DÜNYANIN EN BÜYÜK AİLESİ...

Bu bir çağrı yazısıdır... Sevgili kardeşim Yılmaz Özdil, geçen hafta Hürriyet gazetesindeki köşesinde bir yazı kaleme aldı:

- Değerli okurlar... Asrın iftirasına uğrayan Maltepe'deki arkadaşlarım size mektup yazmak istiyor. Sizin oraya gidebilmeniz mümkün değil, onlar size gelecek, her neredeyseniz oraya... Hem başlarına geleni, hem de memleketin başına geleni anlatmak istiyorlar. Olanı biteni öğrenmek istiyorsanız, gerçekleri bizzat onların ağzından duymak istiyorsanız, lütfen adınızı adresinizi gönderin...

Pazar günü, Kadıköy Belediyesi'nin 90. Yıl için düzenlediği "Benim Cumhuriyetim, Cumhuriyet Benim" açılışında buluştuk. Yılmaz heyecanla anlattı:

-Gerçekten inanılmaz, adres yağıyor, sağanak halinde. Dakikada 30'un üzerinde e-posta geliyor. İş mektup yazmaktan çıktı, "ulusal" kampanyaya dönüştü...

Anlatırken yüzü ışıldıyordu... Profesör de var, garson da

Türkiye'nin 81 kentinden de adres gelmişti...

Yüzün üzerinde ilçeden, köylerden adres yağıyordu... Almanya'nın neredeyse her kentinden, İngiltere, Fransa, İtalya, Norveç'ten gelen adresler vardı. Avustralya'dan, Japonya'dan, Rusya'dan, Azerbaycan'dan, KKTC'den, Özbekistan'dan adres üstüne adres yağıyordu. Belçika'dan, Avusturya'dan, İskoçya'dan, Birleşik Arap Emirlikleri'nden, Romanya, Ukrayna, İsviçre, Hollanda, Danimarka, Çek Cumhuriyeti'nden, İsveç'ten insanlar "Biz de varız" diye haykırıyordu...

İnsanlar, yalnızca adres göndermiyor, duygularını da paylaşıyorlardı. "Bu mektubu asrın iftirasına kanıt olarak saklayacağım" diyen vardı örneğin... "Gelen mektubu eczanemin kapısına yapıştıracağım" diyen de vardı, "butiğimin vitrinine yapıştıracağım", "Tekel büfesiyim cama asacağım" diyen de...

"Profesörler de var" diye anlatıyordu Yılmaz, "garsonlar da var, öğretmenlerin sayısı hakikaten gurur verici, kuaförler var, taksiciler var, mühendisler, bankacılar, arkeologlar, operacılar var, grafikerler, pastaneciler, ev kadınları var.. Ben böyle bir dayanışma görmedim arkadaş, mektubu şarkı yapmaya kararlı müzisyen bile var. Sinemacı var, noterler, çiçekçiler var.."

İnsanlar duyguları kadar, kararlılıklarını da yansıtmışlardı mesajlarına... "Çocuklarınıza abla olalım" diye yazmıştı, Münih'ten Berna... "Bilin ki 8 yaşındaki oğlum Alp, her gece size ve çocuklarınıza dua ederek uyuyor" demişti, Mersin'den Lokman... "Biz var olduğumuz sürece başınızı öne eğdirmeyeceğiz" diye yemin etmişti, Denizli'den Hüseyin... Bursa'dan Asuman, tam da bam teline basmıştı yüreklerimizin:

-Lütfen popomuzu kaldırıp çaba harcayalım, yoksa bu duyarsızlıkla cennetine almayacak bizi yaradan!..

Haydi sizde katılın

Gözlerimiz yaşararak dinledik Yılmaz'ı...

Ve hemen oracıkta karar verdik; "kampanyayı genişletelim, Maltepe, Hasdal, Silivri, Sincan, Mamak, Asrın iftirasına uğrayan tüm kahramanlara gönderelim adreslerimizi dedim ben.. Uğur Dündar, "yükseltelim kampanyayı" diye destek verdi.. Müjdat Gezen, "her kesim katılsın, başta sanatçılar" diye katıldı...

Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, "geçen Sevgililer Günü'nde 'Sevgi Postası' diye bir proje yapmış, kentin çeşitli yerlerine kutular ve kartpostallar koymuş, yazılan mektupları biz adreslerine ulaştırmıştık... Öyle bir şey iyi olmaz mı?" diye sordu, alkışladık.

Şimdi sıra sizlerde; Yılmaz'ın deyişiyle, "Dünyanın en büyük ailesine" katılmak istemez misiniz?.. İster doğrudan, o kahramanların yattıkları tutsak evlerine, isterseniz kampanyanın başladığı adres olan Yılmaz'a, " [email protected]" adresine, mesajlarınızı adreslerinizi gönderebilirsiniz.

Tayyip Bey, geçenlerde, "bu ülkede artık ulusalcı mulusalcı yok" demişti...

-Göstermek istemez misiniz?!.
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87