Necip Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu aradan geçen yıllarda Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı oldu.

Şengül Hablemitoğlu’yla yaptığımız söyleşide ilk olarak kızlarını sorduk.

Gözlerinin içi parladı; gülümseyerek “Ben çok şanslıyım” dedi. Hablemitoğlu, suikastin üzerinden geçen 12 yılda yaşadıklarını ve soruşturmalarda gelinen noktalarla ilgili sorularımızı içtenlikle yanıtladı. 

- Suikast olduğunda kızlarınız çok küçük yaştaydı. Olaydan sonra nasıl etkilendiler? Neler yaşadınız?

Onlar olumsuz etkilenmesin diye ben onlara paratoner oldum. Hem anne hem baba oldum. Çok da memnunum bundan. Onlar da bu süreçte çok şey öğrendi. Biri hukuk mezunu oldu, biri dil bilimci olacak. Onlar son derece farkındalığı yüksek, akıllı, sevgi dolu, mutlu iki genç kadın oldular. Ben çok şanslı bir insanım.

- Gülen soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Hablemitoğlu suikastine yönelik de Emniyet Müdürlüğü’nden bilgi istedi. Bu soruşturmayı olumlu buluyor musunuz?

Soruşturmanın canlandırılıyor olması bizim için çok önemli ama sonuç göremiyoruz; bütün mesele o. Açılıyor ama neredeyiz, onu göremiyoruz.

- Savcılar bu konuda bilginize başvurdu mu?

Bir görüşme talebinde bulunmadılar. Bizimle, avukatımla, benimle görüşmeyi dilerse kendisi her zaman hazırız. Nerede olduğumuz yerimiz yurdumuz belli, ilgi gösterirse teşekkür ederiz. 

- Suikastten bu yana yürütülen soruşturmalar sizi tatmin etti mi?

Başlangıçtaki soruşturma hiç tatmin edici değildi. Olayın ilk olduğu andan itibaren yürütülen soruşturmaya ilişkin bir takım detayları ben zaten Sessiz Ağıt kitabımda anlattım. Ama geçen 12 yılda ne yaptıklarına dair de bir bilgimiz yok. Siyasilerin birtakım söylemleri var, ana muhalefet partisinin geçmiş yıllarda verdiği cinayetle ilgili soru önergeleri var. İçişleri Bakanlığı’nın ona verdiği yanıtlar var. Bizim başvurumuz ve alamadığımız yanıtlar var. Dosyanın bir şekilde yeniden açıldığı söyleniyor ama ondan bir türlü haberdar olmuyoruz. 

TETİKÇİYİ BULSALAR RAZIYIM

- Nuh Mete Yüksel soruşturmanın klasörlerine Gülen’in CIA ajanı olduğuna dair Necip Hoca’nın makalelerini koymuştu?

Necip, bunları makalelerinde çeşitli dipnotlarla göstermiş ve belgeleyerek yazmıştı.

Davanın da müdahil ve tanığı olarak yer alacaktı.

İşin enteresan tarafı aynı dönemde 2001 yılında yayımlanan Alman vakıfları kitabı var. Ve Alman vakıflarıyla ilgili açılan davada da müdahil ve tanık olarak konuşacaktı.

Necip öldürüldü, 1 ya da 2 hafta sonra o dava da düştü.

Benim istediğim bir tek şey var; tetikçiyi bile bulsalar ona bile razıyım.