ADALET YÜRÜYÜŞÜNDEN ÇIKARDIĞIM DERS (1)

Yürüyüş başladığından beri defalarca yazdım ama yetmez, yetmedi, yetmemeli.

Çok çetin, ağır, zor, puslu, dumanlı günlerden geçiyoruz. Coğrafyamız sancılı, ülkemiz yalnızlaştı, komşumuz nerdeyse kalmadı. Türkiye’nin dış borçları 15 yılın rekorunu kırarak 266,7 milyar dolara ulaştı. Özgür yargıya, özgür basına, özgür üniversiteye, gerçek demokrasiyi özlem arttı. İddianamesi yazılmayan binlerce mahkûm var. 20 kişilik koğuşlarda 50 kişinin vardiyayla yatmaya çalıştığı bir hapishane ortamı var. Çocuklarıyla kalan mahkûm annelerin yaşadıkları dram var. Bu arada iktidarı kızdırmanın faturasını ağır ödeyenler var. 178 basın mensubunun içeride olduğu bir basın özgürlüğümüz var!

Ayrıca içte ve dışta bu tabloya eklenecek pek çok şey var, sadece bir kısmı bile insana elinde olmadan soğuk terler döktürüyor ve düşündürtüyor. Öyle ki ekonomik kriz evlilikleri bile vurmuş. Buna göre; son 15 yılda evlilikler yüzde 15 artarken, boşanmalar yüzde 32 artış göstermiş. Tüm bunlar artarak yaşanırken siyaseten çok hassas olan, politik hassasiyetleri tavan yapan(!) siyasal iktidar, iyisi mi öncelikle eğitimi yerle bir edeyim olup bitsin demiş…

Örneğin müfredattan yoğunluğu bahane ederek Atatürk’ü çıkarmalara doyamamış, kendileri için çok önemli olan Rabia konusunu müfredata sokmuş, modern tıbbın karşısına alternatif tıp adı altında “hacamat, kupa” gibi bilimsel kanıta dayanmayan uygulamaları çıkarmış. Ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında yapılan bir protokolle kadın sığınma evlerine “vaize” atanmasının yolu ve önü açılmış. Gözümüz aydın…

Bu arada insanı güldüren, gülümseten, ‘vay be!’ dedirten açıklama, yorum, rüya, yakıştırma ve eylemler de alıp başını gitmiş. Örneğin yollara gübre dökmek gibi, yerlere mermi atmak gibi, “Rüyamda Atatürk’ü gördüm. Bana Kemal Bey’den şikâyetçiyim dedi. Kurduğum partiyi ne hallere düşürdü diye de ekledi!” diyen koskoca anayasa profesörleri gibi! (Adını unuttum, dönüp bakmaya da gerek görmedim!)

Ülke içte ve dışta bunca sorunla baş edemezken, ulaşıma büyük ölçüde zam yapılmış, İSPARK’ta büyük vurgunların döndüğü ortaya çıkmış, Rusya 20.5 ton çileğimizi veteriner denetimi sırasında tehlikeli bulduğu için iade etmiş vb. konuların pek de önemi kalmamış.

Bu uzun ve zorunlu girişi “ne gerek var adalet yürüyüşüne?” diyenleri aydınlatmak için yaptık! Gelelim kitlesel öneri paketine; keşke Adalet yürüyüşüne lütuf göstererek izin verdiğini söyleyen iktidar, biraz da bu yaşamsal bulguları not etse, ciddiye alsa, önem verse, düşünse, etkilense, vicdanlara dokunan kararlar alsa iyi olmaz mı? Ya da 1300 odalı kışlık, 300 odalı yazlık sarayları kadar gündemine alsa, mühürlü kalpler, görmeyen gözler açılsa iyi ve yerinde olmaz mı?

Başlığa dönersek; gazetelerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun kavurucu sıcaklarda 19. Gününü dolduran yürüyüş performansını; “Kılıçdaroğlu yürümüyor, koşuyor, Bionik adam gibi kimseler de hızına yetişemiyor. Dünya çapında bir sporculuk başarısı” şeklinde yazanlar oldu. Çok doğru bir saptama. 40 derecenin üstündeki kavurucu sıcağa aldırmadan dere tepe aşarak yol almanın adı meydan okuma mı olur, “yetti artık!” demek mi olur, bedenini ortaya koymak mı olur, yaşamını riske atmak mı olur, kalıcı hasarlara davetiye çıkarmak mı olur, inanç ve kararlılık mı olur bilemedim. Ama hepsi dense yeridir…

Bugüne kadar siyasal iktidarda görülmemiş bir siyasi çeviklikle, sabrı, sakinliği, hoşgörüsüyle yollara düşen, rekor sıcakta, rekor katılımla yürüyen Kılıçdaroğlu için iktidar kanadı; “Uçağa binsin, trene binsin, bizim yaptığımız yollarda yürüyor!” gibi diplomatik incelikten, politik esneklikten yoksun önerilerde bulunuyor ya! Daha fazla efkâr basmadan, devamı yarına…

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87