Rus RT Kanalı ile yaptığı mülakatta Muallim, özellikle Türkiye, Ürdün, Suudi Arabistan, Katar ve bölge dışından daha başka devletlerin Suriye ve halkına karşı komploları ile bu siyasi çözümü engellediklerini, Suriyelilerin kendi aralarında anlaşma çabalarını baltaladıklarını belirtti.

Muallim, bölgesel ve evrensel müdahalelerin Suriye’de çözümü baltalamakla birlikte Suriyelilere yönelik şiddet ve terörü de tırmandırdıklarının altını çizdi.

Rusya’nın Suriyeliler arasında diyalogun Cenevre’de olduğundan daha iyi olabileceği düşüncesinde olduğuna işaret eden Muallim, Moskova’da muhtelif akımlardan muhaliflerle diyaloglar ardından Suriyeliler arasında kapsamlı diyalogun olacağı oturumların Moskova’da düzenlenmesi düşüncelerinin ortaya çıktığını açıkladı.

Muallim Suriye’ye terör ve silah akını olmasının yanı sıra dış müdahalelerin devam ettiği sürece çözüm için zaman cetvel belirlemenin zor olduğunu belirtti. Fakat Suriyeliler arasında yapılacak diyalogun zaman cetveli ve gündemini belirlemenin ise mümkün olduğunu ifade eden Muallim, gündemin başında terörle mücadele olduğunun altını çizdi.

Bölgesel ve uluslararası kimi tarafların rıza ve onayı olmaksızın Suriyeliler arasında bir uzlaşmanın sağlanması ihtimali konusunda Muallim, böyle bir durumun iki durumu aydınlatacağını söyledi. Muallim bu durumların ilkinin dış güçlere tabi olan ve para karşılığında yönlendirilenlerin deşifre olmaları, ikincisinin ise hangi dış güçlerin hala Suriye’nin içişlerine müdahale etme ısrarında olacağının ortaya çıkacağını belirtti.

Muallim Suriye ordusunun Halep ve kırsalında üstün başarılarına rağmen Suriye’nin hükümet ve yönetim olarak akan kanları durdurma özeninden hareketle BM Suriye özel temsilcisi Staffan de Mistura’nın önerisine olumlu yaklaştığını ve kabul ettiğine dikkat çekti.

Muallim hiçbir ilde ve hiçbir bölgede Suriye hükümeti ve sivil kurumlarının idaresi haricinde herhangi bir idarenin kabul edilmesinin kesinlikle mümkün olmadığının altını çizdi.

Terörle mücadeledeki net olmayan politikalar ve niyetler konusunda Muallim, Suriye’nin her daim ABD’nin niyetinden kuşku duyduğunu söyledi. Muallim ABD’nin şayet terörle mücadelede ciddi ve dürüst bir niyeti olması halinde Güvenlik Konseyinden yetki almasıyla birlikte İran, Rusya ve hem karadan hem de havadan IŞİD ile güçlü bir şekilde mücadele eden Suriye’yi göz ardı etmemesi gerektiğini vurguladı.

Muallim hava bombardımanlarıyla IŞİD’i bertaraf edeceklerini düşünenlerin hayal kurduklarını ifade etti. ABD ve müttefiklerinin terörle mücadelede ciddi olmadıklarına bir kanıt olarak ABD’nin bölge müttefiklerinden biri olan Türkiye hükümetinin terörle mücadelede Güvenlik Konseyinin kararlarını yerine getirmediğinin altını çizen Muallim, Türkiye’nin teröristlere desteği ve topraklarında eğitilmelerinin Suriye’de krizin süresini uzatma ve daha fazla Suriyeli kanların akıtılmasının reçetesi olduğunu varsaydı.

Muallim, İsrail’in Nusra Cephesi aracılığı ile Dera ve Kunaytra’da tampon bölge kurma planı yaptığını belirtti. İsrail’in Lübnan’da benzer bir bölge yaptığına işaret eden Muallim, bunun Ürdün sınırları üzerinden daha fazla terörist akını yapma ve teröristleri destekleme fırsatı vereceğini sözlerine ekledi.

İran’ın nükleer programı konusunda 5+1 grubu ile uzlaşmaya varmasının Suriye’deki krize etkisi konusunda Muallim; bunun şüphesiz olumlu yansımaları olacağını belirtti.