FETOSAVAR!

Avukat Celal Ülgen’i, özellikle Ergenekon,
Balyoz davaları sürecinde
Silivri mahkemelerindeki kişilikli
tam bir hukuk adamına yakışır savunmalarından anımsarsınız.
Tabii bir de sık sık çağrıldığı tartışma programlarında
babacan/sakin üslubuyla tezlerinden!
Celal Ülgen ile hafta sonunda
"Uğur Dündar’la Halk Arenası"na konuk olmak
için geldiği Karşıyaka’da beraberdik.
Uzun uzun söyleştik...
Hukukun askıya alınmasından
sevgili Gökmen Ulu-Mediha Olgun’a, şiire kadar...
Celal Ülgen su katılmamış bir 68’li!
Vergi dairesi Müdürü babasının görevi için
Diyarbakır ‘da bulunmuş, ünlü
Ziya Gökalp Lisesi’nden mezun olmuş,
İstanbul’da üniversiteye ‘’sosyalist’’ kimliğiyle
başlamış.
1967-68’de İstanbul Hukuk Fakültesi’nde
Deniz Gezmiş ile 1 ve 2.sınıfı beraber okumuş,
aynı sırayı paylaşmış, fakülte işgallerinde ön safta yer almış, birlikte!
İlk zamanlar kendisinin 
"Yaşasın Sosyalizm"
Deniz’in ise "Yaşasın Tam Bağımsızlık" diye
bağırdığını aktarıyor.
Sonra da çok yakın dostu/sırdaşı olmakla
övündüğü Denizler’in bugün haklı olduğunu bildiriyor.
İdamından sonra Gezmiş ailesine
manevi işkencelerin -yıllarca- sürdürüldüğünü,
bunlara tanık olduğunu anlatıyor gözleri dolarak Usta Hukukçu...

***

Sözcü Gazetesi’nin de avukatlığını üstlenmiş Celal Ülgen.
Ergenekon, Balyoz’un çakma senaryolarla
kumpasa döndüğünü hatırlatıyor,
"Sözcü’ye algı operasyonu da birebir aynı" diyor.
Devam ediyor Ülgen:
"Sözcü, basının dördüncü erk olma özelliğini
en ciddi ölçüde gerçekleştiren gazete!
Bu özelliğini kullanırken, FETÖ’nün
hukuka aykırı işlemleri ve
devlet kademelerine sızmasını,
iktidar ve muhalefet partilerini yaptıkları
görev itibariyle hep eleştirdi, toplumun sesi oldu.
Gazeteler ve gazeteciler özgürdür. 
Hiçbir şekilde iktidarın ve de
belirli bir muhalefet partisinin çıkarlarına
hizmet edemez.
En azından Sözcü böyle bir gazete değildir.
Yaptığı haberlerle en çok eleştiri alır.
Tek tirajı 350.000’in üzerinde olan gazetedir.
Bu nedenle de Sözcü susmaz!"
"Sözcü’den FETÖ’cü çıkar mı?" diye
soruyoruz, hemen yanıtlıyor:
"Kanını kesseniz Atatürk yazısı çıkar,
yurt sevgisi çıkar. 
Kim açardı köşelerini
Uğur Dündar, Bekir Coşkun, Yılmaz Özdil’e?"
"Aklımız fikrimiz Gökmen-Mediha"dan da şöyle söz ediyor Ülgen:
"Emniyet’te tanıdım ikisini de!
Tutuklamadan
sonra kendilerine olan güvenlerini gördüm.
Yiğittiler! ‘Bu bedeli ödemeye hazırız’ dediler.
Açık bir direniş gördüm!"

***

Ve şiirden söz etmeden olmaz!
"Şiirin silah, silahın da şiir" olduğuna,
büyüsüne de inananlardan Celal Ülgen...
Şairlerin "şiirlerde sevildiğini" savunuyor.
Şiire kim emek verdiyse saygıyla ananlardan...
Bir ara İzmir 68’liler Birliği Başkanı Gazeteci-Yazar-Şair
Ustam Okan Yüksel’in de katılıp yakasına "68’li"
rozeti taktığı sohbette, Cemâl Süreya’nın 
"Bir mısra söylesek de sanki herşey düzelecek"ini
işaret edip, kendi şiirinden dizeler okuyor Celal Ülgen:
"Ne şiire şiir diyebildiler
Ne resme resim,
Doyasıya sevemediler,
İmbat saçlı sevgililerin,
Güneş yanaklarından öpemediler,
Soğuk gecelerdi,
Gene de on dördü gibi ayın sevecen,
Çağlayanlar kadar coşkulu...
Bilinmedik Denizler köpürtüyor şimdi,
Başkaldıran dalgalarla yüzlerini.
Ey geleceğin fenerleri,
Yaprağa düşen çiy
Ey Haziran hasadı, 
yitik kuşlar,
Dönün geri..."
Bu şiir, 68’lilere adanmıştı.
Yani; Denizlere!..

***

Su, ateşten korkmazmış! 
Ben, asla başeğmez yiğit 68’li -bir ömür mücadele insanı- Celal Ülgen’i çok sevdim, saygım katmerlendi.
Benden de kendisine bir Cahit Külebi gelsin.
Tabii ki Deniz’li!;
"Keskin bir koku gibi limandan, Geliyor insanların sesi,
Vuruşunu kalplerin duyuyorum,
Kağıt gibi dümdüz, bembeyaz, Denizin üstü…"


https://twitter.com/Atikopruluoglu

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner80

banner87