ERDOĞAN’I KURTARMAK İÇİN ATILAN CAN SİMİDİ PATLAK ÇIKTI!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Lozan eleştirisi sonrasında kamuoyundan, sivil toplum kuruluşlarından, görsel ve yazılı basın üzerinden çok sert tepkiler geldi. Lozan’da adaların verilmesini eleştiren Erdoğan’a, kendi döneminde 17 ada ve 1 kayalığın Yunan askerine teslim edildiği hatırlatıldı. Basında konu ile ilgili haberlerin çıkması üzerine Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklama ile işgal inkâr edildi. Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasını yalanlayan belgeler 03 Ekim 2016’da gazete manşetlerinden yayımlandı. Dışişleri Bakanlığı’nın Erdoğan’ı kurtarmak için attığı can simidi patlak çıktı. Bakanlık bir daha açıklama yapamaz hale geldi.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN YAPILAN 242 NO.LU AÇIKLAMA GERÇEKLERLE BAĞDAŞMIYOR!...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Lozan eleştirisinin gerçeklerle bağdaşmadığını belirten açıklamalar, 01 Ekim 2016 tarihli Sözcü, Yeniçağ ve Aydınlık gazeteleri tarafından manşet ve sürmanşet haber olarak yayımlandı. Anılan gazetelerde, Erdoğan ve AKP Hükümetleri tarafından Türkiye Cumhuriyeti’ne ait 17 Ada ve 1 Kayalığın alenen Yunan askerine teslim edildiği, adaların işgal altında olduğu haberleri verildi.

 

İşgal haberlerinin basında yer almasını müteakip aynı gün akşam saatlerinde Dışişleri Bakanlığı tarafından 242 No.lu açıklama yayımlandı. Konunun muhatabı Erdoğan olmasına rağmen, açıklamanın Cumhurbaşkanlığı Makamı yerine Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılmasına bir anlam verilemedi.



Bakanlık açıklamasında, “Türkiye’nin 2003 yılından itibaren Ege Denizindeki bazı ada ve/veya adacıkların egemenliğini başka bir ülkeye devrettiğine ilişkin iddia ve haberlerin tamamen gerçekdışı olduğu” iddia edildi. Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasını yalanlayan belgeler 03 Ekim 2016’da Aydınlık ve Yeniçağ gazetelerinde manşetten yayımlandı.



İşgal olayı, 31 Aralık 2008’de Yunan Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı’nın helikopterle Aydın/Bulamaç Adası’na gelmesiyle ortaya çıkmıştır. Müteakiben Yunan Cumhurbaşkanı da Aydın/Eşek Adası’na gelmiş ve adada yapılan törenlere katılmıştır. Bu olaylar üzerine Genelkurmay Başkanlığı’na davet edilen Dışişleri Bakanlığı Diplomatları, anılan adaların Türkiye’ye ait olduğunu beyan etmiş ve diplomatlardan birisi “işgalin hükümetin bilgisi dâhilinde yapıldığını” itiraf etmiştir. 

2004 yılından itibaren Yunan askerine teslim edilen adalar ile ilgili olarak, 2011-2016 yılları arasında, beş yılı aşkın süredir, görsel ve yazılı basında yüzlerce haber çıkmıştır. Erdoğan ve AKP hükümetine destek veren Akit, TRT ve Yeni Şafak gibi basın kuruluşları da işgal konusunu haber yapmıştır. Erdoğan ve AKP Hükümetleri tarafından haberler sessizlik ile geçiştirilmiş bir kez bile açıklama yapılmamıştır. Böylece Erdoğan ve AKP Hükümetleri suçlamaları zımnen ve hukuken kabul etmiştir. Ayrıca CHP ve MHP Milletvekillerinin soru önergelerine verilen cevaplarda, bizzat Davutoğlu tarafından işgal kabul edilmiştir.



TBMM’de 26 Mart 2015’de yapılan oturumda, dönemin Savunma Bakanı İsmet Yılmaz tarafından, “Lozan ve Paris Antlaşmalarına göre adaların hukuken Türkiye’ye ait olduğu ve adaların fiili olarak Yunan işgali altında olduğu” beyan edilmiştir. Verilen somut örnekten anlaşılacağı üzere Dışişleri Bakanlığı’nın 242 No.lu açıklaması, Yılmaz’ın beyanları ile çok önceden yalanlanmıştır.



Yunan Cumhurbaşkanı ile Belediye Başkanı’nın, 06 Ocak 2009’da, Aydın Eşek Adası’nda çektirdiği fotoğrafta görülen binanın tabelasında, “Yunanistan Cumhuriyeti Güney Ege Bölgesi Oniki Ada İli Eşek Adası Nahiyesi” yazılıdır. Anılan fotoğraf, egemenliğin fiilen Yunanistan’a devredildiğinin ve hukuki statünün değiştiğinin somut bir belgesidir. 



Yunan Cumhurbaşkanı’nın gittiği Eşek Adası’nın, 1943 tarihli İngiliz ve 1951 tarihli Amerikan haritalarında 12 Ada deniz sınırlarının dışında olduğu, Türkiye’ye ait olduğu ve isminin Türkçe yazıldığı açıkça gösterilmiştir.





Verilen somut belge ve örnekler, Bakanlığın “Ege’deki ada, adacık ve kayalıkların hukuki statüsü bağlamında son 13 yıldır herhangi bir değişiklik olmamıştır” iddiasını yalanlamaktadır.

