Aile hekimleri, çalışma saatleri ve nöbet sistemini protesto amacıyla bugün iş bıraktı. Muayene için aile sağlığı merkezlerine gelenler, geri dönmek zorunda kaldı. Yeni doğan bebeği kontrol için getiren baba, merkezin kapalı olduğunu görünce tepki gösterdi. Sağlık Bakanlığı müsteşarı da eylem için yorum yaparak, 'Bu bir nöbet, gece acili değildir' dedi...
Bugün Türkiye genelinde günde 12 saat çalışmaya ve getirilmek istenen nöbet sistemine karşı çıkan 21 bin aile hekimi seslerini duyurmak için iş bıraktılar. Doktorlar günde 12 saat çalışarak hastalarına düzgün hizmet veremeyeceklerini bunun da toplumun genel sağlığında bozulmaya neden olacağını söylediler.

Yağmur altında gerçekleşen protesto eyleminde konuşan AHEF Genel Başkanı Dr. Murat Girginer, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun aile hekimlerinin nöbet uygulamasından taviz verilmeyeceğine yönelik açıklamalarını değerlendirdi.
Tabip Odası ve Türk Sağlık-Sen üyelerinin de destek verdiği eylemde konuşan AHEF Genel Başkanı Dr. Murat Girginer, şunları kaydetti:
"Daha önce aile hekimlerinin nöbetleriyle ilgili Sağlık Bakanı’nın söylediği ‘aile hekimlerini acilde eğiteceğiz’ diyerek yola çıkıldı. Daha sonra ‘aile hekimlerine acilde ihtiyaç var’ ve sonrasında, baktılar aile hekimleri acilde nöbet tutmuyor ‘Aile hekimlerinin 24 saat çalışmaya zorundadır, nöbetsiz aile hekimi olmaz’ açıklamasından sonra şimdi yeni bir şey, ‘aile hekimlerini ailelerle daha çok bir araya getirmek istiyoruz’ deniliyor. Biz aslında ailelerle daha çok bir araya geliyoruz ama Sağlık Bakanı ne mesai saatlerimizin farkında, 08.00 ile 16.00 olduğunu söylüyor. Bizler, 08.00 - 17.00 saatleri arasında birinci basamak aile sağlığı merkezlerinde, koruyucu sağlık hizmetlerinde halkımıza laikiyle sunuyoruz. Halkımızın memnuniyeti de bunu gösteriyor. Türkiye genelinde halkın aile hekimlerinden memnuniyet oranı en çok memnuniyet yüzde 78 ile aile hekimliğinde. Ama hekimlere sorarsanız, hekimlerin yüzde 90’ı bu işten memnun değil. Aile sağlığı merkezleri sayın Bakanın söylediği gibi acil hizmetlerinin sunulduğu yerler değil, ne tıbbi olarak ne de personel olarak yeterlidir. Halkı buraya yönlendirmeye çalışması son derece büyük bir tıbbi hatadır. Olacak sorumlulukları da tamamıyla Sağlık Bakanı’nın taşıyacağını ifade ediyoruz."
"Sağlık Bakanlığı'nın bizi bir banka memuru, tapu memuru gibi çalıştırmaya çalışmasından son derece hicap duyuyoruz. Sayın Bakanın bize taviz vermeyecek şekilde ‘Cumartesi günü çalışacaksınız’ şeklinde zorlamasına cevap veriyoruz. Biz de aile hekimliğinden taviz vermeyeceğiz. Aile hekimliğini sonuna kadar savunacağız. Çünkü; Sağlık bakanını yaptığı açıklamalarla iki senedir nöbetle başlayan, daha sonra uzatılmış mesai şeklinde aile sağlığı merkezlerinde herkesin kendi aile hekimin değil nöbetçi hekimden hizmet alması, eki sağlık ocağı sistemine dönüştür. Biz de halkın eski sağlık ocağı sistemindeki gibi sıralara kimin kim olduğunu bilmeden, ilaçlarının ismini bilmeden hizmet almasını istemiyoruz. Çünkü Aile hekimliği koruyucu sağlık hizmeti niteliğinde olan tedavi amaçlı hizmettir. Dolayısıyla aile hekimliğini sona erdirecek her türlü düzenlemeye karşıyız. Eski sağlık ocağı sistemine dönmek halkın sağlığını koruyacak bir uygulama değil. Aile hekimliğinden de taviz vermeyeceğimizi herkese ilan ediyoruz. Halkımız da bizim yanımızda. Saat 17.00 sonrası veya hafta sonu hizmet talebi yok. Birinci basamakta tüm dünyada olduğu gibi koruyucu sağlık hizmetleri mesai saatleri içerisinde saat 08-17 arasında sürdürülür. Biz de yetkilileri bilince davet ediyoruz. Aile hekimliğinden taviz vermeyeceğiz."
İbrahim Çelik, yeni genelgeyle dinlenme hakkı elinden alınan, tek taraflı sözleşme dayatan, iş güvencesi olmayan, istismara açık ceza puanlarıyla, para kesintileriyle kendine has özel ’çağdaş kölelik çalışma düzeni’ dayatıldığını belirterek, şöyle konuştu:
Türkiye'nin birçok şehrinde olduğu gibi Adana'da da M. Yusuf Televi Aile Sağlığı Merkezi'nin kapısına eylemlerden dolayı kilit vuruldu. Merkeze muayene olmak için gelenler, ya evlerine döndü ya da başka hastanelere gitmek zorunda kaldı.


