Dr.Gülay, halkın sağlığının daha iyi takip edilmesi ve aile hekimliğinin bitirilmemesi için iş bırakma eylemi yaptıklarını belirtti.

Dr.Şevki Gülay, aile hekimliği çalışanları üzerindeki baskıların artrık dayanılmaz hale geldiğini ifade ederek, "Aile hekimlerinin eğitimi için nöbet düzenlemesi yapıyoruz diye başlayan süreç, 'aile hekimlerine acilde ihtiyacımız var' şeklinde devam etmiş, nöbetsiz sağlık sistemi şekline dönüşerek son olarak aile hekimlerini ailelerle bir araya getireceğiz uygulamasına dönüşmüştür" dedi.

Bakanlığın gerçekleri gizlemeye çalıştığını ileri süren Dr.Şevki Gülay, "Sorunun adı ‘teşvik edilmiş acile başvuru sorunu’dur. Bu sorunun çözümü aile hekiminde değildir. Bu sorun bahane edilerek aile hekimliği bitirilmek istenmektedir. Hastane acillerine başvuruyu bizzat teşvik eden Sağlık Bakanımızdır. Sorunu gerçekten çözmek için hiçbir proje üretmeyen bakanlık, en kolay yol olarak aile sağlığı merkezlerini acil gibi göstermeye çalışarak halkımızı yanıltmaktadır. Halk bundan hoşlanır mantığıyla sağlık sistemi kurulamaz. Bilimsel verilerle ve toplum gerçeğimize dayalı yöntemlerle halkımızın şu andaki muhtemel sağlık sorunları dikkate alınarak bir sistem kurulmalıdır" diye konuştu.

Aile sağlığı merkezlerinin koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik vererek halkın geleceği için çalışan merkezler olduğunu belirten Dr. Gülay şöyle devam etti:

"Herkesin kendi aile hekiminden hizmet alması yerine nöbetçi hekimden hizmet alınmasının getirilmesi, aile sağlığı merkezi olma özelliğinin yitirilmesine yol açacaktır. Bu şekilde eski sağlık ocağı sistemi tekrar getirilmek istenmektedir. Bakanlığın uygulamaları sayıları 20 bini bulan aile hekimlerinin ve 20 bin aile hekimliği çalışanlarının sistemden kaçış için yollar aramasına yol açmaktadır. Haftada 6 gün, günde 12, ayda 300 saat çalışma insan haklarına aykırıdır. Aile Hekimliği uygulamasını bitirenler ileride sağlık sistemine ihanet edenler olarak anılacaklardır. Halkın sağlığının daha iyi takip edilmesi ve aile hekimliğinin bitirilmemesi için iş bırakma eylemi yapıyoruz."

Antalya Aile Hekimleri Derneği Başkanı Alp Karan da, Türkiye genelindeki 22 bin civarında aile hekiminin, 1 Ocak'tan itibaren aile sağlığı merkezinde görevli, hekim ve aile sağlığı çalışanlarına cumartesi günleri ayda en az 8 saat nöbet tutma zorunluluğu getiren genelgeye tepki amacıyla iş bırakma eylemi yaptıklarını söyledi.

Karan, Sağlık Bakanlığı'nın yayımladığı genelgeyle, 1 Ocak'tan itibaren aile sağlığı merkezinde görevli aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarına, cumartesi günleri ayda en az 8 saat nöbet tutma zorunluluğu getirildiğini belirtti. Hekimlerin aile sağlığı merkezi ya da halk sağlığı müdürlüğünün belirlediği yerlerde nöbet tutacağını dile getiren Karan, genelgeye tepki gösterdi. Karan, "Ülke genelindeki 22 bin civarında aile hekimi ve aile sağlığı merkezi çalışanları genelgeye itiraz etmek amacıyla iş bırakıyoruz, görevli olduğumuz yerlerde acil hasta dışında tedavi yapmayacağız” dedi.

Genelge ile aile hekimlerinin koruyucu hekimlik görevini yerine getirmekte yetersiz kalacağını savunan Karan, bakanlık tarafından hastanelerin acil servisinde yaşanan yoğunluk nedeniyle kendilerine nöbet sistemi getirildiğini dile getirdi. Aile sağlığı merkezlerinde, koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verildiğini vurgulayan Karan, "Herkesin kendi aile hekiminden hizmet alması prensibi yerine, nöbetçi hekimden hizmet almanın getirilmesi, aile hekimliği uygulamasını bitirerek, bu yerlerin aile sağlığı merkezi olma özelliğini kaybettirecektir. Bu şekilde eski sağlık ocağı sistemi tekrar getirilmek istenmektedir" dedi.

Karan, bakanlık tarafından aile hekimlerine ve aile sağlığı çalışanlarına haftada altı gün, günde 12 saatten, ayda 300 saat, çalışma süresi getirilmek istendiğini, bu sürelerin uluslararası çalışma kanunlarına, insan haklarına ve anayasaya aykırı olduğunu savundu. Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına yüklenilmek istenen angarya görevlerden, acil, aile sağlığı merkezi, toplum sağlığı merkezi nöbetlerinden vazgeçilmesi gerektiğini aktaran Karan, "Sağlık Bakanlığımıza da sesleniyoruz, bundan önceki sağlık ocağı uygulamasını bitirdiğiniz gibi şimdi de aile hekimliği uygulamasını bitirmeyin. Aile hekimliğine ve birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerine sahip çıkın. Eğer vatandaşlarımız da eski sağlık ocağı sistemine dönmek istemiyorsa, 184'ü arayıp Bakanın bu uygulamasını kabul etmediğinizi eski sağlık ocağı sistemine geri dönmek istemediğinizi bildirsinler istiyoruz" diye konuştu.