AÇIK EKSİLTME!

Gerçekten bizim anlı şanlı basınla, dünya ölçülerinde olan liderlerimizin açıklama, yorum, görmezden gelme, küçümseme, abartılı ifadelerini, hele de masum teşbihlerini dinlemeye artık halimiz, vaktimiz, sabrımız, enerjimiz kalmadı.

Keşke yöneticilerimiz öncelikle ve özellikle danışmanlarına ve parti sözcülerine önce aranızda anlaşın diye sıkı bir talimat çekse! Derslerinize daha iyi çalışın dese! Neden derseniz! Bu işe soyunanların verdikleri sayılar öylesine yanlı ve yanlış, hele de açıkladıkları konular o kadar birbirinden farklı ki! Örneğin yorumlar savundukları değerlerin tam tersi! Ne olacak bunun sonu? Ya da bu telaş niye? Arkadaş! Bu rol çalmak niye? Bi oturun, bi sakin olun, bi aranızda anlaşın sonrada mikrofonların önüne geçin olmaz mı?

AKP genel başkanı ve CB açıkladı; “AB karar versin! Bizim B ve C planlarımız var!” normal olarak bu büyük açıklama üzerine danışman ordusu ya da sözcüler, iki kelam etmez mi? Edilmedi, etmediler, edemediler…

Oysa yönetime ve ekibine düşen şey ülkeyi ilgilendiren konularda net bilgiler vermek, iç barışa giden yolları döşemek, dış politikada lif lif dökülmenin önüne geçmek, izlenen sert politikaları gözden geçirmek, sertliğin egemen olduğu konuşmalara, zehir gibi acı ve yakıcı ifadelere dur demek ve sertliğin sertlik doğurduğunu unutmamak olmalıdır.

Benden olanlar ve benden olmayanlar diye diye, inatlaşarak gelinen nokta ortada iken, birileri her şeyi söyleyip, birileri de sadece onaylayarak alkışlarken ortaya çıkan dikensiz gül bahçesiçok övündükleri demokrasi anlayışlarıyla bağdaşır mı?

AKP’nin başarı efsanelerinden olan ve bunca emek verdiğimiz Katar sorunu için, tam da Erdoğan Katar’a gitmeye hazırlanırken; Körfez ülkelerinin “bu bizim sorunumuz” demesi dostluğa ve verdiğimiz emeğe sığacak bir davranış sayılır mı?

Sahne ışıklarının hep üzerlerine çevrildiği konularda hesap vermemek, 412 milyar dolar dış borcu olan bir ülkenin bu noktaya nasıl ve niye geldiğini es geçmek, hesap sorulamayan konumda, hesap verilemeyen yerde olmak adının açılımında adalet yazan bir partinin ilkelerine ve savundukları değerlere ters değil mi?

Dağ gibi sorularla önümüze çıkan ve gündemden hiç düşmeyen konular çığ gibi artarken, eğitimden girip, kadınlardan çıkacağımız onca sorun varken, gerçekleri görmezden gelmek yönetimlerin hesap verebilirliği ilkesiyle bağdaşmadığı için kırılgan eşikler ve güven bunalımı yaratmaz mı?

Kuşkusuz ki, ülkelerin geçmişinde tarihsel dönüm noktaları vardır. Ulusların siyasal yaşamında önemli tarihsel sayfalar vardır. İçeride ve dışarıda bağırarak, muhalefete; “biz olmasaydık yürüyemezlerdi” AB’ye; “Yalvaracak değiliz, kimseye eyvallahımız yok” diyerek tarihsel dönüm noktaları yakalanarak tarihe geçilir mi?

Eskiler ne derler? “Korku ve kibir el ele ilerler!” Keşke demeselerdi…

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87