BUGÜN NE YAZACAĞIMI BİLİYORUM…

Uzunca bir süreden beri ( 15 yıl kadar oluyor) bizim iç ve dış siyasette bir moda var. (alışkanlık mı demeliydim?)İnkâr etmek, yanlış anlaşılmak, maksadını aşmak, öyle demek istememek vb. Bunca hızlı, kesin ve keskin dönüş nelere yol açar, güven konusunda ne düşündürür, ülkenin başına kısa veya uzun vadede ne işler açılır? Bunları bilen de yok, önemseyen de… 

Kanlı terör olayları, alçakça yapılan suikastlar, bombalı saldırılar, Dolmabahçe,, Kayseri, Ankara ve Elbab’daki olaylar, ekonomik sıkıntıların, açlık ve yoksulluğun önüne geçti. Yığınla soru, yığınla sorun var…

Sırayla gidersek; her şey güllük gülistanlıkmış gibi ya da olacakmış gibi gece gündüz, akşam sabah, yatsı ikindi durmadan konuşulan başkanlık sisteminde; bir yandan meclisin hükümeti en güçlü denetim yolu olan “güvenoyu ve gensoru” kaldırılıyor, diğer yandan başkan kanunları veto edebiliyor. Bu iki madde bile işin vahametini gösterirken bu gözü kapalı evet ve bu destek niye? Anlamak zor! Ama başka zorluklar da var. Ne gibi derseniz? Örneğin; 

Erdoğan’ın işi zor! Bir yanda bir zamanlar can dostu olanlarla geldiği nokta. Bir yanda iç ve dış siyasette yaşanan olaylar. Diğer yanda “Ahhh Halep” diye iç çekmesi. Bir yanda bir zamanlar; “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” dediği askerlerin içte ve dışta bayrağa sarılı cenazeleri. Bir yanda partisinden birinin; “Onlar ölmek için maaş alıyorlar, benim için ekstra bir şey yapmıyorlar” şeklindeki açıklaması. Bir yanda aklı ve burnu bir karış havada, küçük büyük dağları ben yarattım havalarında yanında dolaşanlar. Her yanda heba edilen canlar…

Cumhurbaşkanının işi zor! Bir yanda her sözünü durmadan alkışlayanlar. Bir yanda muhtarlarla yapılan moral toplantılarında yaptığı açıklamalar. Bir yanında her faciadan zeytinyağı gibi üste çıkanlar. Her yanında sorumluluktan kaçanlar, topu başkalarına atanlar, günah keçisi arayanlar ve bulanlar…

Politik öznelerin işi zor! Bir yanda kasaba meydanında nutuk atmakla devlet yönetmek arasındaki büyük farkı görmeyenler. Bir yanda bugün içinde bulunduğumuz bataklıkta rolü olmasına rağmen bugün dediğini yarın inkâr eden cihan pehlivanları. Bir yanda değerlendirme ve yorumları hiçe sayılan ve kale alınmayan bir avuç bürokrat.

Siyasi aktörlerin işi zor! Bir yanda bu çapta çelişkili ve kesin dönüşlerle yürütülen bir dış politika. Bir yanda harekâtın 120.gününde El Bab’da verilen 16 şehit. (toplam 37) Bir yanda tek bir cümle, ek bir açıklama gerektirmeyecek şekilde açıkça sorulan; “Biz orda ne arıyoruz?” sorusu. Bir yanda hangi siyasi nedenlerle ve hangi siyasi tercihlerle olursa olsun Ortadoğu bataklığına saplanışımız.

Ülkeye nüfuz edenlerin işi zor! Bir yanda Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’a yönelik suikastı kendi ideolojik merceğinden gören batı dünyası.  Bir yanda ortada kanlı bir eylem, yerde yatan bir büyükelçi, elçiyi vuran 22 yaşında bir polisle dünya basınına verdiğimiz fotoğraf. Bir yanda suikast dehşetinin ve utancının dış basındaki yankıları. Bir yanda olaylarla baş etmeğe çalışan sadece ruh sağlığını değil, muhakeme yeteneğini de yitiren bir toplum.

İkna mühendislerinin işi zor! Bir yanda bilerek ve isteyerek olmasa da eksen değişikliğinin sebep ve sonuçları. Bir yanda dış basında yankı bulan;  “Türkiye’de ki bombaların nedeni ülkenin birden fazla krizle karşı karşıya olması gerçeğidir” şeklindeki açıklamalar. Bir yanda İngiliz İndependent Gazetesi’nde suikasta yönelik; “Rus büyükelçinin öldürülmesi, Türkiye’nin daha zayıf ve istikrarsız bir hale geldiğinin son göstergesidir” şeklindeki yorum.

Başbakanın işi zor! Bir yanda devletin 16 uçaktan oluşan VİP (uçak) filosu. Bir yanda Fransa’nın Bordeaux kentinde alıcı beklerken Türkiye’nin 77.8 milyon dolar bastırarak Tunus’tan aldığı 56 yolcu kapasiteli, yeni VİP uçak. Bir yanda ve bu ekonomik krizde satın alınan ve boyanması için hangara çekilen ve içinde çalışma ofisi de bulunan uçak. Bir yanda şehit oğlunun cenazesinde üşüyen ayakları kâğıt havlularla sarılan anne…

AKP’nin işi zor! Bir yanda ülkemizin içine düştüğü ve yuvarlandığı, neyin gerçek, neyin sanal olduğunun anlaşılamadığı bir alacakaranlık. Bir yanda yargıya ve güvenlik güçlerine duyulan güven eksikliği. Bir yanda canlı bomba, terör, cinayetlerle sarsılan ülkeye hâkim olan karamsarlık. Bir yanda yaşanılan bu korkunç ortama rağmen tünelin ucunda ışığın görünmemesi…

Kimin işi zor? Bilen varsa söylesin…
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87