CUMHURİYETİ YIKMAYA BİR ADIM DAHA!..

Aslında hep kafalarında yaşattıkları bir projeydi...


Üstelik uzun yıllar önce bir hamle de yapmışlardı; 19 yıl önce!.. 1996 yılıydı... DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’in yolsuzluk dosyaları, Refah Partisi milletvekilleri tarafından Meclis gündemine taşınmış, Çiller iyice köşeye sıkıştırılmıştı. Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar sonucu dosyalar sumen altı edildi ve Necmettin Erbakan’ın Başbakanlığında REFAHYOL hükümeti kuruldu. Cumhuriyet tarihinin en gerilimli, en boğucu bir yılı başlamıştı...


O dönemi anımsatmak için bir, iki örnek vermek gerekirse; en çarpıcısı herhalde Adalet Bakanı Şevket Kazan’ın yaptıkları olur... Kazan bakanlığının yanı sıra, Madımak otelde 35 insanımızı diri diri ateşe veren Sivas Davası sanıklarının avukatlığını da yapıyordu... Şu müthiş fikir de ondan çıkmıştı:


-Kuran’dan bir cüz ezbere okuyan mahkumların cezalarının indirilmesi!..


Ne kadar dahiyane değil mi?!.. İşte bu hükümet zamanında, 1997 yılında bakanlar Kurulu kararıyla, ramazan ayında memur mesai saatlerinin iftara göre ayarlanması kararı alındı. Karar ,“Laik bir ülkede böyle bir karar devlet memurlarının üzerinde baskı anlamına gelir. Gitmeyenler fişlenir, ayrımcılık başlar”  şeklinde eleştirileri de beraberinde getirdi tabii...


Sonra bir yurttaş çıktı, Bakanlar Kurulu’nun bu kararının iptali istemiyle Danıştay’a başvurdu. Danıştay yaptığı incelemenin sonunda yukarıda saydığım nedenlere benzer kaygıları paylaşıp, “yürütmenin durdurulmasına” karar verdi.


-İlk atak başarısızlıkla sonuçlanmıştı!..

 


Laikli
ğin ruhuna El Fatiha!..

 


Yalnızca beş yıl sonra, bu kez “yenilikçi” imajı ile tek başlarına iktidara geldiler...


-Yüzde 34.5 oyla, Meclisteki sandalyelerin yüzde 66’sına sahip olarak!..


Geçtiğimiz 13 yılda neler yaptıklarını, hangi işlerin altına imza attıklarını, sıralamaya kalksam, gazetenin tümü yetmez!.. Ülkeyi ne hale getirdiklerini zaten görüyor, izliyorsunuz; gözleri sımsıkı kapalı olanlar mevzubahis değil tabii...


Bir başbakan olarak, “Başkanlık Sisteminin” ne kadar da yararlı olduğunu anlatmakla görevli, bir Beyin oğlu, Kiziroğlu Ahmet Bey, Salı günü grup toplantısında Türkiye’nin en acil meselesini gündeme getirdi:


-Cuma günleri ile öğle tatilinin ibadet hürriyetini engellemeyecek şekilde kullanılabilmesi için Başbakanlık genelgesi taslağı hazırladık. Bu hepimizin karşı karşıya kaldığı bir güçlüktü.


Başbakan, bu müjdeyi, “Bundan sonra Cuma bayram olacak, herkes Cuma namazına huzur içinde gidebilecek” sözleriyle verdi. Arada lütfedip, “istemeyen de gitmeyecek” de dedi!..


Güzel tabii; işin içine “hürriyet” sözcüğü girince her şey şahane... de ufak bir pürüz var; elinizi vicdanınıza koyarak düşünün bakalım, bu gerçekten bir “inanç özgürlüğü mü” getirecek, yoksa devlet memurlarına “Cuma namazı mecburiyeti mi?!.” Bir tek devlet memuru bu “özgürlüğün” dışında kalma cesaretini gösterebilecek midir acep?.. Fişlenme korkusu yaşamayacak bir tek memur olabilecek midir?!.


Bu genelge söz konusu olmadan önce de “esnek öğle tatili” uygulaması altında Cuma namazına katılmayan memur var mıydı acaba sorusunu da es geçmeyelim lütfen!..


Şimdi, eğri oturup, doğru konuşalım; bunun adı resmen, zaten işletilmeyen “Devrim Yasalarını” bir kez daha iğfal etme, laik devleti din devletine doğru bir adım daha yaklaştırma operasyonudur!.. Bu ülkede “hürriyet” denilince yalnızca din devleti argümanlarına hürriyet anlaşılır...


-Merak etmeyin istediklerini tam olarak alsınlar bunun bile genelgesinin çıkarılacağı günler gelecektir!..

 


Tuzağa düşmek!..

 


Önce iktidara yakın isimler yazmaya başladı.


-Türkiye Rus uçağı meselesinde tuzağa düşürüldü!..


Ben de bu yazıları ve ardındaki soru ve yanıtları bu köşede sizlerle paylaştım. Pazartesi günü Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek bir basın toplantısı düzenleyip, bomba gibi bir iddia ortaya attı:


-Türkiye ile Rusya, ABD’nin PKK/PYD’yi de kullanarak  açmak istediği “ABD/Kürt” koridoruna müdahale edecekti. Erdoğan ile Putin, Rus uçağını düşürülmesinden bir kaç gün önce konuşmuş anlaşmışlardı. Bunu öğrenen ABD Türkiye’ye tuzak kurdu..


Hadi buyurun bakalım!.. Dünkü Aydınlık gazetesinde de başbakanlık kaynaklarının “Tuzağa düşürüldük” sözünü manşete çekti. Yalanlama var mı? Yok! Dahası, Erdoğan’ı “İsrail’e ihtiyacımız var” dedirtecek noktaya kadar sürükleyen uçak krizinin ardında ABD ile birlikte İsrail’in “parmak izinin” olduğu da anlatılıyor!..


Şimdii, Ülkeyi yönettiğini sanan muhteremlerin “Yeni Osmanlı” hayalleriyle, “Stratejik derinlik” martavallarıyla bizi getirdiği yeri gördünüz mü?.. Adını çoktan koymuştuk:


-Kabile devleti!..

https://twitter.com/umit_zileli

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Misafir Avatar
HALİL YILMAZ 8 yıl önce

doğu peri̇nçek koali̇syon ortaği. sen sevi̇n. bi̇rli̇kte hsyk ortakliğiniz var.

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87