FAŞİZM!..

Hiç eğip, bükmeden, bu yazının ana fikrini baştan söyleyeyim:

-Bunun adı FAŞİZMDİR!..

Bu ülkede önceki gün yaşanan olaylar, Saray ve şürekasının seçime yalnızca iki gün kala, Türkiye’ye nasıl bir rejim biçtiğini tüm çıplaklığı, olanca zorbalığı ile göstermiştir... Öyle ki; yapılanların artık “öyle demek istemedim”, “aslında şöyle yapmak istemiştim” türünden yapmacık geri adım atışlarla filan örtülecek tarafı da kalmamıştır...

-Türkiye’de sanki Hitler’in, “Kahverengi Üniformalı” ya da Mussolini’nin “Kara Gömlekli” zorbaları dolaşmaktadır!..

İşte, yalnızca bir gün içinde yaşanan NAZİ özentisi vakalar:

Sanki SS Kıtası’nın başı!..

Sözünü edeceğim kişiyi gayet iyi tanıyorsunuz...

Hürriyet gazetesinin İstanbul’daki merkez binasını basan, kudurmuşçasına camı çerçeveyi indiren güruhun başını çeken, “seçimlerden sonra sonuç ne olursa olsun Tayyip Erdoğan’ı Başkan yapacağız” diye bağıran AKP Gençlik Kolları Başkanı ve milletvekili Abdürrahim Boynukalın... Bu muhterem, olayın ardından gelen büyük tepkiler üzerine kıvırdıkça kıvırmış, bir “vallahi oradan geçiyordum, uğradım” demediği kalmıştı. 

İşte bu kişi önceki gün yine ağız dolusu konuştu, yine basını alenen tehdit etti, hedef gösterdi. Şu sözlere bakın:

-Ak Parti Teşkilatı, basın özgürlüğü var diye, basına dokunulmazlığı artık kaldırmıştır. Bundan sonra da o dokunulmazlığı kaldırmaya devam edeceğiz...

Nasıl, beğendiniz mi?.. Bu zat neyine güveniyor da böylesine açık seçik tehditler savuruyor diye düşünebilirsiniz... Düşünmeyin!.. Sırtını nereye dayadığı o kadar belli ki... Ancak bu saatten sonra, Saray’a ve AKP’ye kapıkulu olmayan gazetelere en ufak bir saldırı olur, namuslu, dürüst gazetecilerin kılına dahi bir zarar gelirse sorumlusu bu kişi ve ardındaki mihraktır...

-Böyle biline!..

“Akıllı olun!..”

Gelelim “yazar” kılıklı, gazeteciliğin yüz karası bir diğer karaktere...

Star gazetesinin “istihbarat” şahikası “yazarı” Cem Küçük, önceki gün köşesinde Doğan Şener ve Fatih Portakal önderliğindeki Fox Tv Haber Ekibini hedef aldı. Ama ne alış!.. Sanırsınız, haber ekibi “Organize Suçların” bodrum katında ebedi sorguya alınmış!.. Öylesine küstah, öylesine terbiyesiz bir üslup... Bakın Küçük yazar, gazeteci ekibe nasıl haddini bildiriyor:

-En tepe bilgi olarak söylüyorum, İngiltere’den bilgi istenecek, gelecek ve Murdoch’la ilgili bilgi dosyası yetkililerin önüne konacak. FOX’taki arkadaşlar akıllı olsunlar...

Vay canına sayın seyirciler; bir gazetenin yazarı “en tepe bilgi” ile bir televizyonu açık bir şekilde “akıllı olun” diye tehdit ediyor, iyi mi!.. Adama sorarlar: “en tepe kim aslanım? Saray mı, Başbakan mı, yoksa Milli İstihbarat mı?. Sen kimsin?. Orası gazete köşesi mi yoksa istihbarat birimi mi?..

-Yoksa sen “Yeni Türkiye”nin istihbarat, pardon yazar prototipi misin?!..


Kulüp başkanı mı Mafya babası mı?.

Trabzonspor, Çarşamba günü kendi sahasında Gaziantep ile 2-2 berabere kaldı. Buraya kadar doğal; futbol bu, yenersin, yenilirsin, berabere kalırsın... Ama hayır, şayet kulüp başkanın İbrahim Hacıosmanoğlu ise akıl almaz bir skandala imza atarsın!..

Trabzonspor Başkanı sıfatlı bu şahıs, maçı İstanbul’da televizyondan izledi. Maçın son dakikasında bir penaltı tartışması yaşandı, hakem vermedi ve doksan dakikayı bitirdi. Ekranın karşısındaki Hacıosmanoğlu çıldırdı, telefona sarılıp adamlarına emir verdi:

-Ben gelene kadar o hakemler orada kalacak!..

Emir uygulandı. Hakemler tam dört saat stadyumda rehin kaldı... Hem de akıl almaz hakaretler ve linç korkusu altında!.. Sonra Saray’dan talimat geldi, “bizi bütün dünyaya rezil edersin” denildi ve “başkan” sıfatlı şahıs şu açıklamayı yaparak hakemleri serbest bıraktırdı:

-Benim de saygı duyduğum, gönül bağım olan o değerli insan beni aradıktan sonra, o şahısların şehri terk etmesine izin verdik...

Acaba “o değerli insan” aramasa ne olacaktı?. Hakemler falakaya mı yatırılacaktı yoksa “infaz” merasimi mi yapılacaktı?.. Bu nasıl bir kafa, bu nasıl bir ruh halidir?. Bitmedi, ne alakası varsa, sanki çok matah bir şey yapmış gibi şu sözleri savurdu: 

-Ben kadın gibi yüz sene yaşayacak yerde, adam gibi bir sene yaşarım!..

Bundan sonrası, bu yazıya attığım başlığın alanına giriyor, fazla söze lüzum yok!.. Zaten gerekli yanıtı CHP Milletvekili Aylin Nazlıaka fazlasıyla verdi:

-Sen kadınların tırnağı bile olamazsın!..

Kayyum mu Gestapo şefi mi?.

Daha dün, İpek Koza Medya’ya el koydular, bugün hem gazeteler hem televizyonlar Havuz medyasına anlı şanlı bir giriş yaptılar...

-Baş döndürücü bir hız!..

Peki nasıl başardılar bu işi?.. Kayyum sıfatı taşıyan Hasan Ölçer isimli muhterem, yanında polislerle Bugün gazetesinin yazı işlerini bastı. Evet, yanlış okumadınız, baskın yaptı!.. Elindeki bir gün öncenin gazetesini sallayarak, elleri belinde, “dün rezalet bir gazete yapmışsınız” diye bağırdı... Muhabir Bilal Erdoğan, “o gazete bizim namusumuz, saygılı olalım” deyince gestapo, pardon kayyum efendi çıldırıverdi ve bakın hangi utanç dolu sözleri savurdu:

-Senin adın ne? Çık dışarı. Bu mu senin namusun, terbiyesiz herif. İş akdin feshedildi...

Diğer çalışanlar, “biz de arkadaşımızla aynı şekilde düşünüyoruz” deyince iyice zıvanadan çıkan kayyum, yanındakilere dönüp, “hepsinin ismini alın, gereği yapılsın” emrini verdi.

Bir günde yaşanan dört utanç vakası... Maazallah bir de tek başlarına iktidar olurlarsa...

-Artık kırk katır mı, kırk satır mı, seç beğen al!!!
     

https://twitter.com/umit_zileli