OLUP BİTENİ DEĞERLENDİRMEK!

Devlet destekli evet kampanyası ve devlet köstekli hayır kampanyası hız kesmeden yurt içi ve dışı şeklinde(!) devam ediyor. Karar nasıl verilir, sonuç ne çıkar, kararsızlar sonunda neye karar verir. Herkes gibi aldı mı beni bir merak! (tekerleme gibi olduysa da anlaşılıyor gibi, ya da bana öyle geliyor!)

Ne yalan söyleyeyim, bir yanım bu satırları okuyacaksınız diye seviniyor, diğer yanım doğru sözcükleri bulmak için kıvranıp duruyor. Nasıl olmasın ki? Bir yanda yerel dil ve deyimlerle batıya verdiğimiz diplomasi dersleri! (Örneğin tencere dibin kara, ayağını denk al) Bir yanda tarihsel, siyasi, toplumsal ve ekonomik iş ilişkilerimiz olan ülkelerle geldiğimiz nokta…

Bir yanda 9 ay önce 80 milyon yurttaşımız artık Avrupa’ya vizesiz girecek müjdesi veren bir dışişleri bakanı. Bir yanda elindeki diplomatik pasaporta rağmen Avrupa’ya giremeyen aynı bakan! Bir yanda siyasi ihtirasın neler mal olduğu gerçeği. Bir yanda 14 Mart Tıp Bayramı’nda açıklanan rapora göre sağlık personeline yönelik 9 ayda yaşanan 6 bin 992 şiddet vakası…

Bir yanda 6 bin Alman şirketinin ülkemizde faaliyet göstermesi, bir yanda boykot edelim cengâverliği! Bir yanda ekonomik partnerlerimizle yaşadığımız kriz ortamı, bir yanda kapatırsın sınırları olur biter dayılanması…

Bir yanda 2 ayda 287 işçinin iş cinayeti diyebileceğimiz iş kazalarındaki ölümleri, bir yanda ölenlerin 28- 50 yaş grubunda oluşları gerçeği. Bir yanda özlediğimiz ve beklediğimiz bir hayat için gece gündüz çalışanlar. Bir yanda sadece bizim değil dünya âlemin bildiği aymazlıklar, hava atmalar, tepeden bakmalar…

Bir yanda önümüze gelene; “Gücümüzü test etmeye kalkmasınlar” şeklinde attığımız hava. Bir yanda gücümüzü test etmeyenin kalmadığı bir dünya!

Bir yanda ülkesinin saygınlık ve itibarı için gece gündüz demeden çalışanlar. Bir yanda ülkenin saygınlık ve itibarı umurunda olmayanlar. Bir yanda sorulan soruların bilinmeyen yanıtları, bir yanda sorulmayan ve öğrenilemeyen gerçeklerin çokluğu...

Bir yanda baskıcı, otoriter, dediğim dedik, ben ne dersem o diyen bir iktidar, bir yanda geçmişi bilen, okuyan, anlayan, değerlendiren ve özleyen kalabalıklar. Bir yanda Dışişleri Bakanının; Türkiye’de haber yazdığı için tutuklu tek bir gazeteci yok. Eğer varsa kim olduğunu bilmek isterim” şeklindeki açıklaması. Bir yanda kapalı kapılar ardında, sevdiklerinden ayrı ve uzak tutulan dostlar- arkadaşlar, geçmişle, gelecekle yarınla yapılan hesapsız kitapsız sorgulamalar.

Bir yanda psikolog, psikiyatr, psikoterapist gibi konunun uzmanlarının dikkat çektiği sağlık sorunlarımız. Bir yanda“Sosyal dengemiz bozuldu, intihar vakaları arttı, derin bir toplumsal kriz yaşıyoruz, zor bir rotaya savrulduk” şeklindeki kaygılı açıklama ve saptamalar... 

Bir yanda Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın; “2003- 2016 yılları arasında 32 bin yangın çıkmış, 112 bin hektar orman zarar görmüştür” şeklindeki yürek yakan açıklaması. Bir yanda piknik mevsimimin başlamasıyla artacak olan yangınlar, AVM uğruna kesilen ağaçlar…

Bir yanda kapısı bilime, düşünceye, eleştiriye, topluma, millete kısaca herkese açık olan üniversitelerin giderek azalması. Bir yanda hayatı üniversiteye, üniversiteyi hayata taşıyan hocaların, gönüllü ve gönülden dinlenen öğretim üyelerinin, gurur ve mutlulukla izlediğimiz akademisyenlerin okullardan uzaklaştırılması…

Bir yanda aklımıza, kalbimize, ruhumuza iyi gelen yazıların ve yazarların, evrensel ölçülerde başarıya ulaşmış sanat adamlarımızın varlığı. Bir yanda sayelerinde artık Kuveyt, Katar, Bahreyn, Afganistan, Suriye, Pakistan, Arabistan’la eşitlendiğimiz yeni Türkiye gerçeği...

Bir yanda AB ile iplerin kopma noktasına gelmesiyle yaşanacak olan ekonomik kayıplar, rafa kalkan yatırımlar, yaşanacak ekonomik kriz, azalan turist sayısı, 1959 yılında başvurduğumuz AB’den siyasi hırsımız yüzünden kopmamız. Bir yanda Rusya’nın uyguladığı ekonomik yaptırımlardan sonra da kaybettiğimiz 425 milyon dolar.

Bir yanda ulaşım ve asayiş gibi konularda en iyi şehir seçilen Viyana! Diğer yanda 133. sıraya yerleşen- yerleştirilen İstanbul!

Tüm bunları öngörmek için siyasal deha olmak ya da, keskin bir analiz yetisi gerekmiyor. Bedel ödemeyi göze almış yurttaşların açıklamalarını dikkate almak, ciddi bir bilinç ve alt yapıya sahip olmak, konuşulacak önemli şeylerin olduğunu görmek ve alınacak zorlu bir yolun varlığını kabul etmek gerekiyor.
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87