Konya'da önceki gün 'Devrim şehidi' Kubilay'ı anma töreninde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği ileri sürülen lise öğrencisi 16 yaşındaki M.E.A., dün okulundan alınarak çıkarıldığı mahkemede tutuklandı.
Mahkeme heyeti, M.E.A’nın avukatının “adli kontrole alınsın, tutuklamasın” yönündeki itirazını, “Suça sürüklenen çocuğun kurallara riayet edeceği yönünde vicdani kanaatin oluşmaması nedeniyle” reddetti.
16 yaşındaki M.E.A.’nın avukatı Barış İspir, tutukluluğa itirazda bulundu.
M.E.A. konuşmasının sonunda gündemdeki yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık olaylarından bahsederken iddiaya göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret içerdiği iddia edilen sözler sarf etti. Halkçı Liseliler Grubu'nun anma etkinliğindeki konuşmasından dolayı dün öğle saatlerinde Meram Endüstri Meslek Lisesi'ne gelen polisler M.E.A.'yı gözaltına aldı. Emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen M.E.A., Konya 1'inci Sulh Ceza Mahkemesi tarafından Cumhurbaşkanı'na hakaretten tutuklandı.
Küçük çocuğun, okuldan alınarak çıkarıldığı mahkemedeki sorguda şunları söylediği öğrenildi:
“Konuşmada son olarak Halkçı Liseliler olarak şunu söylüyor: ‘Yolsuzluğun, rüşvetin, hırsızlığın başı olarak Erdoğan’ı bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak değil, kaçak sarayın hırsız sahibi olarak görüyoruz’ sözünü sarf ettim. Ancak, bunu hakaret olarak sarf etmedim…”
Mahkeme heyetinin, M.E.A’nın yaptığı savunmanın ardından verdiği karar ise şöyle:
“Kaçak sarayın hırsız sahibi sözleri TCK’nın 299. Maddesindeki düzenlenen Cumhurbaşkanı’na hakaret içerdiği yönünde kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösterir somut olguların elde edilmiş olması nedeniyle tutuklama sebebinin varlığı… Suça sürüklenen çocuğun tutuklanma yerine adli kontrol altına konulmasının bu kurumun suça sürüklenen çocuğun dilediğinde bu kurumun kurallarına riayet etmeme iktidarının bulunması, bu kurallara riayet edeceği yönünde vicdani kanaatin oluşmaması nedeniyle adli kontrol altına alınma tedbirinin yeterli görülmediği, tutuklama tedbirine müracaatta ölçüsüzlük görülmediğinden tutuklanmasına…”
Türk Ceza Kanunu'nun 299'uncu maddesine göre M.E.A. hakkında dava açılırsa Cumhurbaşkanı'na hakaretten 1 yıldan 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.
Tutuklanan lise öğrencisi M.E.A.’nın Cumhuriyet savcılığına verdiği ifadesinde, "Benim herhangi bir partinin gençlik kollarına üyeliğim bulunmamaktadır. ’Halkçı Liseliler’ diye tabir edilen ise facebookta bir sayfadır. Biz Valiliğe müracat ederek ’Şehit Subay Kubilay’ı anmak için izin aldık. Gedavet Parkı’nda toplandık. Ben facebooktaki sayfayı idare ediyorum. ’Başkan’ demeleri o olabilir. Söz konusu açıklamayı ben yaptım. Benim hakaret etme kastım yoktur" dediği öğrenildi. M.E.A.’nın dünkü açıklamasını İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi polisleri tarafından kamerayla kaydedildiği, bunu inceleyen Cumhuriyet Başsavcılığı’nın M.E.A. hakkında Cuhmurbaşkanı’na hakaret suçundan soruşturma başlattığı bildirildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği suçlamasıyla tutuklanan lise öğrencisi 16 yaşındaki M.E.A.’nın avukatı Barış İspir, tutukluluğa itirazda bulundu.
M.E.A.’nın avukatı Barış İspir, bu sabah liseli gencin tutuklanmasına itiraz için Adliye’ye geldi. Avukat İspir, aralarında destek için İstanbul’dan gelenlerin de bulunduğu yaklaşık 100 avukatın imzasıyla birlikte hazırladığı dilekçeyi 2’nci Sulh Ceza Mahkemesi’ne verilmek üzere 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ne verdi.
İtiraz dilekçesini vermeden önce adliye önünde basın açıklaması yapan avukat Barış İspir, hukukçu olarak vicdanlarını kanatan hususların olduğunu söyledi. İspir, şöyle konuştu:
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ise M.E.A.’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla tutuklanmasına tepki gösterdi. Liseli M.E.A.’yı tutuklamaya karar veren Konya 1’inci Sulh Ceza Hakimliği’ni eleştiren Kart, ”Türkiye’de Cumhurbaşkanı düzeyinde en üst düzeyde yaratılan korku, baskı, tehdit gözaltı. Buradan topluma bir mesaj veriliyor. 16 yaşındaki çocuklarımızın özgürlüklerinin ellerinden alınması pahasına. O çocuklarımız ve toplum ne diyor. Toplum, iktidarın yolsuzluğunu haykırıyor. Toplum iktidarın faşizan baskısını haykırıyor" dedi.
Sulh Ceza Hakimliklerinin, polis mantığıyla görev yaptığını öne süren Atilla Kart, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onlar polis mantığı içinde, polis hiyerarşisi içinde görev yapan mercilerdir. Sulh Ceza Hakimleri, artık özel yetkili hakimliktir. Doğrudan hükümetin tavsiye, talimat ve telkinleri doğrultusunda görev yapan birer kurumdur. Bunlar adli organ değildir. Bunun sonuçlarını görüyoruz. Bu kabul edilebilir bir tablo değildir. Burada Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarının toplumsal barışı giderek hükümet eliyle, Cumhurbaşkanı eliyle sabote edilmektedir. Böyle bir dönemi Türkiye yaşıyor. Bu sürecin devamı maalesef kaos ortamıdır. Biz CHP olarak bu kaos ve çatışma ortamına gelmeyeceğiz. Bu hassasiyetin içindeyiz.”
M.E.A.’nın lise öğrencisi olduğunu ve kaçma şüphesi olmadığını ifade eden Kart, ”Burada tutuklama sebep ve şartları söz konusu değildir. Bu bir öğrencidir, kaçma şüphesi, delilleri karartma durumu söz konusu değildir. Burada tamamen Cumhurbaşkanının düzeyinde yaratılan bir iklim. O iklimin yarattığı kanunsuz emir ve talimatlarla görev yapan Sulh Ceza Hakimlikleri. Olay budur. Bu mekanizma söz konusu olduğu için, evden de okuldan da alıyorlar” dedi.
Hürriyet Gazetesi