BEDEL NE İÇİN ÖDENİR?
 
Anlaşılır bir durum olmasa da sorum şu? Son 1.5 yılda 33 bombalı terör saldırısında 446 yurttaşımızı kaybettik. Yöneticilerin hepsinin arkasından; “Kanları yerde kalmayacak, misliyle ödeyecekler, gücümüzü test etmesinler, onlar şehit olup, cennete gittiler” şeklinde konuşmasına rağmen her seferinde gücümüz yeniden test edilip, şehit sayısı arttı mı, artmadı mı?
 
Keşke onlar aramızda olsaydı, keşke hayatları ve hayalleri ellerinden alınmasaydı, keşke komşudaki ateşe benzinle gitmeseydik onlar yaşasaydı. Bu deprem, yangın, sel felaketi değil ki kader diye teselli olalım? Neden olduğumuz, alt yapısını hazırladığımız yama tutmayan yaralarımız için neden gencecik fidanlarımız dönüşü olmayan yola gitsin ki?
 
Sorunun özü şu ki; Terörü büyüten politikalar var. Ancak yakın geleceği gören ve hesap eden politikacılarımız yok. Bunun yerine ne var? 14 yıllık tek adam- tek parti iktidarı var. Barışçı dış politika ekseninden uzaklaştıkça terörün Türkiye’ye ödettiği ağır bir maliyet var. Sonuç olarak da insanlarımızı teröre kurban verdikçe omuzlarımızdan inmeyen bir acı ve giderek ağırlaşan bir vebal var.
 
Oysa büyük sorunlar uzlaşı kültürüyle aşılır, reislik mertebesiyle - başkanlık dayatmasıyla değil…
 
Unutmamak gerekir ki devletin görevi vatandaşın can güvenliğini sağlamaktır. Ölümün değil, yaşamın önemini kavratmaktır. Kurumsal ve yasal çizgi “şahadet şerbetini” değil, yaşamın önemini anlatır ve sağlar. Yine unutulmasın ki mevcut ve yerleşik adları değiştirerek; “Şehitler Tepesi, Şehitler Köprüsü, Şehitler Bulvarı, Şehitler Caddesi” gibi yeni isimler vermek, akla daha çok iktidarların kendi ihmallerini örtme çabasını getirir.
 
Erdoğan’ın Çevik Kuvveti ziyaretinde; “Peygamber kucağını açmış sizi bekliyor, en büyük mertebe şahadettir, şehit ailelerini görünce imrendim” şeklindeki sözleri karşısında insanın aklına şehit emniyet müdürü Vefa Karakurdu’nun 6 yaşındaki kızı Duru’nun annesine; “Babam niye o kutunun içinde?” şeklindeki acı çığlığı geliyor. Şimdi gel de babasız büyüyecek olan Duru’ya şahadetin ve cennetin önemini anlat!
 
Ya da Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin Kayseri Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nü ziyareti sırasında; “Hepimiz bir şehit namzediyiz. Allah nasip ederse ben de şehit olurum, inşallah sizler de şehit olun” şeklindeki akıl almaz dua ve dileğini anlamaya çalış!
 
İzmir’den Diyarbakır’a, Kozlu’dan Isparta’ya, Sinop’tan Malatya’ya, Kilis’ten Muş’a, Van’dan Niğde’ye, Samsun’dan Yozgat’a, Konya’dan Eskişehir’e, Bursa’dan İstanbul’a, Gaziantep’ten Şanlıurfa’ya bir memleket kanıyorken yitip giden canların arkasından devlet ricalinin; “son çırpınışları, terör azaldı son olay zayıfladıklarını gösteriyor” gibi açıklamalarına inanmaya çalış…
 
Keşke sorumluluk mevkiinde oturanlar daha akılcı ve akıllı politikalar üretseydi de, günlerdir yüreğimizi kanatan o canlar gitmeseydi…
 
Sevdiklerini, umutlarını, hayallerini, hayatlarını bırakarak gidenlerin önlerinde koca bir hayat vardı. Şimdi yok! Sorumlu var mı? O da yok…
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87