BİR PULSUZ DİLEKÇE!..

Sevgili Uğur Mumcu’nun kitabının adıdır...

Ama bu dilekçe, başka dilekçe!.. Uğursuz, karanlık, “stratejik dostunu”, kurtlar sofrasının tam da göbeğine oturtan bir dilekçe...

-Hem de Beyaz Saray’ın resmi sitesinde!..

Biliyorsunuz, Doğu Akdeniz, ayrı cephelerden bir dolu ülkenin savaş gemileriyle kaynıyor... Irak’la “Musul’a asker gönderme” meselesi yüzünden papaz olduk. İşe İran ve Rusya’da bulaştı. Rusya Birleşmiş Milletler’e başvurdu. E, tabii bu durumda kime güveneceğiz?.. Tabii ki, taa 1952’den beri asli üyesi olduğumuz NATO’ya ve de onun “başkomutanı”, “stratejik ortağımız” ABD’ye doğal olarak, değil mi?..

-Pek öyle görünmüyor maalesef!..

Böyle “felaket öncesi” bir ortamda, Beyaz Saray’ın resmi sitesinde bir dilekçeyle, bir imza kampanyası başlatıldı. Ana başlık şöyle:

-Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türkiye terörü destekleyen ülke ilan edilmeli!..

Dilekçenin içeriği ve altındaki imzayı dikkatinize sunmadan önce, teknik bir bilgi vermem gerek; ABD vatandaşları belli kurallar çerçevesinde dilekçe hazırlayıp, bu sitede imzaya açabiliyor. Ancak ülkeler hakkında, hele bu tür son derece ağır suçlamalar içeren dilekçelerle başlatılan imza kampanyalarına ilişkin bir kural olup olmadığı konusunda açıklık yok. Bu dilekçenin Beyaz Saray tarafından incelenmesi ve yanıtlanması için 1 Ocak 2016 tarihine kadar en az 100 bin kişi tarafından imzalanması gerekiyor. ABD’deki Ermeni lobisi vakit geçirmeden imza kampanyasına destek verdiğini açıkladı!..

Gelelim dilekçenin içeriğine:

-Türkiye’nin, Suriye’de IŞİD hedeflerini vuran bir Rus uçağını düşürmesinin ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Suriye’de cihatçı terörizmi desteklediği inkar edilmez bir gerçektir... IŞİD Türkiye üzerinden petrol satmakta, IŞİD, El Kaide teröristleri ve diğer cihatçı gruplar sınırdan geçmektedirler...

Çok vahim değil mi?. Rus ve dünya medyasındaki suçlamalardan bile keskin!.. Hele bundan sonrası tam bir felaket:

-Türkiye daha önce de Bosna, Çeçenistan, Filistin, Kosova, Gürcistan, Mısır ve Çin’de terörist grupları desteklemiş, komşularına karşı(Kıbrıs’a asker çıkararak, Yunan Hava Sahasını ihlal ederek ve Ermenistan’ı abluka altında tutarak) saldırgan tutum izlemiş, Ermeniler, Rumlar ve Süryanilere soykırım yapmıştır. Bu nedenlerden Türkiye terörü destekleyen devlet sayılmalı, Amerika’yla Türkiye arasında, NATO içindeki ittifak ilişkisine son verilmelidir...

Nasıl, çok aşağılık değil mi?.. Hele ikinci kısımdaki iddiaların her biri için ayrı bir tarih dersini suratlarına bir tokat gibi patlatmak her şerefli Türk yurttaşının görevi olmalı... Şimdi bakalım bu dilekçenin altında kimin imzası var: Adı James Jatras... isim bir şey ifade etmeyebilir. Önemli olan görevi:

-Jatras, eski bir CIA analisti!..

Bilenler, bu gibi durumlarda “eski ile yeni” arasında pek bir fark bulunmadığını bilir!.. Jatras aynı iddiaları, Rusya’nın resmi yayın organı Russia Today Televizyonunun hem orijinal hem de ABD’de izlenen İngilizce yayınında da tekrarladı...

Son söz; böylesine basiretten uzak bir iktidarla nereden gelip, hangi sonu bilinmez sulara yol açtığımızın belgelerinden yalnızca biridir, yukarıdaki dilekçe!..

-Bu kuşatılmışlığı nasıl aşacağız, eyy muhalefet ses ver!..


Ana Muhalefet  liderinin şahane önerisi!..


Ülkenin Doğu ve Güneydoğu’sunda kan gövdeyi götürüyor, art arda şehit cenazeleri geliyor, yurttaşlar kitleler halinde göç ediyor... Sınırımızın hemen yanı başında Türkiye’nin kaderini sonsuza dek etkilemesi, hem de çok acı şekilde etkilemesi muhtemel kabus senaryoları sahneye konuluyor... Basın özgürlüğü neredeyse tamamen rafa kaldırılmış durumda...

-Peki, muhalefet nerede?.

Devlet Bey’i zaten biliyoruz; en yaşamsal konularda “koltuk değneği” görevini aksatmaksızın sürdürüyor... Kemal Bey nerede peki?. Haksızlık etmeyelim; İlk Salı grup toplantısında ortaya çıktı!.. Çıktı, basın özgürlüğü konusunda esti, gürledi veee şahane bir öneri sundu halkımıza:

-Her sabah baskı altındaki medyadan bir gazete alalım!..

Beyefendi, bunun için sivil toplum örgütleri var, gazete okur oluşumları var, var oğlu var... Bu mudur yani?!. Ülke yanıyor, insanlar korku ve öfke içinde, gençlerin geleceğe dair hiçbir umudu kalmamış...

-Kırk yılda bir de olsa çıkın bir liderlik yapın yahu!..


Konsantre olma meselesi!..


Cumhurbaşkanı’nın oğlu Bilal Erdoğan, 1 Kasım seçimleri öncesinde ailesini de alıp doktorasını tamamlamak üzere İtalya’nın Bologna kentine gitmişti...

Türkiye’deki yoğun tempolu işini gücünü bırakıp gitmesi dedikodulara neden olunca, dönüp, bir televizyon programında Türk bayrağı önünde“işte buradayım” demiş, sonra da babasıyla açılışlara katılmıştı...

Bilal Erdoğan önceki gün İtalyan Corriere Della Sera gazetesine bir mülakat verdi. İlginç açıklamalar yaptı. IŞİD petrolünü ihraç ettiği iddiasına,“gidin Koç Ailesine” sorun yanıtı verdi örneğin. Yani IŞİD petrolünün TÜPRAŞ rafinerisinde  işlendiğini ima etti!.. O petrol onca yolu, binlerce TIR’la nasıl kat ediyor, ben de çok merak ettim doğrusu!.. Herhalde bir bildiği vardır. Neyse beni asıl neden Türkiye’den ayrıldığına dair yanıtı ilgilendiriyor; Ülkede kalmak istediğini ama çok fazla insani yardım işi olduğunu belirten Bilal Erdoğan şöyle diyor:

-Türkiye’de olursam dikkatim dağılıyor, ancak burada konsantre olabiliyorum!..

Haklı tabii, sonuçta “insani” meseleler. İtalya paklıyorsa orada olacak, nedir yani...



https://twitter.com/umit_zileli 

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87