DURMAK YOK YOLA DEVAM!

Gençler ayakta, veliler tedirgin, eğitim- öğretim bi türlü başlayamıyor. Erdoğan; “benim milletim başkanlık istiyor” diyor.

Her geçen gün proje okul uygulamasına tepki büyüyor. Gençler; “projenizin bir parçası olmayacağız” diyor. Başbakan ve adalet bakanı süreç başlamıştır, 2023 yılına bu karmaşayla gidemeyiz” diyor.

Bütün sorunlarımız bitti sıra başkanlığa geldi öyle mi? O halde tabloyu netleştirelim!

Ülke ateş çemberi içinde, ülkemiz alev alev yanıyor, OHAL ilan edilmiş, ülke kararnamelerle yönetiliyor, hapislerde yer kalmamış, şehit sayısı hız kesmiyor, ülkemiz hem Suriye’de hem Irak’ta sıcak savaşın içinde, dolar rekor kırıyor, ekonomi yerlerde, esnaf kan ağlıyor, Kapalı Çarşı’da 600 dükkân kapanmış, yoksulluk tavan yapmış. Biz Türk tipi başkanlığa yatay geçiş yapıyoruz!

Evrensel değerlerden ve çağdaş eğitimden uzaklaştıkça, opera, bale, klasik müzik, caz, sanat galerileri, müzeler görmezden gelindikçe buna ilgi duyan ve hayatına sokan insanlar ne yapacak? Dindar, kindar, muhafazakâr, eğitimsiz bir ülkeyle çağı yakalamak nasıl mümkün olacak? Durmadan insani gelişme endeksinde gerileyen ülkemiz batıyla nasıl yarışacak? Hayvanat bahçesi müdürünü TÜBİTAK’a müdür yardımcısı olarak atama nasıl açıklanacak?

Tüm bu yazılanlar ve yazılmayanlar bazıları tarafından bize bir şey olmaz şeklinde değerlendiriliyorsa şunu söylemek zorundayım bize bayağı bir şeyler oluyor ve olacak da! Eğitim sistemimizden hukuk sistemine, sokak ahlakından siyasi ahlaka, yeşil alandan ayrımcılığa talan edilmedik ne kaldı? Ne olacak bizim bu halimiz sorusunu mu soralım? Yoksa bize nasılsa bir şey olmaz yargısına mı katılalım? Doğru soruyu sorma zamanı geçmiyor mu? 

Ben bu soruyu sormamış olayım. Siz de duymamış olun. Muhalefetten nefret eden, muhalif sesleri susturmanın bin bir yolunu arayıp bulan bir yönetim, yarının işaretlerini bugünden vermiyor mu?

Ülkenin bunca ekonomik sorunu ve çıkmazı varken, örtülü ödenekten organizasyon giderlerine, kiralık araç giderlerinden aylık elektrik faturalarının yüksekliğine, ağız uçuklatan ısınmadan su giderlerine yapılan harcamalar yarının işaretlerini vermiyor mu?

Beşiktaş’ta çalışma ofisinde otururken Kadıköy vapurundan inen kadınlar için son derece ağır sözler eden bir anlayış; mutluluğundan, hayallerinden, neşesinden, özgürlüğünden kopartılıp alınan ve evine kapatılan kız çocukları için ne düşünüyor acaba? Unutmasın ki o beğenmediği Cumhuriyet’in en büyük artısı kadınları sevmesidir, onları Cumhuriyet projelerinin temeline oturtmasıdır, kızları eşitlikçi bir anlayışla kollayıp büyütme idealini topluma yaymasıdır.

 Anlamadıkları ya da kabullenmek istemedikleri bu olsa gerek…
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87