Bakanlığın “Ege’deki bazı adacık ve kayalıkların aidiyeti ve bununla bağlantılı olarak Türkiye ile Yunanistan arasında geçerli bir uluslararası anlaşmayla tespit edilmiş deniz sınırlarının bulunmadığı” iddiası da tam bir cehalet, aymazlık, monşerlik ve ihanet örneğidir.

Lozan Antlaşması’nın 15.Maddesi ile 12 Ada grubundaki Batnoz-Rodos arasındaki toplam 13 adaya bağlı olan adacıklar İtalya’ya bırakılmıştır. Lozan sonrasında 12 Ada bölgesinde tartışma konusu olan ada, adacık ve kayalıkların hangi ülkeye ait olduğu da 04 Ocak 1932 tarihli Türk-İtalyan Sözleşmesi ile belirlenmiştir. 

1932 Sözleşmesi sonrasında İngiltere tarafından çizilen 1939 ve 1943 tarihli İngiliz Savaş Ofisi haritalarında, 12 ada deniz sınırı açıkça gösterilmiş ayrıca 1939 tarihli haritanın sol alt tarafına yazılı olarak not düşülmüştür. İngiltere, 1923 Lozan Antlaşması’na taraf olup anılan haritalar resmi belge niteliğindedir.



İkinci Dünya Savaşından sonra 1947 Paris Antlaşması ile 12 Ada, Rodos ve Meis olmak üzere toplam 14 adanın egemenliği İtalya’dan alınarak Yunanistan’a devredilmiştir. 1947 Antlaşması sonrasında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından çizilen 1951 ve 1957 tarihli Amerikan Ordu Harita Servisi haritalarında, 12 ada deniz sınırı açıkça gösterilmiş ayrıca 1957 tarihli haritanın başlık kısmında haritada çizilen sınırların uluslararası sınır olduğu belirtilmiştir. ABD, 1947 Paris Antlaşması’na taraf olup anılan haritalar resmi belge niteliğindedir.



Erdoğan ve AKP Hükümetleri tarafından alenen Yunan askerlerine teslim edilen 17 Ada ve 1 Kayalık, İngiliz ve Amerikan haritalarında belirtilen 12 Ada deniz sınırının dışında olup 1913 Londra Antlaşması, 1923 Lozan Antlaşması, 1932 Türk-İtalyan Sözleşmesi ve 1947 Paris Antlaşması ile Yunanistan’a verilmemiş/devredilmemiştir. Ayrıca Yunan askerlerine teslim edilen 17 Ada ve 1 Kayalığın payına düşen Osmanlı Genel Borçları, Lozan Antlaşması’nın 46-55.maddeleri gereği Türkiye Cumhuriyeti tarafından son kuruşuna kadar ödenmiştir.





Yunan işgali altında olan İzmir Koyun, Aydın Bulamaç, Muğla Kalolimnoz ve Muğla Keçi adaları da 6 millik Türk karasuları içindedir. 



Başbakan Binali Yıldırım’ın, Türk bayrağını saklayarak, Yunan bayrağı ve pasaportla giriş yaptığı Koyun Adası 6 millik Türk karasuları içindedir. 



Verilen somut belge ve örnekler, Bakanlığın “Ege’deki bazı adacık ve kayalıkların aidiyeti ve bununla bağlantılı olarak Türkiye ile Yunanistan arasında geçerli bir uluslararası anlaşmayla tespit edilmiş deniz sınırlarının bulunmadığı” iddiasının, ihanetin ve işgalin üstünü örtmek için uydurulan bir gerekçe olduğunu göstermektedir.

Eski Milli Savunma Bakanı Barlas Doğu’nun, Ankara’daki AB (Avrupa Birliği) Delegasyonuna mektup göndermesini müteakiben, AB tarafından Aydın/Eşek Adası’ndaki AB Frontex Sahil Güvenlik Botları Temmuz 2015 itibarıyla geri çekilmiş ve böylece AB nezdinde işgal kabul edilmiştir.



02 Haziran 2016’da, CHP Genel Merkezinde, Yunan Büyükelçisi ile yapılan görüşmede, Büyükelçi de işgali kabul etmek zorunda kalmıştır. 

AKP Hükümetinin Bakanı İsmet Yılmaz ve Davutoğlu ile birlikte Ankara’daki AB Delegasyonu ve Yunan Büyükelçisi işgali kabul ederken, vatan topraklarında Yunan bayrağı dalgalanırken ve Yunan askerleri elini kolunu sallayarak dolaşırken, Yunan savaş gemileri Türk karasularını, Yunan savaş uçak ve helikopterleri Türk hava sahasını ihlal ederken, Başbakan Binali Yıldırım Türk topraklarına pasaportla girerken, Türk Dışişleri Bakanlığı’nın işgal olmadığını iddia etmesi, kamuoyunu yanıltma ve işgalin üzerini örtme amacını gütmektedir.

Türk Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasındaki iddia ve tezler hiçbir zaman gerçekçi olmayan hayal mahsulü Yunan tezleri ile örtüşmektedir. 242 No.lu açıklama, Türk Dışişleri Bakanlığı’nın kurumsal yapısına yakışmamış ve tamamen yalan olan Yunan iddia ve tezlerine destek vermiştir.

Ümit YALIM
Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87