Gündem:
ÖZDİL HÜRRİYET'TEN AYRILDI, İŞTE O YAZI!
ÖZDİL HÜRRİYET'TEN AYRILDI, İŞTE O YAZI!

Hürriyet gazetesinde Enis Berberoğlu’nun Genel Yayın Yönetmenliği’nden istifasının ardından ikinci kriz Yılmaz Özdil konusunda yaşandı... Özdil’in Başbakan Tayyip Erdoğan’ı eleştiren son yazısına sansür uygulandı. Özdil’in, Başbakan adayları tartışmasına değindiği yazıda, Erdoğan’dan boşalacak makam için Bilal Erdoğan’ı işaret eden ironik bir üslup kullandığı belirtildi. Özdil’in Erdoğan’ı eleştiren yazısına son anda müdahale edildiği ve ilk baskılardan itibaren gazeteye konmadığı kaydedildi.

İSTİFA İDDİASI

Özdil'in yayımlanmayan yazısı sonrası bazı medya organlarında "Özdil'in gazeteye istifasını sunduğu" ve kendisini arayanlara “Benim için artık Hürriyet defteri kapandı” yönünde sözler söylediği iddia edildi. Ancak Hürriyet'ten yapılan yazılı açıklamada istifa iddialarına ilişkin bir bilgi verilmemesi dikkat çekti.

Doğan Yayın Holding’in, bugün saat 12.00 sularında hürriyet.com.tr'den yaptığı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

HÜRRİYET'TEN AÇIKLAMA

Hürriyet gazetesi de söz konusu durama ilişkin bir açıklama yayınladı. Açıklamada, "Yazarımız Yılmaz Özdil’in bugün yayınlanması gereken yazısında, Doğan Yayın İlkeleri’ne aykırı bazı ifadeler yer alıyordu. Ancak Özdil, değişiklik yapmak yerine yazısının yayınlanmamasını tercih etti" ifadelerine yer verildi.

İŞTE HÜRRİYET'İN YAYIMLAYAMADIĞI O YAZI

Özdil'in yayınlanmayan yazısının tam metnidir;

BAŞBAKAN KİM OLSUN?

Valla benim içimden geçen isim, Bilal…

Birincisi, devlette devamlılık esastır, devlet dediğin babadan oğula’dır.

İkincisi, hiç unutmam, 2005 senesinde Brüksel’deki NATO zirvesinde, ABD Başkanı Bush, İngiltere Başbakanı Blair ve bunun babası bir araya gelmişti, Bush parmağıyla bunu gösterip “çalışıyor mu bu” diye sormuştu, babası “çalışıyor” demişti, Bush da daha bi saniye önce çalışıp çalışmadığını bile bilmediği halde “çok akıllı bi çocuk” demişti, Blair de gülerek “tıpkı babası gibi” demişti.

Üçüncüsü, Bush’la Blair haklıydı, hakikaten çok zeki bi çocuk… Küçükken okuyacak parası bile yoktu, Remzi’nin bursuyla okudu. Şimdi, çalışarak kazandığı paralarını 48 saat sıfırlıyor, hâlâ 30 milyon avrosu kalıyor, zekâsını düşün yani.

Dördüncüsü, milletvekili olmasına filan gerek yoktur, doğuştan milli egemendir, “23 Nisan” doğumludur. Seçim meçim yapılmasın, çocuk bayramı’nda makama oturtulsun, bi daha kalkmasın, ister assın ister kessin.

Beşincisi, vakıfçı olduğu için memlekete dair her mevzuya vâkıftır… Babası ne zaman sıkışsa onu arar, telefon eder, Fenerbahçe’yi şöyle yap der, telefon eder, şu işadamını kucağa oturt der, telefon eder, çiftlik ne oldu diye sorar. Gerçi biraz yavaş anlar, ha bire anlamadım babacım der ama, olsun, o kadar kusur kadı kızında da olur, imam oğlunda da olur. Bilal’den şahane başbakan olur.

*

Bilal olmazsa…

Hayırsever Rıza cuk oturur.

*

O da maaşallah Bilal gibi zekâ küpü, henüz 26 yaşındayken 86 milyar dolarlık altın ihracatı yaptı.

Ayrıca… Bakanların yarısı zaten emrinde.

Hayırsever olduğu için, seviyor bakanlarımızı. Kimine kol saati alıyor, kimine takım elbise alıyor, kimine çikolata kutusu gönderiyor. Bakanlarımız da onu seviyor. Mesela, içişleri bakanımız gerekirse önüne yatıyor.

Başbakanımız “yuh çekersen, tokadı yersin” diyor, vatandaşları yumrukluyor, yerlerde tekmeletiyor, Rıza da “hırsız var” diyeni, korumalarına yakalattırıyor, ağzını burnunu kırdırtıyor.

Tam halef-selef olsun.

Böyle başa böyle tarak olsun.

*

Yok eğer, Rıza da uymazsa…

Müteahhit Cengiz olsun.

*

Malum “tecavüz kaçınılmazsa, zevk almaya bak” derler, nasıl olsa milletin orasına koyacak, bari başbakan olarak koysun. Ahaliyi donuna kadar soymalarına rağmen, ahali itiraz edeceğine “soyuyorsa beni soyuyor, sana ne” diye kavga ediyorsa… “Gör bak, milletin orasına koyacağız” diyen müteahhit Cengiz’e törenle plaket veriliyorsa… Allah yardımcımız olsun, müteahhit Nihat da bu Cengiz’in başbakan yardımcısı olsun.

Çünkü n’aapsın bu şartlarda Nihat, koymazsa kabahat.

*

Müteahhit Cengiz de olmazsa…

Sayın Apo olsun.

*

Hatırlarsınız, tapesi sızmıştı, “Tayyip’in beni üçüncü kişi olarak konumlandırması tesadüf değil” demişti. Nedir devlet protokolü? Birinci kişi cumhurbaşkanı, ikinci kişi meclis başkanı, üçüncü kişi başbakan… E madem öyle, tesadüf olarak kalmasın, resmiyet kazansın, “Yeni Türkiye” protokolüne geçilsin. Apo tek başına başbakan olmasa bile, hiç olmazsa eşbaşbakan olsun.

*

Yasin el Kadı, dışişleri bakanı olsun. Recep İvedik, kültür bakanı olsun. Orhan Gencebay, Bülent Ersoy, Hande Yener, Mustafa Sandal, Alişan, Cengiz Kurtoğlu, Berdan Mardini, Ece Erken, Şafak Sezer kabineye girsin, Burhan Kuzu gene bi şey yapılmasın, düz milletvekili kalsın, delirsin. Acun, hükümet sözcüsü olsun.

*

Google’dan ayet sallayan, bakara makaracı Egemen Bağış’ı da Ekmeleddin’den boşalan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın başına getirdin miydi, tadından yenmez gari.



Haber Habere
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Misafir Avatar
Nazif Yurtseven 10 yıl önce

Tarihi bir yazı kalemine,diline sağlık.Bu kalemler T.C.yı yaşatacaktır.

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87

KAYIP EKONOMİST OLAYINDA YENİ GELİŞME
Balıkesir'in Gönen ilçesinde, 17 Haziran 2023'te sabah yürüyüşü için evinden ayrıldıktan...

Haberi Oku