Merkezin kapısına asılan Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu’nun açıklamasında ise şöyle denildi: Aile hekiminiz diyor ki; Aile hekimliği koruyucu hekimliktir. Gelecek nesiller için aile hekimliğine sahip çıkın. Kendi aile hekiminizden hizmet alabilmek için nöbetçi hekimi değil aile hekiminizi bulabilmeniz için aldığınız hizmetlerin aksamaması için 12 Aralık 2014 Cuma günü iş bırakma eylemi yapıyoruz. Maksadımız sesimizi duyurmak Bugün bize sahip çıkmanızı bekliyoruz.”

Türkiye'de toplam 125 bin hekim görev yaptığını belirten Prof. Dr. Eyüp Gümüş, “Bunların 84 bini sağlık bakanlığı bünyesinde 26 bin özel sektörde 15 bin hekim üniversite kurumlarımızda toplam 125 hekimimiz Türkiye'de hizmet ediyor.Bunlar içerisinde 21 bin 350 kişilik bir aile hekimliği kadromuz var. Aile hekimlerimiz gerçekten bugün olduğu gibi bundan sonrada giderek artan oranda sağlık bakanlığımızın politikaları çerçevesinde başta kronik hastalıklar olmaz üzere, anne çocuk sağlığı noktalarında ve birinci basamak sağlık hizmeti noktasında fevkalade önem arz eden bir alan olacak. Bizimde bundan sonraki süreçte stratejik bir birimimiz olacak. Çünkü Sağlık Bakanlığı hastaları tabii ki tedavi edeceğiz ama hastalıklardan da milletimizi vatandaşımızı korumamız lazım. Koruyucu sağlık hizmetinin temel olarak alanı aile hekimliği alanıdır ve aile hekimliği giderekte güçlendirilecektir. Son 10 yılda çok ciddi bir şekilde Türkiye'de vatandaşlarımızın sağlığa erişimi arttırılmıştır. Aile hekimliği sistemi ile hemen yanı başında mahallelerinde aile hekimlerini giderek basit hastalıklarının tedavisinde veya koruyucu sağlık hizmetleri konusunda hizmet almaları hedeflenmiştir. Böylelikle hastalarımızın gereksiz yere büyük hastanelerimize ikinci ve üçüncü basamak dediğimiz büyük merkezlerimize gelmeleri önlenmiş olmaktadır. “ dedi.
“Bir tarafta acil servisimizdeki hekimler bir gece 2 bin hastayla maruz kalırken öbür tarafta aile sağlığı merkezlerimizi en azından cumartesi kapatmamız demek oralara yığıntının veya oralara vatandaşlarımızın çok yoğun gitmesi demek. Biz bunu bir şekilde hafifletmek istiyoruz. Türkiye'de her yıl yaklaşık 5 bin yeni hekim mezun oluyor. İki yıl içerisinde zaten yeni mezunlarla birlikte aile hekimi sayımızı 30 bine çıkardıktan sonra daha da güçlü bir aile hekimliği sistemimiz olacak. Sağlık Bakanlığımız bundan sonra Halk Sağlığı kurumumuzu güçlendirmeyi özellikle birinci basamak dediğimiz hastalıklardan korunmanın hedef alındığı stratejiyi bundan sonra gündeme getirecek. Bir hasta kanser olduktan sonra onun tedavi edilmesi hem ciddi problem, maliyetleri var, hastaya faydası yok, komplikasyonları var ve hastayı kaybediyoruz. Ne yaparsak yapalım bir süresi oluyor. Önemli olan bizim insanımızı hastalandırmamak. Bu bakımdan koruyucu sağlık hizmetlerimizi, aile sağlığı merkezlerimiz güçlendireceğiz. Bunun alt yapısını hazırlıyoruz. Aile hekimlerimizin ofisleri yeniden dizayn edilecek. Sağlık Bakanlığı yeni bir vizyonla aile sağlığı merkezi projesini gündeme getiriyor. 2015 başından itibaren tanıtacağımız bu proje ile aile hekimlerimiz bu mekanlarda hizmet verecek. Fiziki mekanlarıyla gerçekten üstün özellikleri olan aile sağlığı merkezlerimizi Türkiye'de kuracağız. Yaklaşık 2000 aile sağlığı merkezimizi inşa edeceğiz. Hadisenin temeli de biz vatandaşımıza cumartesi günü de elimizi uzatmak istiyoruz. Aile hekimlerimizle beraber. Ve aile hekimliği sistemimizi güçlendirmek istiyoruz."
Gümüş, “Aile hekimliğinde sevk zinciri sistemine ne zaman geçilecek?" şeklindeki soruya, “Yeni kuracağımız bu fiziki mekanlarla beraber tabiki bir sevk zinciri oluşturacağız. Tabiki bunu bir anda yapmak toplum açısından bir sıkıntı oluşturabilir. Bazı illerimizde başlayarak pilot çalışmalarla geçmek istiyoruz. 2015 yılında 4 ya da 5 ilimizi planlıyoruz. Buralarda sevk zincirini oluşturacağız. Aile hekimliğine gelen buradan sevk olan vatandaşlardan mesela katkı payı almamak gibi. Böyle özendirici tedbirler olarak toplumumuzu oraya kanalize etmek istiyoruz.“ dedi.
Hürriyet Gazetesi