ANITKABİR NİÇİN HEDEFTE?..

Hiç kuşkunuz olmasın, "kurbağa teorisi" burada da sinsice işletiliyor... Anıtkabir'de yavaş yavaş hedef tahtasına konuluyor... Hem de çok tehlikeli ve kışkırtıcı oyunlarla!..

Çünkü bağnazı, gericisi, sahte solcusu, bölücüsü ve teröristi her zaman oraya düşman oldu, her zaman orayı hedef seçti;

1990'larda Almanya'da üslenen ve orada sözde "Anadolu Federe İslam Devleti" adıyla uyduruk bir bağnaz örgüt kuran Cemalettin Kaplan güruhuna bağlı militanların Anıtkabir'e havadan saldırı planladıklarını unutmadık...

Vahhabi zihniyetinin, yani El Kaide kafasının Anıtkabir'i havadan vurma planı tutmayınca yerden nasıl sarsarız, nasıl küçültürüz ve bu şekilde de gözden hangi yöntemlerle düşürürüz planı devreye sokuldu...

Peki; unuttuk mu Anıtkabir ziyaretçi sayısının yıllar boyu Genelkurmay tarafından periyodik olarak kamuoyuna açıklanmasını?.. Her yıl en az 7 milyon insanın ziyaret ettiği koca bir Anıtkabir değil mi orası?..

Milyonların her fırsatta oraya akması, bayramlarda ve 10 Kasımlarda izdihama uğraması Gazi'ye düşman çevreleri öylesine rahatsız etti ki, Genelkurmay artık Anıtkabir'i her ay kaç kişinin ziyaret ettiğini bile gizlemeye başladı!..

Tuhaf olan şu ki, Genelkurmay siyasal iktidarın baskısıyla Anıtkabir istatistiklerini açıklamasa da, milyonlar her fırsatta Gazi'ye koştu ve topluma adeta enerji veren o görkemli yapı ve bağrında yatan "inanç" daha da fazla ziyaretçi akınına uğradı...

SİNSİ OYUNUN ASIL AMACI!..

Sonra bir baktık ki, TBMM'de "ilke ve inkılaplar üzerine namus ve şeref" yemini edenler, özel günlerde Atatürk'ün Anıtkabiri'ne gitmemeye başladılar!.. Hastalandı çoğu ne hikmetse, Anıtkabir'e gidilecek özel günlerde!!!

Bu vahim uygulamalar ve yaklaşımlar Anıtkabir'i unutturma, gözden düşürme ve itibarsızlaştırma amacı taşısa da tam aksi oldu ve her düşünceden milyonlarca insan, "gitmezseniz gitmeyin" diyerek Anıtkabir'i bir numaralı ziyaret mekanı olarak sahiplenmeye devam etti...

Ancak derslerde, eğitim müfredatlarında, kamu kuruluşlarının internet sitelerinde, bürokratların makam odalarında, bayramlarda ve özel günlerde, miting konuşmalarında, demeçlerde, açıklamalarda Atatürk'ün silinmesi ve yok sayılması yetmedi cumhuriyet düşmanlarına...

Sokaklarda-caddelerde, anıt ve büstlerin bulunduğu meydanlarda ve hatta stadyumlarda Atatürk adını silmenin tamamen ters teptiğini ve Gazi'ye olan bağlılığın şu kaotik dönemde iyice arttığını gören gafiller, Anıtkabir üzerindeki sinsi oyunlarını her koldan sürdürdüler...

Unuttuk mu Anıtkabir'in yanıbaşına çocuk parkı yaparak, orayı neredeyse lunaparka çevirmek isteyen gafillerin sinsi emellerini?..

O gülünç olay da Anıtkabir'i itibarsızlaştırma, yavaş yavaş çeşitli yapı ve uygulamalarla kuşatma projesinin sözde çocuk masumiyetine gizlenmiş bir tuzağı değil miydi?..

Peki, daha geçen hafta Anıtkabir'in sözde "personel eksikliği" bahanesiyle korunmasız ve bakımsız bırakıldığını tartışmadı mı bu millet?..

Uyduruk gerekçelerle Anıtkabir'in adeta kaderine terkedilmeye başlanmasına toplum isyan etmedi mi?..

CHP'li vekiller, gazeteciler ve yurttaşlar Anıtkabir'de nöbet tutmayı gündeme getirmediler mi?..

Ne yani, Anıtkabir'de bilinçli olarak yaratılan bu ilgisizliği ve başıboşluğu da Gazi'nin her an hedefte tutulduğu bir dönemde rastlantı olarak yutacak mıyız?..

10 MAYIS'taki UYARI!..

Tam da tarihçi kılığındaki hainlerin Atatürk'e saldırdığı Mayıs ayında, bu köşede yeralan "Derin alçakları kim besliyor" başlıklı yazıda, Anıtkabir'e ısrarla dikkat çektiğimizi de unutmayınız... İşte 10 Mayıs 2017 tarihli yazının son bölümü;

"Atatürk'e ahlaksızca saldıranlar belli de, siyasetin pervasızlığından kendilerine görev biçenleri kim salıyor milletin ortak değerlerinin üzerine?.. Laiklik düşmanı, cumhuriyet düşmanı, Aydınlanma düşmanı, uygarlık düşmanı ve tek kelimeyle aslında insan ve insanlık düşmanlarının milleti kışkırtmasına kimler (!) izin veriyor?.. Kim taşırmaya çalışıyor milletin sabrını?.. O halde ey yurttaşlar; ihmal etmeden demokratik protesto hakkınızı kullanınız... Ve de sakın ola unutmayınız; Atatürk'e yönelik hakaretlere, küfürlere ve iftiralara karşı susarsanız, karanlığın pervasız taarruzu daha da artacak ve sıra belki çok kısa sürede Anıtkabir'e gelecek..."

TEYAKKUZ ZAMANI!..

Yukarıdaki uyarının üzerinden 2 ay geçmişken Anıtkabir'e yönelik tehdit zirveye çıktı...

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan'a göre, "Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 11.05.2016 tarihli Anıtkabir Koruma Amaçlı İmar Planı değişikliklerine ilişkin meclis kararı askıya çıktı. Plan değişikliği yeni yapılaşma öngörüyor. Anıtkabir tüm ulusa ait anıtsal bir alandır, her ne amaçla olursa olsun, yapılaşmaya açılamaz."

AKP'liler her olayda olduğu gibi bunu da yalanlamaya kalkışsa da, Atatürk Orman Çiftliği'ni yağmalayan zihniyetin Anıtkabir çevresini de hedef alacağından kimsenin kuşkusu olmasın...

Çünkü Anıtkabir, bağrında yatan inancın toplumda giderek daha

fazla çekim noktası olması nedeniyle, yalnızca bir kabir değil, topluma en zor dönemlerde güç ve "can" verenbir mekan olduğu için de hedefe konuluyor...

Cumhuriyet ve laiklik düşmanları iyi biliyorlar ki, Anıtkabir ayakta kaldıkça cumhuriyet bayrağına güç veren direnç daha da büyüyecek ve toplumun duyarlılığı hiç bitmeyecek...

Evet, Anıtkabir'in imara açıldığına ilişkin AKP'lilerin aksi iddalarına sakın ola inanmayın...

Ve başta CHP olmak üzere cumhuriyetçi tüm partilere, ADD, TGB, ÇYDD ve CKD gibi örgütlere, Anıtkabir konusunda süresiz teyakkuz ve nöbet zamanının geldiğini ısrarla anımsatın... Yoksa bu kara taarruz hiç durmayacak!..

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87