İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Bugün buraya gelmeden hemen önce TÜPRAŞ’ın büyük bir yatırımını hizmete açtık. Çok büyük bir gururu teneffüs ettik. Ardından buraya geldik. Burada da yine farklı bir gururu hep birlikte yaşıyoruz. Büyüyen güçlenen gelişen yeni Türkiye’nin yansımalarını, gurur tablolarını hep birlikte müşahede ediyorum. bu yılın ocak ayında Japonya’da yapımı tamamlanan TÜRKSAT 4A uydumuzu teslim almış, 15 Şubat’ta Kazakistan’daki uzay üssünden fırlatılmıştı. Yazılımının tamamını kendimizin ürettiği Göktürk 2’yi de 2012’de Çin’den uzaya göndermiştik.
Bilimsel çalışma yapsın diye alınan elemanlar, cumhurbaşkanını, şahsımı, genelkurmay başkanımızı, anayasa mahkemesini, bakanlarımızı dinlemek için sinsice çalışmalar yürüttü. Bilgileri nerede kullandıkları, kimlere servis ettikleri, sattıkları, peşkeş çektikleri şu anda soruşturuluyor. Evet bunlar soruşturulmuyordu, soruşturulamıyordu. TÜBİTAK içine sızmış bu hainler, yargıya sızmış haşhaşiler tarafından korunuyordu.
Hamdolsun şimdi TÜBİTAK arındırılıyor, tam temizlendi demiyorum ha, sayın bakanım, tam temizlendi demiyorum. Tam temizleneceğinin umudu içindeyim. Aynı şey yargı içnde geçerli. Bu haşhaşi ur’un baskısından, şantajından inşallah onu da temizleyeceğiz. Oradaki yuvalanmaları da çok ileri derecede.
Günlerdir bazılarının tv ekranlarından hüngür hüngür ağladıklarını görüyorsunuz. Hayret, bir gün iki gün değil ya bir haftadır bakıyorsunuz, şu kadar kişi alındı alınıyor filan falan haberler. Hani siz örgüt değildiniz? Haberler nasıl yaylıyor görüyorsunuz değil mi? Siz örgüt olmasanız bunları nereden bileceksiniz?
Bazıları, gazetelerinin içerisinde beklemeye başladılar. 'Buradan bizi alamazlar' diye beklemeye başladılar. Zannediyorum bir ikisi kaçıverdi bu arada. Eğer dürüstseniz o zaman durun. Çağırıldığınızda da gelin teslim olun. İhanet suçlarını çok iyi biliyorlar. Şov araçlarını da iyi kullanıyorlar. Başlarına gelecek olanı biliyorlar.
Uluslararası odakların hatta belki de istihbarat örgütlerinin kaynaklarını kesiyoruz bu adımlarla. TÜBİTAK’taki ihaneti fark ederek, maşaları tasfiye ederek Türkiye düşmanı çevrelerin tuzaklarını bozuyoruz. Bu o kadar önemli. İşte onun için sadece içerde değil, dışarda da feryat var.
Daha önce de söyledim. Paralel yapı tek başına bütün bu kurguyu kuracak idare edecek zekaya, birikime, beceriye, sahip değildir. Bunları maşa olarak kullanan bir üst akıl var demiştim, hatırlayın. İşte yaygara koparıyor. Üst aklın uzantıları var. Bir yıl boyunca biz yetkimiz dahilinde bunların inlerine girdik. TÜBİTAK bunların inlerinden biri haline getirilmişti, oraya girdik. Emniyet gibi, TİB, KOSGEB, kurumlardaki kurguların bozduk.
Ancak bütün delilleri ortaya koymamıza rağmen yargı bu ihanetin üzerine gitmiyor, gidemiyordu. Yargıyı da bu tehdit ve şantajdan kurtardık. Çeteleşmeyi de çökerttik. İşte şu anda yargı da bu değişim dönüşümle birlikte bir normalleşme sürecinin içerisinde girecektir.
Bir şekilde bu iddiaların üzerine gidecektir. Eski Türkiye’de değiliz artık. Masumların ceza alıp suçluların dolaştığı bir Türkiye yok. Masum ile suçlunun hassasiyetle birbirinden ayrılacağı, hukukun en temiz şekilde işleyeceği bir Türkiye var. Hiç kimse timsah gözyaşı dökmesin. Feryadı figan ortalığa dökülüp, zavallılığını dünyaya sergilemesin.
Tutturdular molla Muhammed. İki gözü yüzde 90 görmüyor, 122 kişiyi içeri aldılar. Adamcağız 17 yıl tutuklu kaldı ya. Niye? Pensilvanya’ya aykırı ifadede bulundu. Onun gibi düşünmedi, yaşamadı. Ve onların 17 yıldan sonra çıkıp açtıkları dava ile yaptıkları müracaatla işte şimdi halkalar sökülmeye başladı. Özellikle medyanın ve siyasetin bu hukuk süreçlerinde ulusal algı operasyonlarından uzak durulması kaçınılmaz bir sorumluluktur. Herkes hukukun işleyişine yardımcı olacak, sorumlu davranacak. Ama bu ülkede 15 yıldır korkuyla, yurtdışında yaşayıp, yasa dışı işler yaptıranlar var. gemiyi daha ilk rüzgarda terk edip, binlerce kilometre uzağa kaçanlar var. İşlediği suçun boyutunu bildiği için korkup kaçanlar var. Bunların hepsi tek tek ortaya çıkacak. Yurtdışındaki inlerinde de takip edilecek. İnşallah bundan sonra her bir kurum artık sadece kendi işini yapacak.
Hürriyet Gazetesi