YAZALIM DEDİK!

Yazanlar bilir en zor şey yazıya başlık koymaktır. Bu konuda başarılı olmadığımı bilirim- bilirsiniz! Düz başlık okutmaz, dikkat çekmez, ilgi görmez, okuru çekmez, haberi ya da yazıyı öne çıkarmaz. Önemli olan mesajı olan başlığı bulmaktır, sorgulayan, dikkat çeken, okutan başlığı koymaktır. Okur bu tür başlığı sever, okumayı düşünmese de şöyle bir göz atar. Baştan yazıp açıklamak istedim…

Yine taarruzlu, bağırıp çağırmalı, asıp kesmeli, kafa tutmalı, öfke kontrolünü unutmalı bir hafta geçirdik. İtibar kaybı yaşasak da biz kutuplaştırmayı, restleşmeyi, sıfır diplomasi, sıfır empati, sıfır sağduyuyla yönetmeyi seviyoruz. Mümkün değil ya, neyse deyip, meseleyi tüm çıplaklığıyla ortaya koyarsak konu net ve açık. Şöyle ki;

“Bunu onun yanına koymam.” “Bunun bedelini ödeyeceksin” gibi sözleri kim mi demiş? Erdoğan demiş! Kime mi demiş? Fark etmez! Hep diyor zaten. Bundan sonra ne mi olur? Bakalım! Bilinen o ki Hollanda’yla yaşanan krizin yenir yutulur olmayan iki yönü olduğu, bir diplomatik boyutu, bir de güç gösterisi boyutu olduğu malum. Hoş bazıları durumu fırsata çevirip, Hollanda krizi çok iyi oldu, evet oyları arttı diye teşekkür etti ama!

Bir bu eksikti demeyin, insanı güldürmeyin. Ayar vermek fıtratımızda varsa yedi düvel birleşse vazgeçmez ve yedi düvele karşı çıkarız biz! Zaten yıllardan beri 7 düvel bize karşı değil mi? Başarımızı ve yaptıklarımızı kıskanmıyor mu?  Bunu her düzlemde ortaya koymuyor mu? O halde biz de gereken cevabı veririz! Atış serbest nasılsa…

Allahtan güçlüyüz! Ayrıca fazlasıyla akıl veren, üstten bakan cümlelere karnımız tok bizim.  Batının ölüp bittiği pek çok artımız var! Örneğin 1300 odalı külliyemizi kıskanıyorlar. Üstünden geçen olmasa da yeni köprülerimize, duble yollarımıza, tünellerimize, çılgın projelerimize, damardan girdiğimiz nutuklara, hazırladığımız öneri paketlerine, “Asrın lideri” gibi, “Ümmetin önderi” gibi sıfatlara yanıp tutuşuyorlar…

Sadede gelirsek; Bu batıya ne oluyor! Yok efendim! Bizde haksızlık, hukuksuzluk diz boyuymuş, yöneticiler toplu seslenişlerle halka bağırarak propaganda yapıyormuş, bunları eleştiren kalemler suçlu sayılıyormuş! Sana ne Ey Batı!

Köprüler tam olarak atılmasa bile Avrupa ile ticari ilişkilerimiz bitecekmiş, yatırımlar duracakmış, turist gelmeyecekmiş, iç politika üzerinden dış politika yapmanın faturası ağır olacakmış! Seni ne ilgilendirir Ey Batı!

Unutma! Bizde iç ve dış siyaset hamasi nutuklarla yürür- yürütülür! Bunu öğren artık, ayrıca diplomasinin tüm inceliklerini ve enstrümanlarını senden öğrenecek değiliz! Ey Batı!

Sana ne! İşsizlik oranımızın yükselişinden, işsiz, aşsız, mutsuz ve evine ekmek götüremeyenlerin sayısının 7 milyonu bulmasından! Bizi kıskanman için yeni nedenlerimiz var ne haber? Örneğin 18 yaşındaki gençlerimiz işsiz ama biz onlara milletvekili olmanın yollarını açtık! Senin 18 yaşındaki gençlerin diskoteklerde eğlenirken, bizimkiler TBMM de yasa yapacak! Yaaa!

Yine sizi yönetenler evlerine ve işlerine bisikletle gidip gelirken, bizim büyüklerimiz o kadar çok çalışıyorlar ki evlerine bile gidemiyorlar! Her ne kadar filomuzda 11 özel uçak, 15 helikopter, 1500 Mercedes olsa da! Enerji Bakanı ekrana çıkıyor, Ulaştırma Bakanı ekrandan iniyor. İçişleri Bakanı capcanlı yayında bizleri aydınlatırken, Gümrük Bakanı sırada bekliyor. Dışişleri Bakanı kürsüde iken Ekonomi Bakanı arzı endam ediyor. Başbakan basın toplantısında bağırırken, Erdoğan muhtarlara sesleniyor! Yaaa!

Bize de halk olarak onları tüm gün ve tüm gece capcanlı izlemek, bilgi edinmek, başarılarını alkışlamak, tam ekranı kapatacakken alt yazıda başka bir bakanın az sonra konuşacağı müjdesini alıp sabahlamak kalıyor. Yaaa!

Sen bakma Almanya’da 1 milyon 400 bin, Belçika’da 128 bin, Hollanda’da 248 bin Fransa’da 300 bin derken toplamda 3 milyon seçmenimizin yaban ellerde olmasına! Sizin bu kalibrede yöneticiniz var mı ondan haber ver?

Gelişmemiz karşısında korkmanızı, gücümüzden ötürü paniklemenizi, bize karşı diklenmek için fırsat kolluyor olmanızı anlıyoruz da! Siz bizim başarımızı ne zaman ve nasıl yakalayacaksınız işte onu anlamakta zorlanıyoruz! Son iki örnekle uykularınız daha çok kaçar inşallah!

Başbakan Ardahan’da; “Avrupa’nın siyasetini biz belirliyoruz. Türkiye 16 Nisan’da Avrupa’yı inletecektir” dedi. Topraklarınıza sokmamak için direndiğiniz kadın bakan da; “Bana Ankara’dan cumhurbaşkanımız artık dönebilirsin demeseydi ben orada ölecektim ve oradan ayrılmayacaktım” şeklinde açıklama yaptı! Yaaa!
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87