücadele edebilmek için fiziken de sağlıklı olmalıyız.

Hayatımızdaki olumlu konulara odaklanmalı, bizi üzen düşüncelerle imgeleri aklımızdan uzaklaştırmalıyız. Bu süreçte nefes egzersizleri, düzenli spor, yürüyüş, dans, yüzme gibi fiziksel etkinliklerden en az birisine hayatımızda yer vermeliyiz. Sorun odaklı düşünmeye başladığımızda hoşlandığımız ve dikkatimizi dağıtan etkinliklerle ilgilenebiliriz. Bir hobimiz olmalı.  Bahçe işleri, tamiratlar, yemek yapmak, evde beslediğimiz bir hayvanla ilgilenmek, hoşlandığımız dostlarla bir araya gelmek, ev işleri yapmak gibi.

Bu dönemde hoşlanmadığımız ve bizi olumsuz etkileyen insanlarla mümkünse araya mesafe koymalıyız. Buna karşılık stresin neden olabileceği dikkat dağınıklığı ve unutkanlığı azaltmak için eğlenceli filmler izlemek, karikatür ve kısa öyküler okumak, sokakta gezerken etrafımızla ilgilenmek, dükkanların- binaların adlarını hatırlamak, eskiden hoşumuza giden bir anıyı tüm detayı ile hatırlamak, bulmaca çözmek, bellek ve hafıza güçlendiren etkinlikler yapabiliriz.

Dikkatimizi dağıtmak için hoşlanmadığımız etkinlikler yerine keyifle yapılacaklar listesi oluşturabiliriz. Sorunun çözümü için gerekirse bir uzmandan destek almaktan kaçınmamalıyız.