YUNANİSTAN’dan GİRDİK BULGARİSTAN’dan ÇIKTIK… (2)

ÇYDD Küçükçekmece şube başkanı eczacı Ender Lüleburgaz’ın mesleki ve insani refleksle, erkenden yollara düşüp aldığı kivileri önüme koyuşuna mı duygulansam, yoksa insanın ayaklarını yerden kesen duygu yüklü, vefa yüklü sözlerinin altını mı çizsem?

Çorlu Kültür Sanat Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Pera Dil Akademisi’nin kurucusu eğitimci Ferit Gürsu’nun yabancı dile hâkimiyetine mi, entelektüel sohbetlerine mi, yoksa kitabımı iki ara bir derede imzalatmasına mı şapka çıkarsam? Benzin istasyonunda almak istediğim ancak kuyruk olduğu için geç kalmaktan korkup vazgeçtiğim gazozu araba hareket etmeden önce koşturarak elime tutuşturan kaptanımız Yüksel Çelik’in centilmenliğini mi alkışlasam?

İstanbul’dan Sofya’ya uzanan bu müthiş ve anlamlı gezide yaşadığımız duygu yoğunluğunun yorgun yüreklerimizde açtırdığı bahar coşkusunu mu anlatsam? Selanik ve Manastır’da salona hâkim olan duygusallığa mı dikkat çeksem? Otobüste Manastıra girerken dinletilen; “Manastır’ın ortasında bir havuz”, İstanbul’a girerken dinletilen; “Bir başkadır benim memleketim” adlı parçaların özel olarak seçilmesinin bizlerin yüreğinden taşıp gözlerini dolduran duygu selini mi dillendirsem?

Bendenizin Struga’da Poshka Tiyatrosunda, tiyatronun sahipleri ve Balkan seyyahlarının önünde bir yaprak gibi titreyerek, yutkunarak, duygulanarak, coşarak adeta bir mezuniyet sınavı heyecanıyla sergilediğim tek kişilik oyunun hüzünlendiren ve düşündüren içtenliğine mi dikkat çeksem?

Erikten çöreğe, çikolatadan lokuma, kurabiyeden bisküviye, sudan gazoza ikramda sınır tanımayanların cömertliğini mi vurgulasam? Çorlu Kültür Sanat Derneği Başkanı Bedri Bey ve eşi diş hekimi Ayşin Hanım’la içtiğimiz kahvenin lezzetine mi, yoksa yaptığımız sohbetin derinliğine mi girsem? Aşağı yukarı birbirine yakın yaşlardaki grupların Cumhuriyetimize ve kazanımlarımıza yapılanlar karşısında duydukları kaygıdan mı söz etsem?

Atakent tiyatro topluluğundan Ayhan Çiçek’in otobüstekileri gülmekten kırıp geçiren düzeyli esprilerini, eşi Hatice Hanımın tebessümle karşılamasını; “ben her gün duyuyorum zaten!” şeklinde mi yorumlasam!

Hemşire dostlarımızın tansiyon ve şeker ölçüm aletleriyle isteyenlere ayaküstü sundukları acil hizmeti mi övsem?

Otobüsün en genç iki yolcusu Arda ve Onur’un herkese her an yardıma hazır ataklıklarına mı şapka çıkarsam?

Evlilik yıldönümlerini yolculukta kutlayan Hacer Hanım ve Ahmet Beyin kızları eczacı Nazlıcan’la birlikte sergiledikleri müthiş mutluluk tablosunun daim olmasını mı dilesem!

Fotoğraf çekmedeki ustalıklarıyla adeta birer “Ara Güler” olanların, çektikleri her resmi tüm grupla paylaşmalarındaki cömertliğe mi teşekkür etsem!

Yoksa gittiğimiz pek çok yerde duvara konuşuyormuşuz gibi ilgisiz, insanın yüzüne bakmayan, baksa da “çabuk gidin!” ifadesi taşıyan, kafasını kaldırmadan bir şeyler geveleyen, muhabbetsiz, suratsız selamsız sabahsız personele acilen hizmet içi eğitim şart mı desem? Yetinmeyip ortak yakınmamız olan bu ilgisizliğin havada kalmaması için, “Eyyyy Balkan hizmet sektörü çalışanları! Bu sektörde çalışıyorsanız saati doldurup kaçayım olmaz, beden dili şart, (şirketlere verdiğim eğitimlerde en çok üzerinde durduğum konudur bu.) Siz konuşmasanız da bedeniniz ve gözleriniz konuşsun. Yemeği ya da kahveyi kafaya atar gibi sunmayın. Müşteriyi aptal yerine koymayın, onu yolunacak kaz gibi görmeyin, siz kaybedersiniz unutmayın” mı desem?

Yoksa tüm olumsuzlukları görmezden gelip, güzellikler bitince yüreğimize yerleşenlere kallavi bir selam mı çaksam? Bilemedim.

Bildiğim o ki işbirliği, özveri, içtenlik, kahkaha, gözyaşı ve anılar bu 5 günlük gezinin özeti oldu. Otobüsü dolduranlar; gençlikle toyluk, yaşlılıkla deneyim, yıllar ve yollar arasında gidip gelirken Demir, Yiğitcan ve Mert adlarını taşıyan üç çocuk yolcunun espri ve sözlerine gülüp durdu…

Not: Balkanlar yazı dizisini merakla okuduğunuzu biliyorum! Yerim dar, devamı yarına…

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87